Genel Merkezi’nin talimatıyla Ege Bölgesinde bulunan belde belediyelerinin kapatılmaması için referandumlar yapılıyor. Bodrum Turgutreis ve Bitez beldelerinde geçtiğimiz hafta sonu yapılan referandum bu hafta sonunda il genelinde yapılacak. Belediyelerinin kapatılıp kapatılmaması konusunda gidilen referandum sonuçları da kamuoyuna açıklandı. Buna göre; Turgutreis beldesinde 3 bin 373 kişi oy kullanır. 3 bin 324 “hayır”, 40 “evet” 9 adet geçersiz, Bitez beldesinde ise 995 seçmen oy kullanır 983 “hayır”, 12 “evet” oyu çıkar.
***
Büyükşehir kanun tasarısı mecliste iken CHP’nin Ege Bölgesinde yaptığı referandum çok anlamlı bulunmuyor. Sonuçta yapılan bu örgütün kendi çatısı altında, kendi seçmen tabanında yapılmış bir referandum olarak görülüyor. Ayrıca referandum sandığına gitme gereği duymayan çok sayıda CHP’li mevcut. Onlara göre bu referandumun bundan 6 ay önce yapılması anlamlı. Örgütlerin çoğunda “Şimdi bir anlamı yok. Adamlar bir yıldır büyükşehir diye bağrıyorlar, bizimkiler herhalde ciddiye almadılar ama sonuçta Muğla büyükşehir oldu. Şimdi bu neyin referandumu? Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye” görüşü hakim. Kimilerine göre de bu “bile bile lades” …
***
Geçtiğimiz hafta içinde kaleme aldığımız “Gereksiz Algıdan Oluşan Beklenti” başlıklı yazıda söyle deniliyordu: “Daha geçen haftaya kadar Muğla’nın büyükşehir statüsüne alınmayacağı beklentisi içinde hareket eden çok sayıda CHP’li yönetici bu süreçte kendi tabanında Muğla’nın büyükşehir olmayacağı algısı yarattı. Bu algı CHP içerisinde haklı bir beklentiye bile dönüştü. Bu özensiz beklentiye göre; Muğla büyükşehir olmayacaktı ve 2013 mahalli seçimlere mevcut belediye başkanları ile gidilecekti. Muğla’da Dr. Osman Gürün, Marmaris’te Ali Acar, Milas’ta Muhammet Tokat, Yatağan’da Haşmet Işık vs.vs. CHP’de algı yönetimini elinde tutan siyasi mühendisler bu özensiz beklentinin tabana yayılmasını özellikle istemişlerdi. En tepedeki milletvekilinden en sıradan üyesine varıncaya kadar herkes Muğla’nın büyükşehir olmayacağına inandırılmıştı. Muğla büyükşehir statüsünün içinde yer almayacaktı. Onlara göre buna gerek yoktu. Büyükşehir bu kent için ‘uygulanabilir’ bir model değildi. Bu düşüncenin sıkı savunucuları kulaktan kulağa fısıltı ile bu düşünceyi tabana yaymayı becerdiler”
***
Yukarıda yer alan ifadeler bir köşe yazarı olarak bizim bu konudaki düşüncelerimizi ortaya koyuyor. Bu görüşler kimilerine göre iddia, kimilerine göre gerçek. Bize göre; CHP’nin Genel Merkezinde ve il örgütünde büyükşehir ile ilgili henüz bir önerme yok. CHP’de; Muğla’nın büyükşehir olması istenmiyordu, ancak büyükşehir olunca ne yapılacağı konusunda sağlıklı bir önerme yapılmamıştı. CHP’nin akil adamlarına göre CHP’de büyükşehir ile ilgili bir planlama yapılmamış, hatta bu iş hiç konuşulmamıştı. İş bu yanı ile planlanmış hataya doğru gidiyordu. Yumurta kapıya dayanınca “vakit kalmadı” deyip işi bitireceklerdi. CHP’de yine korkulan olacaktı. Herkesin kendine uygun bir fobi türü bulabildiği CHP’de ortak korku, zaman darlığı nedeniyle bir kez daha hortlayacaktı. Bu konuda birçok yazar, gazeteci ve CHP’li ile hemfikir olduğumuzu belirtmeliyiz. Aralarında Muğla’nın da bulunduğu 13 ilin büyükşehir statüsüne kavuşması ile ilgili “olmayacak beklentisi “ CHP’de yerini büyükşehir kararı ile derin bir kaygıya bıraktı. Bu iddiaya göre; “CHP’de Belediyeler Kapatılmasın” referandumu işte bu kaygıdan dolayı yapılıyordu.
***
Hatırlarsanız Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerde belediye başkan adaylarının atama yoluyla yapılacağının sinyallerini vermişti. “Efendim! bu üye ve delege yapısıyla ön seçim yapamayız” türünde bir açıklama yapmıştı. Mahalli seçimlerde örgütün içinden çıkacak belediye başkan adaylarını belirlemek için ön seçim yapmayacağını ifade eden, örgütün önüne sandık koymaktan kaçınan Genel Merkeze ve Kılıçdaroğlu’na; “Belediyeler kapatılmasın diye kendi örgütünün ve tabanının önüne şeffaf sandık koyup çıkan sonucu irade sayıyor, sandıktan çıkan irade üzerine politikalar geliştiriyorsunuz! Ancak aynı örgütün önüne belediye başkan adaylarını belirlerken neden sandık koymuyor, bunu neden iradeden görmüyorsunuz” diye sormak gerekiyor.
***
Sonuç; Referandumdaki şeffaf sandığı özgürlük ve demokrasi olarak gör, önseçimde sandık koyma! Tabanın iradesini yok say ve sürekli mazeret bildir. Lazım olduğunda iradeyi raftan indir, kutudan çıkart, kullan! Sonra yeniden kutuya koy, rafa kaldır. Referandum da “sandık”, ön seçim de “sadık” olunması iste! Diğer siyasi partilerde olduğu gibi artık CHP’de de ; “Siyasetle ne yapılacağının söylenmesinin zamanı geliyor” .