Yeni bir dönüşümü gerçekleştirmek adına aday oldular. Spor’u sosyal bir proje olarak nitelendirdiler. Bölge sporunun ulusal ölçekli tanınmasının altını çizdiler. Miras ve geleneğin dönüşümün ana unsuru olacağını belirttiler. Kendilerini başta futbol, tüm spor dallarında sporcuların önündeki engelleri kaldıracak bir sivil hareket olarak nitelediler. İtibarlı temsiliyet hakkına vurgu yaptılar. Ekonomik ve idari zaafiyetlerden kaynaklanan sportif ve idari başarısızlığın altını çizdiler. Başarısızlıkların meşruiyete darbe vurmayacağı inancı oluşturdular. Destekle yaşamaya bağımlı hale gelmiş dış kaynaklar yerine üretim, yatırım, istihdam, verimlilik ve planlama anlayışı hakimiyeti sözü verdiler. Rekabet gücünü arttırıcı bir ekonomik model yaratılacaklarını, sporcu alt yapı envanteri ve kendini yenileyen bir akademi modeline geçeceklerini ifade ettiler. Kısıtlı kaynaklara sahip tüm sporculara ortak altyapı olanakları, sekreterya sağlayacaklarını dile getirdiler. Kurumsallaşmayı bir zorunluluk olarak gördüklerini söylediler.  İsim ve marka tescili konusunun hayata geçirilmesi için vakit geçirmeyeceklerini belirttiler. Sosyal, fiziki ve teknolojik alt yapıyı hızla yenilemek, sporu ve sporcuyu teşvik edecek özel proje geliştirmek, spor önderi uygulaması başlatmak, lisanlı sporcu sayısını arttırılmasının  sözünü verdiler. Sporcu eğitimi, sağlık ve performans merkezi’nin gerekliliğine bizi inandırdılar. Spor yetenek taraması veri tabanı
oluşturulması için eğitim kurumları ile işbirliğinden bahsettiler. Amatör sporun ve sporcunun her türüne katımılı kolaylaştırıcı ve özendirici koşulları oluşturacaklarını taahhüt ettiler. Devşirme sporculara bağımlı spor politikasını kendi öz değerlerine ve insan gücüne yönelerek son vereceklerini
söylediler. Toplumsal projeler geliştireceklerinin garantisini verdiler. Geçmişin değerlerine sahip çıkarak, geleceği planlayacaklarını belirttikleri bildirgelere imza koydular. Öz ve dönüş söylemleri ile geleceği yaratacaklarını taahhüt ettiler ve yetki istediler ve tüm bu projeleri hayata geçirmek için yetkilendirildiler. Bizi umutlandırdılar. Tüm bunların yapılabileceğine inanmamızı sağladılar. Toplumda “yapabilirler” kanısı oluşturdular. Statü için en yakınlarındakini  kullandılar.  Siyasi yöntem, birikim ve becerilerini yeni adreslerine taşımasını bildiler. Bizi kullandılar.
Ve aldıkları ilk kararla, karar alma yöntemleri ile bizi ve kamuoyunu şaşkına çevirdiler…