Siyaset; ince hesapların, anlık gelişmelerin zemini oldu. Önümüzdeki yıl yapılması planlanan mahalli seçimler öncesinde siyasi partilerde hareketlilik başladı. Partilerde muhtemel adaylarını belirlemek adına kulisler yoğunlaştı. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında sakin gibi görünse de CHP, siyasi trafiğin en yoğun yaşandığı parti. İl genelinde egemen güç olan CHP bu süreçte de yerel yönetimler ve teşkilatlar arasındaki rekabete tanıklık edecek. Yerel yönetimlerin ve yerel baronların parti üzerindeki mutlak gücüne karşı, CHP’li siyasetçiler yeni bir siyasi tasarımın peşindeler. Aynı çatı altında yapılan siyasette bölgesel yapı ve kriterler nedeniyle boyut kazanan parti içi rekabet, önümüzdeki günlerin en önemli argümanı olacak.
***
Delege ve üye yapısından kaynaklanan, en kritik zamanlarda bile ön seçimi hep bir sonraya bırakan CHP’de üye ve delege yapısının çarpık olduğu mazeretini kullanma sırası Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na gelmiş görünüyor. Siyasi kulislerde Kılıçdaroğlu’nun kendine yakın isimlere “Bu delege yapısı ile ön seçim yapamayız” kararını açıkladığı konuşuluyor. Kılıçdaroğlu’nu da bir genel başkan olarak mazeret noktasına götüren mevcut delege yapısı. Anlaşılan Kılıçdaroğlu aday belirlemedeki yöntemiyle, kendinden öncekiler gibi parti içi demokrasiyi bir kenara koyacak ve işi atama yapıp bitirecek. Görünen bu…
***
Partinin delege yapısını kendilerine göre şekillendiren yerel yönetimler, belediye başkanları ve dolayısıyla yerel baronlar bu uygulamaları ile partiyi el fireni çekilmiş duruma getirdiler. Siyaseti bir hizmet aracı olarak görmeyen, seçmenin ideolojiye dayalı refleksi ile kendilerine sürekli olarak ikbal sağlayan siyasetçiler olası bir ön seçim de kendi elleriyle oluşturdukları delege yapısıyla kaybetme ihtimallerini ortadan kaldırmış durumdalar. İkbal ve istikbal peşinde koşarken partiyi kendi kodlarından, şifrelerinden ve toplumdan uzaklaştıran bu türün siyasetçilerine, baronlarına göre partiye ne olacağının, partinin bu haliyle nereye gideceğinin bir önemi yok. Önemli olan onların nereye gideceği ve onlara ne olacağı! Muğla siyasette; mahalle ve okul arkadaşlarının ömür boyu süren rekabetlerine şahitlik etmeye devam eden makus talihin sahibi bir il olarak kalmaya, anılmaya devam edecek gibi görünüyor. Toparlayalım. Bu yapı kim ya da kimlerin elinden çıktı? Bu yapı ile gidilecek bir ön seçim partinin tercihini, eğilimlerini, gerçeklerini ne derece yansıtır? gibi sorular, cevapları belli sorular olarak Kılıçdaroğlu’nun adayları belirlemedeki atama tercihini haklı çıkaramaz. Bu konuda yazacak çok şey var ve önümüzdeki süreçte bu konuyu daha detaylı olarak ele almayı düşünüyoruz.
***
Atama, örgütlerin canını yakan bir yöntem. Atama can yakmakla kalmıyor, siyaset zemininde büyük kaymalara neden olabiliyor. Atama yöntemini tercih eden, adayları kendi üye ve delegesinin takdirine, bilgisine ve tercihine sunmayanlar, partili üye ve delegenin aynı zamanda “Genel seçmen yapısı içerisinde yer aldığını” unutmamalı.
***
Ön seçim yapmayarak adayını kendi üyesinin ya da delegesinin önünden kaçıran genel merkez, atama yoluyla belirlediği adayın seçim sandığında üyenin ve delegenin önüne geleceğini, parti içi hesaplaşmanın ön seçim sandığı yerine bire bir seçim sandığında yapabileceğini göz ardı etmemeli, bu hesaplaşmadan ne gibi sonuçlar çıkabileceğini iyi hesap etmeli. Bu nedenle parti olarak adayları belirleme yönteminde üye ya da delege yapısının sağlıklı olmadığı gerekçesi bir kez daha mazeret olarak görülemez, kabul edilemez. O zaman adama; “Seçim bildirgelerini süsleyen parti içi demokrasiyi bu güne kadar neden güvence altına almadınız” diye sorarlar.
***
Bir kez daha hatırlatalım. Atama yöntemini tercih eden, adayları kendi üye ve delegesinin takdirine, bilgisine ve tercihine sunmayanlar, partili üyesinin ve delegenin aynı zamanda “genel seçmen yapısı içerisinde yer aldığını” unutmasınlar. Delege ve üye yapısı bu halde iken atama yöntemini ile aday belirleyecek olan genel merkeze bir uyarı daha. Ön seçim yapmayacaksanız! Özellikle bir yıl içerisinde yapılması planlanan büyük şehir statülü seçimlerde adaylarınızı homojen gruplar içerisinden belirlemek yerine, geniş tabanlı bir seçmen profilini yansıtan heterojen bir anlayışla belirleyin. Büyük şehir statülü, bütün şehir uygulamalı seçimde CHP oyları yetmeyebilir.