Büyükşehir Muğla siyasetini hızlandırdı. Siyasi partilerdeki ve siyasetteki durağanlık yerini hummalı tartışmalara bıraktı. Yasanın ön gördüğü yeni yönetim modeli ve içeriği il her platformda, her yönü ile tartışılıyor. Bu tartışmaların yapıldığı önemli alanlardan birisi de CHP. CHP’nin ağır topu ve siyasetin usta ismi, 18. Dönem SHP Muğla Milletvekili Musa Gökbel, mahallenin kötüsü iki köşe yazarı ile bir araya geldi. Gazeteci Yazar Özcan Özgür ve ben, Bodrum’la –Muğla arasında yer alan bir yerleşkede siyaset konuşulan masanın misafiri olduk. Bodrum mavisi gözleri ve bitip tükenmek bilmeyen enerjisi ile Musa Gökbel gecede tarihe not düşülecek açıklamalarda bulundu. Bunlardan en önemlisi CHP’de Bodrum’dan yakılan “Çoban Ateşi” idi.
***
Önümüzdeki yıl içerisinde yapılması planlanan mahalli seçimlerde belediye başkan adaylarının ön seçimle belirlenmesi konusu gecenin hakim konusuydu. CHP’de aralarında Musa Gökbel ve Sezai Avşar gibi kanaat önderinin bulunduğu akil bir grup 2013’te yapılması planlanan mahalli seçimlerde başta büyükşehir olmak üzere ilçe belediye başkanlarının ön seçimle belirlenmesi için harekete geçmişti. Musa Gökbel’in deyimi ile tabanda “Çoban Ateşi” yakılmıştı.
***
Kalemi kağıdı çıkardım ve Gökbel’in anlattıklarını sizlere ulaştırmak için tek tek not aldım. Uzunca bir süredir suskunluğunu koruyan Gökbel, bu gece bu kuralını bozmuştu. Bize de dinlemek düşüyordu. Gökbel, CHP içerisinde başlatılan ve ön seçimi hedefleyen “Çoban Ateşi” hareketi için; “Biz közlenmiş bir ateşi yakmalıyız, bizimki şu anda çoban ateşi. Bu ateş partiyi kendi kodlarına şifrelerine geri döndürecektir. Bu Çoban Ateşi siyasetin bu karanlık sürecinde her noktadan görülecektir” tabirini kullandı. Çoban Ateşi yakılmıştı ve Gökbel’e göre bu her yerden görünecek bir ateşti.
***
Musa Gökbel kararlı ve inançlıydı. Gökbel’in zarif eşi ve dava arkadaşı Sezai Avşar o konuştukça onunla birlikte partinin tarihsel sürecine gidip geliyorlardı. Bir ara Gökbel, Dalaman’da görüştüğü eski ilçe başkanı, dostu Abdullah Akdeniz’le yıllar sonra kucaklaşmasını anlatırken göz yaşlarına hakim olamadı. Abdullah Akdeniz’i anlatırken; “Ona sarıldım sırtı sırılsıklam ter içindeydi. Bu ter kimi ilgilendirir, kimi duygulandırır bilemem ama bu Abdullah Akdeniz partiye küskündü, kızgındı. Onu küstürmüşlerdi. Bana; ‘Musa nerdesin? Parti bu haldeyken, ülke bu haldeyken sen hangi yavşak mazerete sığındın’ diye sordu. Abdullah Akdeniz bana sorumluluğumu hatırlattı. Bu partiyi değiştiriyorlarmış Musa! Tamam değişelim, değişime hazırız ama dönüşmeyelim. Biz dönüşmeye hazır değiliz. Artık analar ağlamasın diyorlar Musa! Bizim anamız ağlamasa biz Kurtuluş Savaşını yapabilir miydik? Varsın anamız ağlayacaksa ağlasın Musa!”….
***
Bu sözlere daha fazla dayanamadık. Hepimiz yutkunduk ve gözyaşlarımızı birbirimizden sakladık. Rakı’nın keskin anason kokusu bile kifayetsiz kaldı. İşte o an; Musa Gökbel’in, Abdullah Akdeniz’in, Sezai Avşar’ın yaktığı Çoban Ateşi’ne bir odun da biz atalım kararını aldık.
***
Musa Gökbel, CHP’nin yaklaşan büyükşehir seçimleri öncesinde büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarını mutlaka ön seçimle belirlemesi gerektiğinin altını çiziyordu. Gökbel, siyasi öngörüsüyle geceye damga vuran tespitini şu sözlerle yaptı. “Siyaseten kurtuluşumuzda bugünkü şartlara göre Muğla’nın CHP dışında bir seçeneği yoktur. Genel merkezden ‘atama’ yoluyla kim atanırsa atansın, gerekçeleri ne olursa olsun, isterse Osman Gürün olsun farketmez. Eğer Osman Gürün bile büyükşehir belediye başkanı olarak atanırsa bu seçenek hiçbir işe yaramaz”.
***
Bu gece ile ilgili yazacak daha çok şeyimiz var. Ancak bir çok haklı ünvanı olan Musa Gökbel Ağabeyim’i “Siyasetin Köroğlu”su ünvanına taşıyan “Kamuoyu yoklamasıyla, popüler aday arayışı bir siyasi partinin popülizmde düşebileceği en dip noktadır” sözü ile sonlamak istiyorum. Gökbel’in bu tespitini kamuoyuyla ve özellikle CHP’lilerle paylaşmak bizim için mesleki bir sorumluluk. CHP’de yanan “Çoban Ateşi” bize daha çok köşe yazdıracak. Yarın devam edelim.