Muğla’da Tarihe Atılan Pas & Sözlü ve Yazılı Tarih Atölyesi Kuruluyor

7

Gazeteci Kadir Tamer’in Hamle gazetesindeki köşe yazısında dile getirdiği çağrı, kent belleği üzerine uzun süredir bekleyen bir tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Mimar Yazar Ertuğrul Aladağ tarafından kaleme alınan “Kentimin Öyküsü” kitabına ilişkin köşe yazısının sonunda Tamer, Muğla’nın çok katmanlı tarihini kurumsal bir çatı altında araştıracak ve aktaracak bir yapının gerekliliğine dikkat çekiyor ve şu soruyu yöneltti: “Antik dönemden Roma’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve yakın tarihimiz Cumhuriyet dönemine geçmişteki Muğla’yı araştıracak ve toplumu aydınlatacak bir yapı ne zaman kurulacak? Artık zamanı geldi, daha fazla ertelemenin âlemi yok.” Bu çağrının ardından kendisine “Pası aldık, gereğini yapacağız” yanıtı verildi. Bu yanıtla, sadece bireysel bir söz değil; yıllardır aralıklarla gündeme gelen bir fikre somut bir adım atıldığı da ilan edilmiş oldu.
Muğla’da tarihsel belleğin kurumsal bir yapıyla kayıt altına alınması yönündeki girişimlerin geçmişi uzun yıllara dayanıyor. Dönem dönem çeşitli aktörlerin öncülüğünde atılan adımlar, kimi zaman sonuçsuz kalırken, kimi zaman da sınırlı etki yaratabildi. Bu girişimlerin en dikkat çekeni, Osman Gürün’ün Muğla Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleştirilen sözlü tarih çalışmasıydı. Eniz Rıza’nın danışmanlığındaki bu proje, “Yöntemler ve Uygulamalar” başlıklı bir yayınla sonuçlanmıştı. Bu süreçte genç yaşta hayatını kaybeden belediye çalışanı Onur Alp Ersoy’un katkısı, hafızalarda özel bir yer tuttu.
2000 yılların başında ise Sekibaşı’nda yer alan 15. yüzyıldan kalma Osmanlı Hamamı restore edilerek Kent Belleği olarak hizmete açıldı. Osmanlı hamam mimarisinin birinci sınıf örneklerinden biri kabul edilen bu yapı, yerel basın, yazarlar ve yurttaşlar tarafından bağışlanan içeriklerle zenginleştirildi. Ancak tüm bu çabalar, sürdürülebilir bir yapı kurmaya yetmedi. Bugüne dek yapılanlar değerliydi, ama dağınık kaldı. Ortak bir hafıza oluşturulamadı. Bu durumun temel nedeni, yerel yönetimlerin kurumsal olarak sürece dahil olmaması, ötesinde Muğla’nın sözlü kültür ağırlıklı yapısıydı. “Muğla kültürünü sözle aktaran bir kenttir” tespiti, yazılı kültürün yerleşmesini zorlaştıran bir gerçeklik olarak değerlendirildi.
Dünden bugüne tarih atölyesi konusunda iki somut adım atıldı. İlki; Muğla Yaşam Kültürü Derneği’nin kuruluşu, ikincisi; Kent Tarihi / Sözlü ve Yazılı Çalışma Grupları’nın oluşturulması.
Gökhan Çağlav’ın öneri ve destekleriyle şekillenen bu girişim, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Serkan Dirlik’in ve bir çok değerli ismin akademik katkılarıyla yürütülecek.  Sözlü tarihe yönelik görüşmeler, görüntülü kayıtlar, Mabolla Medya stüdyolarında gerçekleştirilecek. Bu gecikmiş tarih yolculuğunda, Muğla’nın yaşam kültürü, belleği, hafızası kayıt altına alınacak. Çalışmalar kapsamında ortaya çıkan hem görsel hem yazılı materyaller kitaplaştırılacak. Görsel kayıtlar da erişilebilir hale getirilecek. Tarih Atölyesi Sözlü ve Yazılı Çalışmalar; tarih, kültür, siyaset, müzik ve futbol başlıklarında gerçekleştirilecek. Sözlü tarihe yönelik ilk etapta bazı isimler belirlendi, İsimlerin bazıları ile görüşmelere başlandı. Bu kişilerin bazılarıyla temas kuruldu, bazılarına ise henüz ulaşılamadı. Bu görüşmelerin öznesi olacak bazı isimler, bu projede yer aldıklarını belki de bu yazı ile öğrenecekler. Umarız duyanlar duymayanlara iletir.
Çalışmada yer alacak isimler herhangi bir öncelik sıralaması yapılmadan, alfabetik olarak sıralandı: “Alaattin Arpat, Alaattin Özer, Arsev Besi, Ayhan Serim, Ayhan Emeksiz, Ayten Taşpınar, Bayram Kalay, Cafer Şakar, Cemile Gönenç, Cengiz Sarısavran, Erdoğan Yalın, Eminer İçten, Erol Kutlay, Ertuğrul Aladağ, Fettah Bardakçı, Gökhan Çağlav, Güner Aydoğdu, Halilibrahim Çağlayan, Halit İşyer, İsmet Kanavuzlar, İsmet Köse, İsmail Atasever, Kadir Sevim, Mehmet Alpez, Mehmet Ersen (Veziroğlu), Mehmet Üzümlü, Mustafa Hükkamoğlu, Neşe Öztürk, Nurtan Onur, Osman Gürün, Özden Akgüç, Selahattin Hıdır, Selahi İyibilir, Selçuk Arabacıoğlu, Sevinç Göçügenci, Seyfi Terzibaşıoğlu, Şadi Erçalışır, Şakir Gezer, Şennur Bodur, Şevki Özer, Şükrü Zeybek, Taşkın Bilginer, Tevfik Oğuz, Yavuz Kayı”…
Bu kapsamlı projeyle yalnızca kentin belleği değil; aynı zamanda kentin ortak yaşam kültürü de görünür kılınacak. Çalışma ile Muğla’nın sözle aktarılan kültürel birikimi, yazıya ve arşive dönüştürülecek. Ekip, Atatürk’ün; “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir” sözünün saygınlığı ve sorumluluğu ile hareket edecek.
***
Meraklısına Not: Yukarıda listede “Erman Şahin niye yok?” diyenlerin meraklarını gidermek gerek. Erman Şahin, Muğla kültürünün tanıtılması için yüzlerce gazete yazısının yanında “Muğla Yazıları, Muğlalı Avcılar ve Belediye Başkanı” kitaplarıyla kent tarihine üç kıymetli miras bıraktı. Daha önceden yazılarak kent arşivinde yer alan diğer kitaplar gibi Erman Şahin imzalı bu üç kitapta, yazılı tarih atölyesi arşivindeki yerini çoktan aldı.

Haberi Paylaş