Yerel Gazetelerden birisinde bir haber. CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Ak Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özden’in su projesi ile yakından ilgisi olmadığını savunur. Vekil Demir, vekil Özden’in su projesi ile yaptığı açıklamayı “Proje Kaçırma Harekatı” olarak nitelendirir. CHP’li Demir; Ak Partili Özden’in gerçekleri tamamen çarpıtarak, kamuoyunu yanılttığına dikkat çeker, “Sayın Özden’in bu proje ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kendisinin bu hareketi bir proje kaçırma harekatıdır. Hiç kimse yaklaşan yerel seçimler öncesi tirübünlere oynamasın” diye bir açıklama yapar.
***
Milletvekili ne söyler? Adı taşıyan yazıyı 23 Kasım 2011 tarihinde yani bundan bir yıl önce kaleme almışız. Yazının bir bölümünde; “Toplumun huzur ve refahı için yemin etmiş bir milletvekilinin bir konuda açıklama yapmasını sağlayacak argümanların ‘sağlıklı, doğru ve kişisellikten arınmış olma zorunluluğu vardır’ demiştik, devam edelim. Bir milletvekilinin yaptığı açıklamanın argümanı yukarıda belirtilen sağlıklı, doğru ve kişisellikten arınmış kriterlere uymazsa ne olur ? Bu argümanı vekilinin önüne ‘gerçek’ olarak koyanlar, milletvekilini kandırmış olur.Vekil, teşkilatlarının kendisine ulaştırdığı bilgilerin gerçeklik oranını güven esasına dayalı olarak araştırmayabilir. Bu durumda vekilin ‘kullanılmak’ haricinde hiç bir suçu yoktur. Suç; kendi ilişki ve gerçeğine ideolojik ve toplumsal etiket yapıştırıp vekile bu yönde açıklama yaptıranındır. Suç; bundan 6 ay önce kentin son 30 yıllık siyasi envanterinde yer almayan, partiliye bir ingiliz turist mesafesinde bulunan isimlere seçilebilme şansı veren sistemindir. Teşkilat ve yapısı ile seçildikten sonraki süreçte tanışan vekiller, kendilerine teşkilatlarından aktarılan bilgilerin doğruluk derecesi araştırmalı, yoksa ! Yeşilbağcılar kazası ! ‘Yeşilbağcılar’da okul sorunu var’ diyerek kendi ilişki ve algısını toplumsal çıkar pazarlaması ile vekiline trafik kazası yaptıranlara siyasetçi denilemez. Bu tür arızalı siyasetçilerin elinde vekiller toplumsal gerçeklerden uzakta partilisinin ‘düğün derneğini’ gezmekten başka bir işe yaramaz. Vekilleri kandırmayın!” demiştik.
***
CHP’li vekil Nurettin Demir, Yeşilbağcılar kazasının ardından su konusunda yaptığı açıklaması ile şimdi bir kaza daha yaptı. Bu kaza bir can kaybına yol açmadı. Su konusundaki süreci bizzat yakından takip eden bir gazeteciyim ve “Suyun Siyaseti Olmaz” düsturuna bu açıklamaya kadar saygı duymuştum. Ancak; Vekil Demir’in su konusunda kulaktan dolma söylemler üzerine yaptığı ve ideolojik temele oturtmaya çalıştığı açıklama sonrasında “Suyun da Siyaseti Olur” diyorum ve gerçeği kamuoyunun bilgisine sunmak istiyorum.
