Biz iki yıl sonrasının planlamasını yaparken, planlanmasını yapmayı düşündüğümüz CHP’de seçimin son haftasında atağa kalktı. Olağanüstü bir gayretle propaganda yapıyorlar. Bu propagandanın önemli bir parçasını yerel yönetim oluşturuyor. Özellikle Başkan Gürün, propaganda sürecindeki toplantıların önemli aktörlerinden birisi. Ateşli ve isabetli söylemleri ile seçmenin gönlüne, yüreğine hitap ediyor. Örgütte ve seçmende Ak Parti refleksi en önemli argüman. Kentteki bu refleksi Başkan’dan iyi kimse bilemez. Başkan Gürün’de siyasi yaşamındaki başarısını bu reflekse borçlu. Refleks gösteren örgüte borçlu. Seçim döneminde bu refleksi parlatmak, cilalamak, vurgulamak doğru bir yöntem. Bu doğru yöntemin söylemleri örgütün oy oranında bir artışa neden oluşturur mu? bilemeyiz ama en azından örgütün mevcut oranını koruyacağını tahmin ediyoruz. Muğla CHP örgütünün yürüttüğü seçim kampanyasına saygı duyuyor, şapkamızı çıkarıyoruz. Büyük bir çaba sarf ediyorlar. Her yerdeler, en lokal alanlarda bile çalışmalarını yürütüyorlar. Mahalleler yine seçimin gözde mekanlarının başında geliyor. Örgütün mahalle toplantılarına öteden beri alışkınız. Ancak belediyenin mahalle toplantılarına pek alışık olduğumuz söylenemez. Çetelesini tutmadık ama bu toplantıların bir demokrasi alışkanlığı yaratmadığını biliyoruz. Neredeyse iki buçuk dönemdir görevde olan Başkan Gürün, ilk kez bu kadar sık bir periyod’ta mahalleli ile buluşuyor, sorunları dinliyor, çözüm önerilerini aktarıyor. Bunun eleştirilecek yada takdir edilecek bir tarafı yok. Bu zaten yapılması zorunlu bir CHP geleneği. Geleneğin geçte olsa, seçim dönemi de olsa hatırlanması güzel. Yerel yönetim, mahalleli, muhtar…
Kenti, sokak aralarından halk ile birlikte yönetmek mümkün. Tabi ki yasalar çerçevesinde. Unutmayalım, bunu yapan belediye başkanları ve valiler görmüşlüğümüz var. Eski Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu bunlardan birisi. Yiğenoğlu, İl Genel Meclis toplantılarını köylerde yapma geleneğini başlatmıştı. Müthiş bir uygulamaydı. Yerinde sorunları tespit ediyor ve hemen çözüm getiriyordu.Halkın içindeydi, halkla birlikteydi. İşte o yüzden Yiğenoğlu kentin unutulmazlar listesinde yerini almıştı. Vali Hüseyin Aksoy giderken Gevenesli hacı teyze, valinin boynuna sarılıp “Bizi bırakıp, nereye gidiyon aslanım, çocuğum” diye gözyaşlarına boğulduğunu, sarılıp, öpüp, kokladığını unutmadık. Bu halk önderine, liderine düşkündür. Lider ve önder de halkına düşkün olsa ne çıkar ?
Başkan Gürün’ün badana yaparken çekilmiş fotoğrafı anlam yüklüydü.
Onu saklayacağım…