Günlerdir CHP’yi yazıyoruz. Bu köşede kaleme aldığımız yazılardaki tespit ve tanımlamalara olumlu ve olumsuz görüş bildiren çok sayıda ileti aldık. Son iletiler bir önceki yazıda “Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, ‘Büyük ve yakın ihtimalle’ CHP’nin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’dır” tespitine geldi. “Sen Başkan Gürün’ü Aday Yapmışsın” diyenler bile çıktı. Bu yorumu yapanlara Osman Gürün’ü hiç tanımadıklarını bizzat ifade ettim. Kendilerine; “Osman Gürün siyasi hayatının hiçbir döneminde aday olmadı, şimdi de olmayacak! Ancak parti görev verir, zemin oluşturulur! Gürün o zaman aday gösterilmenin gereğini yerine getirir, bizi ve partiyi onurlandırır” görüşümü ilettim.
***
Kendilerinden olumlu ve olumsuz görüş aldığımız CHP’liler yukarıda yer alan tespitten sonra “Osman Gürün’ün mü partiye, partinin mi Osman Gürün’e ihtiyacı var?” tartışmalarına dalıp gittiler. “Gerçekte kazanan kimdi? Bu seçimleri alan, kazanan kimdi? CHP mi, Adaylar mı?” CHP’liler bu sorularla kendi gerçeklerini aramaya başladılar. Yakılan Çoban Ateşi’nden sonra şimdi de “Gerçekte kim kazandı?” sorusunu soranlara, buna cevap arayanlara Allah Kolaylık Versin…
***
Çoban Ateşi ile yüreklerini ısıtan çok sayıda CHP’li bize ateşin son durumunu sorup duruyor. Partide ön seçim hedefi ile yakılan Çoban Ateşi’nin genel merkeze ulaşıp ulaşamadığını merak konusu. Gönüllerini rahatlatalım. Çoban Ateşi yazılarının tamamı CHP genel merkezine ulaşıyor. Bu türde yazılan yazıların internette okuma ve tıklanma oranlarının “20 bin” lere ulaştığının müjdesini verelim.
***
Bir gerçeğin altını çizelim. Muğla CHP tabanı ve örgütü “ön seçim” istiyor. Bunun için yakılan Çoban Ateşi’nin temel hedefi de CHP İlçe Danışma Kurullarında bu kararın alınması ve kararın İl Danışma Kuruluna taban ve örgüt isteği olarak taşınması. Çoban Ateşi’nin yöntemi ve hedefi bu. Bildiğimiz kadarıyla Kasım ayının ilk haftasında İl Danışma Kurulu toplanacak ve bir dizi kararı görüşecek. Ancak görüşülmeyi bekleyen en önemli karar ise büyük şehir başta olmak üzere belediye başkan adaylarının ön seçimle belirlenmesi olacak.
***
Şimdiden uyaralım. Tabanın ve örgütün ön seçim isteğini “nazik ve nazenin” bir yapıda görenler büyük bir yanılgının sahibidirler. Tabanın ve örgütün isteği nazik ve nazenin olmanın ötesinde bir kararlılık içermektedir. “Ön seçim bir istekten çok bir zorlamadır”. Büyük şehir statülü seçimler öncesinde tabandan ve örgütten gelen her türlü istek karşısındaki “ısrarcılık” oranına bakan CHP genel merkezi kendi yararına karar alma yöntemini gözden geçirmek zorunda. Tekrar belirtelim. Muğla CHP tabanının ve örgütünün ön seçim isteği bir istek değil, bir kararlılıktır ve zorlamadır.
***
Oysa, CHP’nin egemen gücü olan illerin başında yer alan Muğla, “En Şampiyon il” olmanın ödülünü almak için bir zorlamaya gerek duymamalıdır. Her seçim döneminde bu ünvanı korumaya özen gösteren Muğla önümüzdeki yıl yapılması planlanan mahalli seçimlerde artık kendisine ödül verilmesi konusunda bir zorlamanın sahibidir. Evrensel ve ulusal unsurlardan kültür ve çevre konusunda “korumacılık” ödüllerinin haklı sahibi olan Muğla, ne yazık ki “siyasi korumacılık” konusunda bu güne kadar bir ödülün sahibi olamamıştır. Önümüzdeki mahalli seçimlerde CHP genel merkezi Muğla için “ön seçim” kararı alarak Muğla’yı taçlandırabilir. Muğla işte bu taçlanmanın peşine düşmüş, Çoban Ateşi’ni de bu nedenle yakmıştır.
***
Genel merkez Muğla tabanından ve örgütünden gelen nazik ve nazenin olduğu sanılan ön seçim isteğine “evet” demez, sandığı örgütün önüne koymaz , Muğla’yı taçlandırmaz ise ne olur?
Bu sorunun cevabı için mahalli seçimleri beklemeye gerek kalmayacak. Kimin elinde şekillenirse şekillensin! Kim yada kimler üye yapısının sağlıksız ve kötü olduğunu söylerse söylesin, büyük şehir statülü seçimler öncesinde herkes biliyor ki; “Atama” tabana ve örgüte bir yarar sağlamayacak.
Örgütün ve tabanın, ne olursa olsun! ön seçim konusundaki samimiyetine ölçü olacak bir anekdotu sizlerle paylaşmanın vakti geldi. Sağlıksız ve kötü olarak nitelendiren üye yapısı ve bu yapı ile gerçekleştirilecek bir ön seçimle ilgili olarak Musa Gökbel’in; “Benim; Osman Gürün’ün seçtiği delegeye güvenim tam. Osman Bey’de kendi elleriyle seçtiği delegeye güveniyorsa çıksın aday olsun” sözleri ile sonlayalım.