Ak Parti Muğla İl Yönetimi’nde yapılan son görev değişiklikleri, kamuoyuna ‘teşkilatın dinamizmini artırmak’ ve ‘yerel siyasette etkinliği güçlendirmek’ amacıyla sunuldu. Ancak bu resmi gerekçelerin arkasında, çok daha derin bir iç hesaplaşmanın izleri görülüyor, perde arkasında farklı değerlendirmeler ve iddialar öne çıkıyor.
Parti kulislerinde konuşulanlara göre; söz konusu değişiklikler, bir süredir il teşkilatı içinde devam eden güç mücadelesinin sonucu olarak değerlendiriliyor.
Her ne kadar yönetim kademesindeki revizyon ‘normal bir yenilenme’ olarak lanse edilse de, değişikliklerin zamanlaması ve kapsamı, AK Parti’nin Muğla’daki iç dengelerinde önemli bir kırılmanın işareti olarak yorumlanıyor.
Biz, Ak Parti Muğla İl Başkanlığı, teşkilat yapılanmasında yeni bir döneme girdiğini düşünenlerdeniz. İl Başkanı Haluk Laçin’in başkanlığında gerçekleştirilen yürütme kurulu toplantısında, yönetim kadrosunda kapsamlı bir görev dağılımı yapıldı. Yapılan değişiklikle birlikte bazı isimler mevcut görevlerini korurken, bazı isimlerin sorumluluk alanlarında rotasyona gidildi. Ayrıca parti kadrolarına yeni yüzler katıldı; bir isim ise yönetim dışı kaldı.
Ne oldu da il yönetiminde değişikliğe gidildi?
Bunun yanıtını siyasi kulislerde aramak gerekir. Biz de öyle yaptık.
Siyasi kulislerde yer alan iddialara göre; 31 Mart yerel seçimlerinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Aydın Ayaydın’ın, seçimleri kaybetmesinin ardından Muğla siyasetinde, özellikle teşkilatlarda ve bürokraside daha etkin bir rol üstlenmeye çalışması, bazı kesimlerde rahatsızlık yarattı.
Yine iddialara göre; Ayaydın’ın ‘Muğla’nın ağabeyi’ rolüne soyunması, il ve ilçe teşkilatlarında görev yapan bazı yöneticiler ile milletvekilleri arasında görüş ayrılıklarını derinleştirdi.
Parti içinde Ayaydın’ın teşkilat üzerindeki yöntem ve yaklaşımlarına dair memnuniyetsizliklerin artmasıyla birlikte, bu durumun doğrudan İl Başkanı Haluk Laçin’in başkanlığında yapılan görev değişikliklerine zemin hazırladığı öne sürüldü.
Haluk Laçin başkanlığında toplanan yürütme kurulu, bir tür iç muhasebe fırsatına dönüştü. Resmi söylemde yapıcı bir revizyon olarak sunulan bu değişiklikler, kulislerde ‘kontrolün yeniden dağıtılması’ olarak yorumlandı. Özellikle bazı görevlerdeki rotasyonlar ve bir ismin tamamen liste dışı kalması, bu adımların yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda politik olduğu izlenimini kuvvetlendirdi.
Elbette siyasi partiler için iç dengeyi sağlamak, çoğu zaman dış rekabetteki başarı kadar önemlidir. Ak Parti Muğla teşkilatında yapılan son hamle, sadece koltukları değil, güç merkezlerini de yeniden şekillendiriyor olabilir. İl yönetiminde yapılan değişikliği Ak Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin başarısı olarak görenlerin sayısı hiç de az değil…
Bu yeni tablo, önümüzdeki süreçte Muğla siyasetinde hangi sesin daha fazla yankı bulacağını da belirleyecek gibi duruyor.