***
Bana bir kez daha; “Kente bir İngiliz turist mesafesinde olanlar kentle ilgili bir siyasi hafızaya da sahip değillerdir” dedirttiler. Bu su projesi bir CHP projesi değildir. Aynı zamanda bu su projesi bir Osman Gürün projesi de değildir. Su projesinin başlangıç tarihi yanılmıyorsam 2005’tir. Bu tarihte Muğla’nın kahrolası su problemi için çözüm aranır ve konu Muğla Belediye Meclisi’nde tartışılır. O tarihte de Muğla Belediyesinin su sorunu için çözümü yeni bir kuyu açılmasıdır. Su sorunun çözümü için Yaraş’ta yeni bir kuyu açılması mecliste konuşulur. Meclisin Ak Partili üyesi Ziya Ercan, su sorununun palyatif çözümlerle çözülemeyeceğini dile getirir “Yaraş’a kuyu açacağımıza tıpkı Muğla Üniversitesi’nin yaptığı gibi suyu Sandıras’tan getirelim, gelin bu proje ile uğraşalım” önerisinde bulunur. Öneri üzerine Başkan Gürün “Bizim 50 yıl su sorunumuz yok. Hatta biz bunu seçim bildirgemizde de belirttik” diyerek Ziya Ercan’ın önerisini sert bir dille eleştirir ve reddeder. Tıpkı; Özel İdare ile üniversitenin Sandıras’tan suyu birlikte getirelim önerisini red ettiği gibi…
***
Ancak Ziya Ercan Başkan Gürün’ün bu reddine karşın projeyi Ak Partili milletvekili Yüksel Özden’e açar ve Özden kendisinden bu konuda çalışma yapmasına devam etmesini ister. Ziya Ercan ve yakın arkadaşı emekli Köy Hizmetleri Etüd Proje şefi Yılmaz Alaca bu konu hakkında araştırmaya ve çalışmaya devam eder. “Bir bilim adamı vekil” olarak Yüksel Özden’e hükümet tarafından verilen dış görevler nedeniyle Özden, Ziya Ercan’a projeyi partinin diğer vekili olan Mehmet Nil Hıdır’la yürütmesini salık verir. Özden ayrıca projenin her aşamasını da yakından takip etmektedir. Ancak ülke genelinde baş gösteren kuraklık Muğla’yı da vurur ve kent yeni bir susuzluk sorunu ile karşı karşıya gelir. Muğla’nın 50 yıllık su ihtiyacının olmadığı söylemini seçim bildirgesine koyanlar, “Suyun siyaseti olmaz” düsturu ile hareket eden Yüksel Özden ve Ziya Ercan’ın projeyi tekrar meclise önermesi üzerine konu meclisin gündemine alınır. Başkan Gürün daha önce red ettiği bu projeyi bu kez kabul eder ve projenin hayata geçirilmesi için projesini sert bir dille geri çevirdiği Ziya Ercan’dan iktidar partisi ile işbirliği yapılması için yardım ister. Suyu siyaset olarak görmeyen Ak Partili meclis üyesi Ziya Ercan, Ak Parti Milletvekili Mehmet Nil Hıdır’la birlikte önce DSİ Aydın Bölge Müdürlüğüne ardından Ankara’ya Bakan Veysel Erdoğlu’na giderler. Bu ziyaretlerin ardından Bakan Veysel Eroğlu bir açılış için geldiği Muğla’da projeyi Yüksel Özden’in isteği üzerine hazırlayan Ziya Ercan’dan konuyla ilgili bir brifing alır. Ziya Ercan, bakan Eroğlu’na sunumu yapar ve projeyi destekleyeceğini belirtir. Hatta o ziyaretinde Bakan Eroğlu Muğla’nın altında bir su göletinin bulunduğunun müjdesini verir ve Ziya Ercan’ı ve emeği geçen milletvekillerini tebrik eder. Bakan, Ankara’ya dönüşünde konuyu Yüksel Özden’le de görüşür ve Özden proje ile ilgili bakandan destek sözü alır.
***
Tüm bu aşamaların hiçbir yerinde ne CHP nede Osman Gürün vardır. İş bu aşamaya geldikten sonra Ziya Ercan, bir kez daha “Suyun siyaseti olmaz” diyerek Belediye Başkanı Osman Gürün ve Mehmet Nil Hıdır’ı bir araya getirir. Projenin hızlandırılması için Ak Parti Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, Belediye Başkanı Osman Gürün, İller Bankası ve DSİ yetkilileri ile birlikte Orman’a bağlı helikopterle Sandıras mevkiinde havadan bir incele yapar. DSİ yetkililerinde havadan yapılan bu inceleme sonrasında yeterli su olmadığı kanısı oluşur. Ancak Ak Partili Belediye Meclis Üyesi Ziya Ercan araştırmayı teknik bir ekiple yapmıştır ve ortada ciddi bir çalışma vardır. Kesin tespite ulaşmak için bölgedeki su debisi 11 ay ölçülür. Sonuçta 3 ay hariç yeterli suyun olduğu tespit edilir. Ak Partili meclis üyesi Ziya Ercan, Muğla Milletvekili Yüksel Özden’in gayretleri sonucunda Bakan Veysel Eroğlu, DSİ Genel Müdürlüğüne “Fizibilite Keşif İhalesi” için talimat verir. İhale 2011 yılında 11 firmanın katılımı ile yapılır. Bu firmaların yeterlilik belgesini almasının ardından en iyi teklifi veren firma ile DSİ Genel Müdürlüğü 6 Kasım 2012’de sözleşmeyi imzalar ve iş teslimi yapılır. Hikaye bundan ibarettir. Muğla’nın CHP’li Belediyesi “Suyu idareli kullanın” diye anons etmeyi hizmetten sayarken birileri de bu işlerle uğraşıyordu. İdeloji kulaktan dolma bilgilerle oluşmaz, derinlik, hafıza ve özen ister. O nedenle istiyoruz ki; bu yazıyı okuyanlar okumayanlara iletsin ve gökten üç kişinin başına üç elma düşsün…