Varlığını yeni fark ettiğimiz Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE), stratejik derinliğine ve tarihi sorumluluğuna doğru emin adımlarla yol alan Türkiye’nin ulaşmak istediği büyük devlet idealinde önemli bir dönüm noktası olarak tanımlanıyor. 2009 yılında kuruluşu gerçekleştiren Stratejik Düşünce ve Araştırma Vakfı (SDAV) bünyesinde faaliyet gösteren enstitü iç ve dış politika bağlamında geleceğin Türkiye’sini şekillendirme yolunda devleti ve halkıyla bir bütün olarak ortak aklı, kollektif sorumluluğu esas alan bir sivil düşünce kuruluşu.
***
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün temel amacı demokrasiye bağlı, millet iradesine, temel insan hak ve hürriyetlerine inanan, ülkemizin güçlü, hür ve bağımsız varlığını esas kabul eden, milli, manevi ve moral değerlerimizi güçlendiren, çağdaş, mutlu, müreffeh ve ileri bir toplum hedefine yönelmiş, ekonomik ve teknolojik kalkınmayı sağlamış, sosyal hukuk devleti ve sivil toplum ilkelerini içine sindirmiş bir ülke yaratmak.
***
Enstitü; toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, insan kaynağı, bilgi birikimi, düşünce üretimi ve araştırma kapasitesini, politika, strateji ve proje geliştirme potansiyelini, uluslararası ilişki, iletişim ve organizasyon becerisini en verimli biçimde değerlendirerek ve yöneterek; ülkemizin güçlenmesine, insanımızın kalkınmasına hizmet etmeyi amaçlıyor. Bunun için; Türkiye’yi bölgesel güç olmanın ötesinde küresel güç olmaya götürecek stratejik bakışın ülkemize kazandırılması noktasında temel bir misyon yüklenmiş.
***
Enstitü “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin Sağlıklı Yürütülmesi ve Yöntem Arayışı” adı altında bir çalıştay gerçekleştirmiş. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) öncülüğünde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE), Emlak Konut GYO ve kentsel dönüşüm şirketlerinin işbirliği ile gerçekleştirilen “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin Sağlıklı Yürütülmesi ve Yöntem Arayışı” çalıştayı kentsel dönüşümü her yanıyla ele almış ve detaylı olarak masaya yatırmış.
***
Basında yer alan bilgilere göre Enstitü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay çalıştay da yaptığı konuşmada 2000’li yıllardan sonra TOKİ öncülüğünde başlayan kentsel dönüşüm projelerinin hali hazırda kentlerin yapısını çok yönlü bir şekilde değiştirdiğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullanmış. “Elbette Türkiye’de ciddi bir kentleşme problemi var ve bu problemin değişik yollarla giderilmesi, kentlerin daha planlı ve yaşanılabilir hale getirilmesi gerekir. Devlet bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı fakat ülkenin her tarafının benzer mantıkla dizayn edilmesi yeni problemlere de yol açmaktadır. Kentsel dönüşüm süreçlerinde yerli halkın zarara uğratılmaması, oluşan iş imkanlarından öncelikle onların istihdam edilmesinin yanında kentsel dönüşümün başarılı olması yani kentin fiziksel dönüşümünün yanında sosyal ve kültürel açıdan da başarılı olabilmesi için yerel halkın beklentilerini ve katılımını dikkate alan projeler uygulanmalı”.
***
Why Hocam why! (Vay Hocam Vay). Yolun inşallah bir gün Muğla’ya düşer. Hoca gelinceye kadar ben Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay’ın açıklamasının son kısmını şehrin görünen bir yerine, mesela bir apartman duvarına, duraklara, duyurumluklara (billboard) birde üstelik koyu kara puntolarla yayınlamak isterim. İsterim ki gelen geçen kaldırsın kafasını okusun “Kentsel dönüşüm süreçlerinde yerli halkın zarara uğratılmaması, oluşan iş imkanlarından öncelikle onların istihdam edilmesinin yanında kentsel dönüşümün başarılı olması yani kentin fiziksel dönüşümünün yanında sosyal ve kültürel açıdan da başarılı olabilmesi için yerel halkın beklentilerini ve katılımını dikkate alan projeler uygulanmalı” yazısını.
Dönsün, dönsün okusun, bir daha okusun diye…