Partinin kodlarına uygun bir kültüre ait olduğuna ilişkin, suni bir yaşamın tarihsel derinliği için yemin ederek kent siyasetini dizayn etmeye çalışan, alnında kavga yazmayan, mücadeleye kanını, canını koymadan kazanabilme ihtimali üzerine siyaset yapmayı uygun gören yengeç türü, büyükşehir statülü kararı bekliyor.***
Uzunca bir süredir bir şekilde partinin içinde var olan, partiliden hürmet gören, ağabeylik yapmak için her fırsatı değerlendiren muhafazakâr tayfa, partinin cenk ettiği seçim meydanlarına inmeden, toza toprağa karışmadan meydanın karşı tepelerine kurulmuş seyir koltuklarında oturarak olası bir muharebe başarısının paydaşı olabilir mi?
***
Parti piyadelerinin savaşı kazanma ihtimali ile ihtiraslı fırsat düşkünlüğünü gizlemeye çalışan ancak olası bir başarının peşinde koşmaktan da vazgeçmeyenler büyükşehir kararının ardından en koyu partizan gömlekleri ile meydanlarda boy göstermeye hazırlanıyor.
***
Bu güne kadar partinin piyadelerini “bizimkiler” olarak nitelendiren, karşı taraftaki siyasî oluşumlara ise zerre kadar tahammül göstermeyen ve onları iddialı bir ırkçı anlayışla “diğerleri” olarak gören, bunun üzerine hatim indiren, muska yazan, cenk etmek, mücadele etmek yerine bir yengeç ürkekliğinde kendini bir kovuğa gizleyenler, büyükşehrin bürokrat kadrolarında kendilerine yer edinebilirler mi?
***
Yüreklerini ve cesaretlerini asla ideolojinin hizmetine vermemiş olanlar, büyükşehir statüsünün ardından er meydanına çıkacak, savaşacak olan siyasi partilerin etrafında bir at sineği gibi dolaşmaya başladılar. Uyaralım: Solcuyla solcu, sosyalistle sosyalist, demokratla demokrat, sağcı ile sağcı, muhafazakârla muhafazakâr, cemaatçi ile cemaatçi olabilme başarısı gösterenler ikbal ve istikballeri için ahlâklı ideolojiyi bir kenara bırakabilirler. Siyasi partiler ve siyasetçiler bütün hesaplarını seçim sonrasında oluşacak yeni düzene göre yapan, ellerini sıvazlayan bu yengeç türüne dikkat etmeli.
***
Siyasi partileri ikbal ve istikbal için kurulmuş birer mekanizma olarak görenler, her seçim döneminde olduğu gibi önümüzdeki yıl içerisinde yapılması planlanan büyükşehrin ve büyük olanakların uykusuna çoktan yattılar. Ekim ayı içerisinde çıkması beklenen büyükşehir statüsünün kokusu ile harekete geçen bu yengeç türü ortalıkta daha çok görünmek, güya dava adamı olduğunu göstermek adına gizlendiği kovuktan çıktı. Bu yengeç türü şimdi siyasetin resiflerinde kol geziyor.
***
İdeolojik temel yerine muhafazakârlık anlayışının kabul görmesinin peşinde koşan, bunu yeterli bir derinlik sayan, partinin kurumsal kimliğini ve ideolojisini oluşturan tüzük, program ve toplumsal politikalar yerine günlük ilişkileri, kartvizit siyasetini geçerli kılmaya çalışan bu yengeç türünün cenk eden, muharebeye giren siyasetçiye rehberlik etme isteği bir “dava”dan kaynaklı değildir.
***
Büyükşehir sonrasında oluşacak yeni yönetim biçiminin bir şekilde içinde kalmak, oluşacak omurganın bir parçası olabilmek adına siyaseti ahlak temelli, toplumun geneline hizmet eden bir yapıdan “hizmete özel” bir duruma getirmek isteyen, kişiselleştiren yengeç türü siyaseti kendi zemininden uzaklaştırmaya devam etmek istiyor.
***
Bu yengeç türüne isyan eden yazıyı Albert Camus’la bitirelim. Camus; isyan eden kimdir? sorusuna “hayır diyendir” diye cevap verir.