Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin akademik yılı açılış töreni için geldiği Muğla’da bir dizi açıklamayı arkasında bırakarak ayrıldı. Bunlardan en önemlisi ise büyük şehir seçimlerine yönelikti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ak Parti il binasında yaptığı açıklamada yerel seçimlerin önemine vurgu yaptı. Arınç’ın açıklamalarını bir kez daha hatırlayalım.
***
Arınç: “Önümüzde bir yerel seçim var. Yerel seçimlerin ile ilgili TBMM’ye bugün teklif verildi. Büyük ihtimalle 27 Ekim 2013 tarihinde yerel seçimler yapılacak. Bu seçimlerde Muğla Büyükşehir belediyesi seçimlerine girecek. Bizim için Büyükşehir seçimleri çok önemli. İlk defa Büyükşehir olacak Muğla’da seçimleri almak için herkes elini taşın altına koyacak. Önümüzdeki üç yılı seçim ile geçireceğiz. 2013 yılı yerel seçim, 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 yılında da genel seçimler var. AK Parti olarak 2007 yılında aldığımız oy sayısı 16 milyon 500 bin, 2011 yılında aldığımız oy sayısı 21 milyon 500 bin. Yüce Mevlam verdikçe veriyor. Şu anda yapılan anketlerde AK Parti’nin oy ortalaması yüzde 54-55’lerde gözüküyor. Hiç düşmeden önümüzdeki 13 yıl daha AK Parti iktidarı olacak. Bunu böbürlenmek, şımarmak için söylemiyorum. Ama övünmek hakkımız” demişti.
***
Yerel seçimlerin 27 Ekim 2013 tarihinde yapılması için geçtiğimiz perşembe günü meclise teklif verildi. Teklif kabul edilirse seçimin tarihi de netleşmiş olacak. Bu netleşmeden sonra da siyasi partilerde aday adaylığı süreci başlayacak. Seçim takvimine göre siyasi partilerin adaylarını belirlemesine daha çok var gibi görünse de aslında partilerin önünde öyle çokta uzun bir zaman yok. Yerel seçimlerde aday bolluğundan kaynaklanan politika trafiği büyük şehir statüsünün kabul edilmesi ile rutinin üzerine çıkacak.
***
Haziran 2011 seçimleri öncesinde Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muğla’yı büyük şehir yapıyoruz açıklamasının ardından geçen süreçte siyasi partileri ve siyasileri büyük şehir konusunda uyaran yazıları kaleme almıştık. Ancak bu süreçte büyük şehir ile ilgili ciddi bir çalışmayı siyasi partilerden göremedik. Siyasi partilerin İlçe ve il başkanlıkları seçimleri büyük şehir planlamasından ve kaygısından uzakta, parti içi çekişmenin, hesaplaşmanın gölgesinde gerçekleşti. Kongreler sürecini tamamlayan siyasi partiler büyük şehir ile ilgili bir planlamanın ve kurgunun sahibi olamadılar. Ne CHP’de, Ne Ak Parti’de nede MHP’de aday olarak hiçbir siyasetçinin ismi öne çıkmadı, çıkarılamadı. Siyasette günü kurtarma, kişisel politikalarına zemin aramanın peşine düşen siyasetçiler yüzünden partiler büyük şehir adaylığı ile ilgili önermede bulunan köşe yazarlarının ve gazetecilerin gerisine düştü. Siyasetin planlama ve uygulama konusundaki becerisini siyasetçisinden alması gerekirken siyasi partilerin yöneticileri, yöneticiliğini yaptıkları partilerin muhtemel adaylarını gazete küpürlerinden, köşe yazarlarının sütun aralarından yakalamaya çalıştı.
***
Bülent Arınç’a, açıklamasına dönelim. Arınç, Muğla’da yaptığı konuşmada bu seçimlerde Muğla’nın büyük şehir olarak seçimlere gideceğini ve kendileri için bu seçimin çok önemli olduğunu vurguladı. İşi önemli kılan ise ilk kez büyük şehir olarak seçimlere gidileceğiydi. Arınç, teşkilatına “seçim ilk kez yapılıyor ve siz bu seçimi kaybedemezsiniz” demeye çalıştı. Arınç reçeteyi de yazıp bıraktı. “Taşın altına herkes elini koyacak, koymadan olmaz, başarı yakalanamaz.”
***
Önümüzdeki üç yılda üç ayrı seçim yaşayacağız. Siyasi partiler ve siyasetçiler mevcut yapılarıyla arka arkaya üç seçimi ve bu seçimlerin trafiğini taşıyabilecek, göğüsleyebilecek durumda görünmüyor. Bu üç yıl hangi siyasi partinin stratejik planlama ve uygulama becerisine sahip olduğunu bize gösterecek. 2013’te yerel seçim, 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015’te genel seçimler. Bu müthiş bir yoğunluk ve korkunç bir trafik. Türk siyasi tarihinde eşine ender rastlanan bu yoğun süreçte seçmeni ilk etapta sandık başına götürecek olan büyük şehir statülü yerel seçim. Siyaset planlama ve uygulama konusundaki becerisi siyasetçisinden alır. Siyasi partiler; seçim komisyonlarında dilek ve temenni sahibi parti üyelerinin yetkili kılınmasından ziyade seçmene yönelik sosyal politikaları oluşturabilecek, seçim argümanlarını, söylem ve yöntemlerini oluşturabilecek stratejistlerle, profesyonellerle ve bilim insanları ile ilişkilenmek zorunda. Çünkü büyük şehir statülü yerel seçimin telafisi yok. 27 Ekim 2013 yerel seçimleri sonuçları itibariyle mazeretlerin kabul görmeyeceği bir seçim olacak.