DEMOKRASİNİN DEĞER KAZANMASI
Siyasete ilişkin el kitabı yayınlayacak değiliz.
Onu yayınlayan yayınlıyor.
Okuyan okuyor, okumayan çöpe atıyor.
Biz bu köşeden kentin giderek artan demokrasi talebine yönelik son derece de basit bir sorundan bahsediyoruz.
İlkeli-düzeyli siyaset, ilkeli-düzeyli siyasetçi dışında bir talebimiz yok.
Şu partide Ahmet, bu partide Mehmet olsun,
Ali gitsin, Veli gelsin gibi bir beklenti içinde değiliz.
Bizim kafa yorup dikkat çekmeye çalıştığımız şey; ‘kentin yönetim erkini oluşturan, sorunların çözüm merkezi olması gereken siyasetin yaşadığımız sorunların da temelini oluşturması’.
*
İfade edelim ki;
Son iki yazıda yer alan ‘Kifayetsizlerin temsiliyeti, yüksek mevki ve makamların düzeysizler için renkli bir tuzak olması’ tespitleri gazozuna yapılmadı.
‘Rezillik ve kepazeliğin sürekliliği’ boşuna vurgulanmadı.
Bu tespitler içinde bulunduğumuz vahim durumu ortaya koymak adına yapıldı.
*
Dikkat edilirse fark edilecektir.
Hesap verme, şeffaflık, adil yönetim, hukukun üstünlüğü gibi temel değerler herkesin dilinde.
Sözüm ona herkes adı demokrasi olan bakireye aşık.
Ancak iş uygulamaya gelince bu olguların hiç birisinden eser yok.
Kendine çalışan, ben merkezli bir anlayış siyaseti işgal etmiş durumda.
Oysa temel değerler olmadan, temel değerleri uygulamadan demokrasinin değer kazanması mümkün mü?
*
Okuyanı, okuduğunu ileteni yoracak değiliz.
Yukarıda ifade ettik; sorun oldukça basit.
Siyasetçilerden temel beklentimiz; parti içi siyasi rekabetten, çıkar ilişkileri ve çatışmalarından uzak durmaları, toplumcu bir yönetim sergilemeleri.
Halk-hizmet ilişkisine, ideolojisine, örgütüne/teşkilatına, üyesine, topluma olan sorumluluğunu unutmamaları.
Genel seçimin daha birinci yılı dolmadan (!) bir sonraki seçime hazırlık yaparak komik duruma düşmemeleri.
Ve kendilerine seçilme şansının kapılarını aralayan aday belirleme yöntemlerine sığınarak imtiyazlı hastalığına yakalanmamaları, her türlü koşulda ideolojik tavrını sergilemekten çekinmeyen sağ-sol duyulu seçmeni Mayıncı Katırı görmemeleri.
*
Sizlerden gelen iletilerin biriyle bitirelim.
Bir iletide; bu tür yazılar için erken olduğu, bu içerikte yazıların seçim öncesi dönemlerde daha etkili olduğu hatırlatılmış, kısaca ‘Acelen ne?’ diye sorulmuş.
Soruyu yanıtlayalım.
Farkındasınız ya da değilsiniz.
31 Mart yerel seçimleri sonrasında yerel siyasette yeni bir süreç başladı.
Bu kısa süreçte aynı çatı altında parti içi siyasi rekabetten kaynaklanan kişisel çatışmalar ve ayrışmalar yerel siyaseti bataklık seviyesine taşıdı.
Bu süreçte biz daha seçici olmak, siyasetin en temel prensibinde halkın yer almasını sağlamak, tüm bunların ötesinde düzeysiz çekişmelerle şirazesinden çıkan yerel siyaseti kendi saygın zeminine çekmek çabasındayız.
Demokrasinin değer kazanmasından yanayız.
Bugünden bizi tetikleyen şey; düzeysizlerin eliyle şekillenen rezillik ve kepazeliğin süreklilik arz eder duruma gelmesi.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Mayıs 2020