Meslek büyüğümüz, Naim Kılıç, bizim kaleme aldığımız konuları ta İstanbul’dan anladı, burnumuzun dibindekiler bizi hala anlamadı. Demek ki anlamak için yakında durmaya gerek yok. Kılıç, Hamle yazarı Hüseyin Kocabıyık ile benim farklı bakış açısıyla ele aldığımız CHP ile ilgili kaleme alınan yazıların yerel yöneticiler tarafından doğru anlaşılması gerektiği uyarısında bulunmuş. Hüseyin Kocabıyık’la ilgili kısmını ben yazamam, üzerime vazife değil. Ancak Naim Kılıç’ın yazısında yer alan şu ifadelere yer vermeden geçmek olmaz.
Kılıç: “CHP’li dostlarıma ve özellikle basını eleştiren yöneticileredir şu sözlerim: Basının görevi eleştirmektir. Eleştirir ki yanlış varsa düzeltilsin eksikler daha mükemmel hale getirilsin. Düşünelim, sayın yazar sizi eleştirirken, belki de şu konuda haklı olamaz mı diye neden düşünmeyelim. CHP’nin oylarını artıramaması, eğer önümüzdeki seçimlerde de hüsranla sonuçlanırsa, bu uyarının neresi yanlış? Aksine ben tarafsız ve dürüst bir insanın uyarısı olarak görürüm bu yazıyı” …
Kılıç: “İkinci yazı Gazete Şah’da Nejat Altınsoy’a ait idi. ‘Sığ Bakışlı Parti Kültürü Yaratmak’. O yazarımız konusu da, Konakaltı Kültür Merkezinde yapılan CHP toplantısında, merkez ilçe başkanının, basının ilgisizliğinden yakınan, konuşması üzerine yazılmıştı. CHP üyeleri ve özellikle yönetim kadrolarında bulunanlar bu yazıları, okumuş olmalılar diye düşünüyorum. Bu köşe yazısı da birincisinden farklı değil. Yazar basındaki ilgisizlikten şikayet etmenin haksız olduğunu, gayet geçerli dayanaklarla, açık seçik geçersiz kılıyor. Sadece bu yazı bile, bence Muğla basınında CHP’ye karşı bir ilgisizlik bulunmadığının, göstergesidir. Partili belediyelerin icraatının gazete sayfalarında övülmesini bekliyorsanız, haksız eleştiriler karşısında, basınla saygılı ve etkili bir diyaloga giremiyorsanız, özetle, partili yazarların bile partizanlık yapamayacaklarını düşünemiyorsanız, kabahati kendinde arayıp, basını etkileyecek çalışmalar konusunda, gerekirse basından tüyolar almayı beceremiyorsanız, her şey güllük gülistanlık olsa, gazetecinin görevi bir bit yeniğini arayıp bulmaktır. Öyle olmalıdır ki, bit yeniği kadar bile kusurumuz kalmasın”…
Naim Kılıç, yazısında partinin basından beklentilerinin gerçekçi bir tavra dönüşmesi için meraklısına bir de örnek vermiş. Kılıç, Atatürk’ün direktifiyle, CHP’nin çıkardığı ULUS gazetesine kısaca bir göz atılmasını istemiş. Ulus diye bir gazeteye bizim yöneticiler nasıl göz atabilir Naim Amca? Onlar şimdi bu yazıları okuduktan sonra (eğer okurlarsa) “Bizim genel merkezin Ulus diye bir gazetesi mi var?” diye araştırmaya başlamışlardır.
CHP teşkilatlarının, yöneticilerinin şimdi tam da bu noktada, CHP’li bir gazetecinin önderliğine ihtiyacı var. Vizyonu, misyonu ve birikimi ile bu işi yapabilecek isimlerin başında da Sayın Naim Kılıç geliyor. Bu açıdan bakıldığında “Naim Kılıç biraz daha Muğla’da kalsa iyi olacakmış” diyebiliyor insan. Zira yerel yöneticilerimize CHP’li yöneticilere basın konusunda, toplumla ilişkilenmek konusunda mihmandarlık, ağabeylik yapabilecek bir isim gerekli diye düşünüyoruz. CHP böyle bir müessesenin sahibi olsaydı bugün gerek basınla gerekse toplumla yaşanan ve neredeyse ayrışmaya kadar giden olaylar yaşanmazdı.
CHP’li yöneticiler arabulucu ve uzlaştırıcı bir müesseseye nasıl bakarlar bilemeyiz. Bu kentte bu görevi üstlenecek deneyimli ve partili isimler bulunmasına karşın böyle bir yapı hala kurulabilmiş değil. Süleyman Uslu’nun il başkanlığı döneminde partinin internet sitesini faaliyete geçirmiş, CHP il basın bürosunun da başına gönüllülük esasıyla geçmiş bir gazeteci olarak örgütün tüm unsurlarından gelen haberleri kamuya ve basın kuruluşlarına aktarmış, partinin basınla olan ilişkilerine balans olmayı başarmıştık. Veb sayfası ve basın bürosunun açılması, iletişim ve enformasyona başlaması ortalığı ayağa kaldırmıştı. CHP genel merkezinin resmi yayın organı Halk TV’nin Muğla temsilcisi olarak görev yapmam istendiğinde bunun yetersiz olacağını, mutlaka partinin her gün düzenli olarak güncellenen bir veb sitesinin açılmasını ve özellikle İl Basın Bürosunun kurulması gerektiğini dönemin il danışma kurulunda dile getirmiş ve dönemin Parti Genel Sekreteri Önder Sav’ın oluru ve katkıları ile işe başlamıştık. Sevgili Tufan Doğu ağabeyim de olayı yürekten desteklemişti. İl Basın bürosunun açılması ile o güne kadar yerel yönetim ağırlığı ve çatısı altında yapılan basın açıklamaları, duyuruları bu yapı ile il’den ve basın bürosundan çıkmaya başlamış ve bu konu o güne kadar bu iletişim ve basınla ilişkileri elinde tutanlar bu işten hiç hoşlanmamışlardı. CHP İl Basın Bürosu ve internet sitesi güçlü bir yayın organı haline dönüşüyordu. Bazı belediyelerin basın halkla ilişkileri kendilerini il basın bürosunun üzerinde görmüş ve haber paylaşımına gitmemiş, ayak diretmişti.
Naim Amca’nın önerdiği gibi Ulus gazetesi tabiî ki araştırılsın. Ancak bizim yöneticilerimiz bu tarihsel yolculuğa çıkmadan önce araştırmaya buradan, bu ilde kurulan il basın bürosuna ne olduğundan başlasınlar. İyi olur.