Geçtiğimiz ay CHP’de yakılan Çoban Ateşi sonuçlarını vermeye başladı. Musa Gökbel, Sezai Avşar ve arkadaşlarının önseçim isteği ile yaktığı ateş CHP örgütlerinde karşılığını bulmaya başladı. Önseçim; ilçe danışma kurullarının ortak talebi haline dönüşüyor. Muğla CHP örgütünün büyük bir çoğunluğu yaklaşan yerel seçimlerde büyük şehir belediye başkan adayını ve ilçe belediye başkan adaylarını ön seçimle belirleme kararını Ankara’ya iletmeye hazırlanıyor.
***
Bu özel ulak “örgüt talebini” genel merkeze taşımakta kararlı olan isimlerin başında da İl Başkanı Mustafa Öztürk geliyor. Bir şeyin hakkını verelim. CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün hakkını burada bu yazı ile teslim edelim. Öztürk, kimsenin değil, örgütün il başkanı olduğunu bu kararlılığı ile herkese gösterdi.
***
Yaklaşık iki ay öncesinde Muğla Pınarbaşı’nda Çoban Ateşini yakan ekip, kalplerinde “yakılan ateşin sıcaklığı” ile geçtiğimiz gün “Altın Kalp”te bir araya geldi. Bizde oradaydık ve gittikçe büyüyen masanın ve katılımcıların genel değerlendirmesi içinde yer aldık.
***
Bu genel değerlendirmede; Muğla merkez ve Köyceğiz haricindeki tüm örgütlerin yerel seçimler öncesi büyük şehir dahil tüm belediye başkan adaylarının ön seçimle belirlenmesi konusundaki ortak kararına ulaşıldı. Muğla merkez, Osman Gürün’ün, Köyceğiz de Salih Erbay’ın siyasi alanı ve onlar şimdilik “ön seçim ve sandık” kararının içinde değiller.
***
Muğla merkez ilçe ve Köyceğiz örgütleri dışında CHP örgütünün tamamı ön seçim istiyor. Merkez ilçe’nin ve Köyceğiz’in şimdilik “sandık konulması” gibi bir derdi olmasa da önümüzdeki süreçte her iki yerleşkenin örgütleri böyle bir derdin “suskun” ortaklığından kurtulmanın yollarını arayacaklardır diye düşünüyoruz.
***
Çünkü ön seçim bir taban isteği olmasına karşın aynı zamanda da bir “seçen talebidir” ve bu örgütün tabanını oluşturan her bir partili adayını ön seçimle belirlemek istemektedir. Yani seçen; seçebilme yetisinin sahibi olarak kendisini temsil edecek siyasetçiyi kendi özgür iradesi ile belirlemek “yetkisini” kullanmak istiyor. “Seçen irade” olarak böyle bir yetkiyi kendisine sağlamayacak olan Ankara’ya da dönüp; “Unutma! Seni de ben seçtim” demeye hazırlanıyor.
***
“CHP’de siyaseti kendi zemininden uzaklaştıranlar ‘Seçilebilme gayretinin adını siyaset’ koydular. Bu nedenle parti içinde kişisel talepler, örgüt taleplerinin önüne geçti. Örgütü birilerinin seçilebilme şansına göre dizayn etmeye çalışanlar siyasetin kendi zeminine dönüş yolculuğunda kendilerine sonsuza kadar yer bulamayacaklar”…
***
Yukarıda yer alan “Seçilebilme gayretinin adını siyaset koydular” açıklaması Musa Gökbel’e ait. Çoban Ateşi’nin ısıttığı sıcak kalplerin Muğla merkez buluşmasında Gökbel gece de; siyasette “Muğla’nın sırtından geçinme döneminin” sona erdiğini haykırdı. (Bu konuyu ayrıca ele alacağız)
***
Merkez buluşmasında Gökbel; tüm örgüte yönelik açıklamasında şunları söyledi. “Çoban Ateşi, Muğla’dan yakıldı ve ülkenin her yanından görüldü. Bu toprakların her bir yanında bir taban hareketine dönen ön seçim isteği bu partinin genel talebi haline dönüşüyor. Biz Muğla olarak önümüze sandık konulsun istiyoruz. Kim aday olursa olsun karışmayacağız. Aksine biz bu sandıktan kim çıkarsa çıksın onun arkasında yer alacağız. Öyle atamaydı, eğilim yoklamasıydı bunlara tahammülümüz yok. Biz Muğla olarak sandığı önümüze koysunlar istiyoruz. Koymazlarsa da sandığı kafalarına geçireceğimizi bilsinler istiyoruz”.
****
Açıklamasına “Çoban Ateşi tamamdır” diye devam etti Musa Gökbel. Çoban Ateşi tamam dı! İşin ikinci etabını da şöyle özetledi. “Çoban Ateşi tamam! Şimdi bu işin ikinci etabını başlatıyoruz. Samimi olanlarla, yapay ayrımcılığa son verecek, adını …oka sürmemiş her insanla tek tek buluşarak yolumuza devam edeceğiz”.
***
Bir Musa Gökbel fıkrası ile sonlayalım. Topal bir karınca hacca gitmeye karar verir. Yakınları karıncaya; “Yahu onca yolu bu topal halinle nasıl gideceksin” diye sorarlar. Topal karınca döner ve şöyle söyler; “Olsun gidemesem de ben bu yolda ölürüm”.
***
Anlaşılan artık CHP’de şu saatten sonra seçilebilme gayretinin adı siyaset olmaktan çıkacak. Bu gayretin sahiplerinin “siyaseti soyup soğana çevirmesine” de göz yumulmayacak. Çoban Ateşi’nden sonra ikinci etapta da bu ekibin içindeyim ve sandık örgütün önüne gelene kadar orada kalmak istiyorum.