Büyükşehir meselesi tamam. İl oluşunun 100. yılına günler kala Muğla Büyükşehir oldu. 2013 mahalli seçimleri de il oluşumuzun 100. yılına denk düştü. 100. yılda büyükşehir kararı bizim için ya ödül olacak ya da ceza. Bu nedenle mahalli seçimler büyükşehir’i ödül görenlerle ceza görenler arasında geçecek. Büyükşehrin ödülünü kim alacak? Cezasını kim çekecek? Şimdiden bunu anlamak zor. Ancak ne olursa olsun il oluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanan bir il için büyükşehir statüsüne kavuşmak en güzel ve en anlamlı hediye olarak görülmelidir.
***
Daha geçen haftaya kadar Muğla’nın büyükşehir statüsüne alınmayacağı beklentisi içinde hareket eden çok sayıda CHP’li yönetici bu süreçte kendi tabanında Muğla’nın büyükşehir olmayacağı algısı yarattı. Bu algı CHP içerisinde haklı bir beklentiye bile dönüştü. Bu özensiz beklentiye göre; Muğla büyükşehir olmayacaktı ve 2013 mahalli seçimlere mevcut belediye başkanları ile gidilecekti. Muğla’da Dr. Osman Gürün, Marmaris’te Ali Acar, Milas’ta Muhammet Tokat, Yatağan’da Haşmet Işık vs.vs. CHP’de algı yönetimini elinde tutan siyasi mühendisler bu özensiz beklentinin tabana yayılmasını özellikle istemişlerdi. En tepedeki milletvekilinden en sıradan üyesine varıncaya kadar herkes Muğla’nın büyükşehir olmayacağına inandırılmıştı. Muğla büyükşehir statüsünün içinde yer almayacaktı. Onlara göre buna gerek yoktu. Büyükşehir bu kent için “uygulanabilir” bir model değildi. Bu düşüncenin sıkı savunucuları kulaktan kulağa fısıltı ile bu düşünceyi tabana yaymayı becerdiler. İl ve ilçe örgütlerinde görev yapan Genç CHP’liler de bu düşüncenin sıkı ve yılmaz savunucuları olmuş, bu sayede partizanlık rütbeleri arttırılmıştı. Genç CHP’lilerin bir cumhuriyet neferi olarak sırtları sıvazlanıp, yanakları okşanmıştı. Onlar biat duygusu ile hareket eden aslandı ve de kaplandı.
***
Böyle bir algının oluşmasının en büyük nedeni ise siyasetin egemen gücünü oluşturan siyasetçilerin bu yeni model de kendilerine yer bulamayacaklarına inanmış olmalarıydı. Mevcut siyasi yapının egemen gücü olan belediyeler ve belediye başkanları büyükşehir statüsü ile yetkisiz kalacak, güç kaybına uğrayacaklardı. Çünkü Büyükşehir Belediyesi ilin “Anayasası ve yasalarını” yapacaktı ve onlar bu yapının içinde kendilerine yer bulamayacaklardı. Büyükşehir statüsü ile siyaset zemin değiştirecek yerel yönetimlerin emrinde duran bir kıta olmaktan çıkacaktı.
***
Hesaplarını yaptılar! Büyükşehir kararı ile güç kaybına uğrayacak olan belediyelerdi. Örgütleri arka bahçesine çeviren belediyeler ve belediye başkanları büyükşehir statüsü ile gelen yeni yönetim modelinde var olamayacaklarını, görevde kalmış olsalar bile siyasetin belirleyici gücü olamayacaklarını anladılar. Çünkü büyükşehir, büyük bir planlamanın ve uygulamanın merkezi olacaktı. Konunun daha iyi anlaşılması için biraz daha açalım. Büyükşehir statüsü ile yönetilen bir şehirde nazım imar planlarını ve çevre düzeni planlamasını Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Bu ne demek? Hemen açalım. Bu kente şu saatten sonra ne yapılacağını, nereye yapılacağını belirleyen imar planlarını Büyükşehir Belediyesi yapacak. Büyükşehir Belediyesi; 1/25000’lik ve 1/5000’lik kent adına alınan ana kararları bu planlarda verecek. Buna uygun olarak 1/1000’lik ve parselasyon bazlı planları ise ilçe belediyeleri yapacak. 1/1000’lik alt ölçekli planlar, Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı kararların uygulama planları olarak ilçe belediyeleri tarafından yapılacak.
***
Bu durum kent yönetiminde “şehrin büyümesi, vizyonu ve planlaması kimsenin kararına bırakılmayacak” anlamı taşıyor. Büyük şehrin büyük kararları ile bu güne kadar şehircilik anlamında yapılan imar katliamların önü de kesilmiş olacak. Büyükşehir Belediyesi şehircilikten siyasete kadar bütün unsurların işlevini değiştirecek.
***
Daha geçen haftaya kadar Muğla’nın büyükşehir statüsüne alınmayacağı algısı yaratanlar, bir anlamda bağlı bulundukları siyasi partiyi büyükşehir temelli stratejik planlamalardan ve politikalardan mahrum bıraktılar. Kendi elleriyle ve özellikle yarattıkları algının CHP örgütleri içerisinde bir beklentiye dönüşmesini sağladılar ama olmadı. Bu özensiz beklenti Ankara’dan gelen bir mesajla yerle bir oldu. Bakanlar Kurulu Muğla’nın büyükşehir kararını almış ve Muğla büyükşehir olmuştu. CHP örgütlerinde büyükşehir olmayacağız algısı yaratan siyasetçiler yeniden şekillenecek olan il siyasetinde kendilerine bu nedenle yer bulmakta zorlanacaklar. Önümüzdeki yıl yapılması planlanan büyükşehir statülü mahalli seçimlerde mevcut belediye başkanlarından bir çoğu yukarıda tarif edilen gerekçelerden dolayı büyük ihtimal koltuklarını ve ünvanlarını kaybedecek.