AK PARTİ-YEREL BASIN İLİŞKİLERİ
Ak Parti Muğla Milletvekili Mehmet Yavuz Demir’in Milas’ta yaptığı açıklama ortalığı karıştırdı.
Konu ile ilgili iki farklı açıklama var.
İlki Milas medyasından, ikincisi sayın vekilin basın danışmanı aracılığı ile servis edilen açıklamadan.
İlkinde kısaca; “Muğla’daki yerel basın CHP’nin yapmadıkların yapmış gibi gösterirken Ak Parti haberlerine yeterince yer vermiyor. Kendi basınımızı mutlaka oluşturmalıyız”…
İkincisinde ise “Bölgeye hükümetimiz eliyle çok ciddi hizmetler aktarılıyor ama bazı medya kuruluşları bunları aktarmak yerine tuvalet yenilenmesi gibi işleri çok büyük şeyler gibi anlatmaya çalışıyor. Bunun düzeltilmesi lazım” ifadeleri yer aldı.
Açıklama beklendiği gibi kamuoyunda tartışma başlattı.
Bize göre; Milletvekili Demir’in “Kendi basınımızı mutlaka oluşturmalıyız” açıklaması talihsiz bir açıklama ve Ak Parti’nin yerel basında yeteri kadar yer bulamaması, kendi basınını inşa etmekle çözülecek bir sorun değil.
Bilen bilir, bilmeyen de öğrenir.
Muğla il genelinde faaliyet gösteren günlük gazetelerin büyük çoğunluğu merkez sağ yatırımıdır.
Bu gazeteler patronundan çalışanına büyük oranda merkez sağ görüşten, yazar-çizer kadroları da milliyetçi, muhafazakâr ve demokratlardan oluşur.
CHP’li gazetelerin sayısı oldukça düşüktür, il genelinde üçü beşi geçmez. Muhafazakâr demokrat bir parti olarak Ak Parti haberlerinin yerel basında yeteri kadar yer bulmamasının nedeni yayın kurumları ile ilişkilenmeyi becerememesinden (!)
Ötesinde basın ilişkilerini sağlayacak basın birimlerini oluşturamamasından kaynaklanıyor.
Sosyal medyanın yanlış kullanılması, fotoğrafın ideolojik tanıtımdan/propagandadan sayılması başta olmak üzere bu sorunun onlarca iç nedeni var.
Parti içi siyasi rekabet ve yayın kurumu perhizlerinin dışında bu nedenlerin başında ise ‘basına düzenli servis yapılmaması’ yer alıyor.
Ak Parti milletvekilleri, Ak Parti il başkanlığı ve Yatağan Belediyesi dışında basına düzenli haber servisi yapılmıyor.
İl genelinde Ak Parti’nin 13 ilçe başkanlığından merkez basına gelen açıklama ‘yok’ denecek kadar az.
Yine il genelinde Cumhur ittifakı belediyelerinden, çoğunlukla Ak Partili belediyelerden gelen açıklama ya da bültenler bir elin parmakları kadar.
Bu durumun sorumlusu basın kuruluşları ya da gazeteciler değil.
Konuya ‘cuk’ oturan bir örnek verelim.
31 Mart yerel seçimleri sonrasında işsiz kalan, üstelik merkez sağ görüşlü, deneyimli ve partiyi çok iyi bilen bir gazeteci meslektaşımız, bir iki ay iş aradı. Partiye yakınlığı ile bilenen meslektaşımız çareyi Ak Partili belediyelere başvuru yapmakta buldu. Basın birimini kurmak ve orada görev yapmak için Ak Partili iki belediyenin kapısını çaldı. Ancak talebi ‘Adam alamıyoruz, kadromuz yok, bütçemiz yok’ gerekçesiyle geri çevrildi.
Bu gerekçe bize inandırıcı gelmedi…
Zira teşkilat yapısına yönelik yönetim organizasyonunda Tanıtım-Medya Başkanlığı bulunan bir partinin, iktidar olduğu belediyelerde basın birimine ihtiyaç duymaması anlaşılır bir şey değildi. Bu belediyelerde basın birimi olmayabilir ancak bu birimler istenirse kurulabilir.
Üstelik Ak Parti teşkilatlarının önünde çarpıcı bir örnek var ve bu örneği iki milletvekiliyle bir belediye başkanı oluşturuyor.
Ak Parti Muğla Milletvekili Mehmet Yavuz Demir’in basın danışmanlığını; Gazeteci Mutlu Hazer,
Yelda Erol Gökcan’ın danışmanlığını; Gazeteci Kenan Gürbüz, Yatağan Belediyesi basın danışmanlığını da Gazeteci Cavit Yıldırım yürütüyor.
Her iki vekilin ve Yatağan Belediyesi’nin basın danışmanlığı görevinde (kimilerine göre yanlış olsa da) gazeteci kökenlileri tercih etmesi boşuna değil.
Gazeteci tercihinden kaynaklanan fark, açık seçik ortada.
Seçildikleri günden bugüne her iki milletvekilinin binlerce haberi yayınlandı.
Ak Partili belediyeler arasında en çok haberi yapılan belediyenin Yatağan Belediyesi olması da tesadüf değil.
Ak Partili belediyelerden gelen bültenlerin büyük çoğunluğu özensiz, derinliksiz, üç beş satırlık karalamalar.
CHP kökenli haberlerin yerel basında daha çok yer almasının nedeni CHP’nin kendi medyasına sahip olması değil, basın birimlerin aktif çalışması ve yerel basınla olan ilişkilenme becerisi.
Bu ilişkilenme sadece siyaset-basın ilişkisi ile sınırlı kalmıyor, günlük yaşamda sosyal ilişkilerle varlığını sürdürüyor.
Ak Parti hükümetin büyük bütçeli yatırımları dışında il genelinde en büyük yatırımların sahibi olan CHP’li Muğla Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde yeni bir hamle yaptı.
Şube müdürlüğü düzeyinde hizmet veren basın birimini Daire Başkanlığı’na dönüştürdü, bünyesindeki gazeteci kökenli istihdamını büyüttü ve basın ilişkilerini güçlendirdi.
Öteden beri CHP’li belediyelerin tamamında basın birimleri mevcut ve bu birimler aynı zamanda CHP il-ilçe başkanlıklarının bu konudaki ihtiyacını da karşılıyor.
Sadece onlar mı? CHP’li milletvekilleri de bu birimlerde görev yapan gazeteci kökenli personelden faydalanıyor. Yani CHP örgütleri bu konuda olağanüstü bir dayanışma sergiliyor. 31 Mart yerel seçimlerinde Ula’da muhalefete düşen CHP ilçe örgütünden gelen bülten sayısı, iktidar olmasına karşın Ak Partili belediyeden gelen bülten sayısından fazla.
Diğer Ak Partili belediyelerde de durum üç aşağı beş yukarı aynı.
O günün koşullarında (!) 500 milyon TL’yi aşan bütçe ile hizmete açılan Muğla Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin sağlık hizmetlerinden çok hastane merdivenlerinin tartışılması bu mahzurlu durumun en seçkin örneklemesini oluşturuyor.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır. Köşe yazısını yazdırmadan önce çevreye olan sorumluluğun hatırlanmasında fayda vardır.