Muska; hastalık, nazar, göz değmesi gibi sıkıntılardan korunmak için yazılıyor, muhtemel bu nedenlerden dolayı da taşınıyor. Bu ara muskayı taşımaktan çok yazdırmak moda. Nefesinin, kelamının ve kaleminin kuvvetli olduğunu düşünen erenler kent siyasetinde muska dönemini de başlattı.***
Kravatlısına, meraklısına, yandan çarklısına, yazdıklarından dolayı hayır- dua alan bu muhteremler, muska yöntemi ile kenti ve kent siyasetinin dizayn etmek, mutlak hakimiyet kurmak istiyorlar. Postnişin tavırlı kent bilicileri kendilerine ait mükellef bir biat kültürü yaratmanın peşindeler. Oldu olacak; kentin girişinde bir yere kendileri ile ilgili bir “ören yeri” levhası diksinler olsun bitsin. Başın- dişin ağrırsa, nasırına basılırsa, sırtın kaşınırsa, hele siyaset seni köşeye sıkıştırırsa, hiç durma, şifayı başka yerde arama! git hazretlerine… Sana bir muska yazar, “bişeyciğin” kalmaz.
***
“Yar bana bir eğlence medet”! Siyasette; başı- dişi ağrıyan, nasırı basılan, sırtı kaşınan, köşeye sıkışan soluğu “nefesi kuvvetli” derya hazretlerinde alıyor ve konu gittikçe de tırmanıyor.
***
Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, insan kaynağı, bilgi birikimi, düşünce üretimi ve araştırma kapasitesi, politika, strateji ve proje geliştirme potansiyeli, uluslararası ilişki, iletişim ve organizasyon becerili “postnişin” hazretlerinden bir alıntı. “Veri, bilgi, ilişki de neymiş. Bunlar daha dünkü çocuk. Bunlar bize rağmen bu memlekette bir şey yapamazlar. Öyle derinlikleri falan yok bunların, bizim gibi ilm-i tedrisattan geçmeleri yok! Bunlar komünist üstelik. Maazallah, uzak durun bu adamlardan. Cünüb’lükleri üzerine bulaşır. Siz bir şey oldu mu, bize gelin, bir şey duydunuz mu, derhal bizi arayacaksınız, bize söyleyeceksiniz, biz düşüneceğiz ve işin gereğine bakacağız.”
***
Birileri kendi inanç ve ilişkilerini topluma en uygun model olarak görüyor olabilir. “Haddini bilmez bir karanfil” gibi rüzgar da bir o yana bir bu yana sallanabilir. Ancak zihinlerinin arkasındaki “ortadoks fantezisi “ ile ne toplumun, ne siyasetin ne de kentin kaderini tayin edemezler. Ehlinin, erbabının elinden çıkan muskanın böyle bir hedefi ve himmeti olmaz.
***
Halk Hizmet buluşmalarından birisinde Prof. Dr. Yüksel Özden yeni uygulamaya girecek olan eğitim sistemi ile ilgili olarak “Bu sistemle din tacirlerinin önünü kestik. Çocuklarımı-zın din eğitimi için sahtekârların ellerine düşmekten kurtardık. İnsanların dinini öğrenmesi, tercihli öğrenmesi bir özgürlüktür. Geçmişte kendilerini tarikat şeyhi ilan eden sahtekârların, din tüccarlarının bu yasayla önünü kestik” ifadelerini kullanmıştı.
***
Bizden; post’a oturan, siyasi muska yazarak şifa dağıtmaya, kenti dizayn etmeye çalışan muska erbaplarına bir tavsiye. İşe; yıllardır CHP’ye oy veren “çakma cemaatler”den başlasınlar. Parti ile organik bağını bir böbürlenme sayan bununla piyasa ve sükse yapan çakma cemaatçilerin durumu tam muska’lık. Bilim bu türde sıra dışı, abuk bir eğilimi ve sapmayı açıklamaz. Bu durumu sadece nefesi ve hevesi kuvvetli muska erbapları açıklayabilir.
***
Muska ve telkin etkili olmazsa kurşun da dökülebilir. Nefesli ve hevesli himmet sahiplerinde çözüm yolu çok. Biri olmazsa biri olur. Önemli olan kenti ve siyaseti dizayn etmek, siyasetçi de biat kültürü oluşturmak ve her konuda fikri sorulan bir “büyük” olmak.
***
Kravatlısına, meraklısına, yandan çarklısına, emeklisine duluna yetimine, başı -dişi ağrıyana, nasırına basılana, sırtı kaşınana, siyasette köşeye sıkışana “Ya Şefaat”…