Ak Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa’nın İmam Hatipliler pilav günü yaptığı konuşmanın üzerinden yaklaşık 20 gün geçti. Boğa açıklamayı yanılmıyorsam 20 Ağustos 2012 tarihinde yaptı. Kamuoyu konuyla ilgili olarak CHP Milletvekillerinden sert açıklamalar bekledi ancak o sert açıklama CHP’li vekillerden beklenilen düzeyde gelmedi. Cumhuriyetin temel değerleri, rejim ve laiklik konularında hassas olduğu bilinen CHP’nin Fethiye kökenli Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, bir başka Fethiyeli Milletvekilinin yarattığı krizi bir siyasi argüman yada fırsat olarak görmedi. Aksine açıklamaları ile Fethiyeli vekiller dayanışmasının en seçkin örneğini verdi. Açıklamaları hatırlayalım.
***
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir: “Yapılan açıklama doğru değil. Ali Bey’in böyle bir demeç vermesi ilginç. Ne amaçla söylediği çok önemli. Kendisiyle konuşmak lazım. İnsanlarımız hangi görüşte olursa olsun eşit mesafede yaklaşıyoruz. Eğitim sisteminde zorlama yapılmaması gerekiyor. Eğitim sistemi kötü yönlendiriliyor.”
***
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan; “Bu toplumun belli değerleri var. O değerlerin kolay değişmeyeceğine inanıyorum. Geçmişte böyle girişimler denenmiştir. Ancak başarılı olunamamıştır. Bu tür yaklaşımlar sonuçsuz kalacaktır. Muğla halkının belli duyarlılıkları vardır. Muğlalılar dinlerine bağlı insanlardır. İnanç özgürlüğüne inanırlar. Bunun yanında çağdaş ve evrensel yaşam anlayışları da vardır. Yaşam anlayışlarına müdahale türündeki söylemlerine itibar etmezler.”
***
Bu açıklamalar “kaybeden üzülmez, bulan sevinmez” türden. Bunlar; “söylense de söylenmese de olur” türünde açıklamalar. O nedenle bu açıklamaların kamuoyunda ve siyasette herhangi bir etkisi olmadı. CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün açıklamaları bu aşamadan sonra geldi. İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün vekil Ali Boğa’nın imam hatip tespitine yönelik yaptığı açıklaması bir üst perdedendi. Öztürk’ün “Ak Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa’nın ‘Kur’an-ı Kerim’in okunmasının yasak olduğu günler’ başlıklı sözleri ile başlayan demecini hayretler içinde okudum ve irkildim. Milli görüş lideri rahmetli Erbakan’ın ‘kanlı mı olacak, kansız mı olacak?’ sözleri ile başlayıp, Şevki Yılmaz’ın Atatürk ve laikler için kullandığı sözler ile yeşeren Merve Kavakçı, Hasan Mezarcı ile alevlenen laik Türkiye Cumhuriyetine dinamit koyma girişimlerine Muğla halkımızın seçtiği Liberal muhafazakâr bir kişilik olan Sayın Ali Boğa tarafından bulunduğu topluma söyleyerek gelinen nokta düşündürücüdür. Önceki yıllarda, radikal milli görüşçülerin; ‘Tetikçi’ olarak seçip yetiştirdikleri, halkımızın, inanç, yaşam biçimi, kişi hak ve özgürlükleri ile rejime yönelik ihlal ve saldırı içerikli sözleri, bugün Atatürk, ilke ve devrimlerine ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetine, candan bağlı Muğla halkının seçtiği bir milletvekilinin de aynı ağızdan dillendirilmesini büyük talihsizlik olarak değerlendiriyor, düşündürücü ve ürkütücü buluyorum. Gerekli cevabı Muğla halkının vereceğine inanıyorum” şeklindeki sert açıklaması yine aynı günlerde kentin gündeminde manşete oturan il genel meclisi üyelerinin bilek güreşi nedeniyle ortaya atılan iddiaların ve ithamların arasında kaybolup gitti.
***
Aradan yaklaşık 20 gün geçti ve konu ile ilgili son açıklama CHP Merkez İlçe Başkanı Bahattin Gümüş’ten geldi. CHP İlçe Başkanı Gümüş, vekil Ali Boğa’ya yönelik şu sözleri sarf etti: “Yüce dinimizi alet ederek gönüllerinizi ve kalbinizi aldatmalarına izin vermeyin. AKP hükümetinin bilinçaltında yatan Cumhuriyet ve onun değerlerine saldırganlığın açıkça görüldüğü bu yersiz açıklama toplum vicdanında gereken cevabı elbette bulacağına inanıyorum. İmam hatipli olmanın önemini ve bu okullardan mezun olmanın bir değer olduğunu bizlere telkin eden Sayın Milletvekilinin torunu Ankara’da Fransız okulunda okumakta Fransa ve hükümetinin müfredatına göre millet, vatan ve peygamber sevgisi öğrenmektedir. Yüce dinimizi kendi siyasi çıkarlarınız için kullanmaktan hiç mi korkmuyorsunuz? Kendi torununuzu bile inandıramadığınız bir eğitim anlayışını halkımıza empoze etmek gibi travmatik bir beyanatı hangi ruh haliyle söylediniz? Vekilin enerjisini Cumhuriyet ve onun değerleri ile rövanş almak yerine yoksulluk, yolsuzluk ve terörün çözümüne yönelik yapmasının daha yararlı olacağına inanıyorum”.
***
Ak Parti kaynaklı siyasi argümanların ne işe yaradığı ile ilgili olan bu açıklamalar bir kamuoyu yaratır mı? bilemeyiz. Bildiğimiz imam hatip meselesine sokaktaki vatandaşın siyasilerden daha fazla tepki gösterdiğidir. Siyaseti, bir sanat olarak kabul edenler bu kabulü siyasi argümanları kullanmakta gösterilen ustalıkla ölçülendirirler. Siyasetin egemen gücünü oluşturan siyasi oluşumlar ne yazık ki artık kılıç ustaları yetiştiremiyor.