Bir yıl önce, 24 Kasım 2014 tarihinde Muğla Kent Gazetesi olarak yayın hayatımıza başladık. Bugün itibariyle de 307. sayımızı sizlerle buluşturarak bir yılı geride bıraktık.
Bu yıl 40. kuruluş yılını kutlayacak olan Mabolla Ailesi’nin son ferdi olarak Muğla Kent Gazetesi bir yıl önce kentin günlük yaşamında Muğla vizyonunun ve Muğlalı bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, kalkınması, çevreye duyarlılık, hesap sorma ve hesap verme, demokrasi ve katılım gibi temel ilkeleri savunan bağımsız bir yayın olarak yayın hayatına başladı.
Kurucumuz Gökhan Çağlav ve ailesinin kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzmanlaşmanın esas olduğu demokratik zeminin oluşmasına katkı koyma çabasının ürünü olarak yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılması, hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesini amaçlamıştık.
Kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal tüm değerlere sahip çıkmak, kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunmak, sivil toplumun gelişmesine ve kurumsallaşmasına katkı koymak hedefi ile kente dair her türlü görüş ve fikirlerin yer aldığı bir gazete olarak bir yılı geride bıraktık.
Muğla’nın kendi öz sermayesinin ve emeğinin ürünü olan Muğla Kent Gazetesi olarak geride bıraktığımız bir yıl içinde derdi Muğla olan bağımsız bir gazete olduğumuzu göstermenin yanında herkesin bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahip olduğunu da ön planda tuttuk.
Düşünce ve ifade özgürlüğünü temel insan hakları çerçevesinde gördük ve kimseyi ötelemedik.
Gazeteciliğin bir mesafe mesleği olduğunu savunduk, kişi ve kurumlara mesafemizi koruduk.
Yayın hayatına başladığımızdan bu güne basın özgürlüğüne, halkın doğru haber alma ve bilgi edinme hakkına saygı duyduk.
Bu nedenle kimseyi sansürlemedik, kimsenin de bizi sansürlemesine izin vermedik.
Halka karşı sorumluluğu, otorilere olan sorumluluğumuzun önünde tuttuk.
Bilinmeyeni çekip bilmeyene gösterdik, bilinmeyeni yazdık bilmeyene öğrettik.
Toplumla paylaştığımız her bir haberin ve bilginin sorumluluğunu taşıdık. Gazeteci özgürlüğünü kişiselliştirip, sağa sola saldırmadık, kimseyi de tehdit etmedik.
Hiçbir yayın kurumuyla yarışmadık, onların sosyal ve ekonomik alanlarına uğramadık.
Doğup büyüdüğümüz coğrafyanın bize sağladığı duyarlılık ve kentli olma bilinciyle yerel yöneticilerle ve siyasetçilerle toplum arasında köprü kurduk.
Sonuç olarak tüm bunları yapabiliyor olmanın, bağımsız ve toplumcu olmanın ödülünü çok kısa sürede aldık. Doğru ve tarafsız habercilikle toplumda yarattığımız “Kent yazıyorsa doğrudur” algısıyla bu günlerde basında ihtiyaç duyulan mücevher değerinde bir güvenin sahibi olduk.
24 Kasım 2014 tarihinde başlayan yolculuğumuz bugün bir yılını doldurdu.
Bu süreçte gazetenin düzenli olarak çıkmasını sağlayan kurucumuz Gökhan Çağlav, Began ve Berhan Çağlav’a, bu zorlu sürecin emekçileri Gazeteci Cenk Altınsoy, ve Sayfa Sekreteri Duygu Kaplan’a, köşe yazılarıyla bize katkı koyan Mustafa İnci, Süleyman Akbulut, Hakan Özaydınlık, Perrin Helvacı, Özden Akgüç ve Prof. Dr. Mustafa Sunu’ya, halkla ilişkiler ve muhasebemizde görev yapan Emine Güner ve Gizem Barut’a, gazetenin baskısını yapan Güney Matbaası Recep Erten’e, gazetemizi okurlarımızla buluşturan dağıtıcımız Mehmet Çetin’e emek ve katkıları için huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Yine bu süreçte bize destek veren tüm abonelerimize, okurlarımıza, halkımıza, resmi kurum ve kuruluşların yöneticilerine, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, meslek odası ve meslek örgütlerine, yerel yönetimlere ve yöneticilerine teşekkür ediyoruz.
Daha nice 24 Kasım’larda buluşmak dileğiyle, sürçü lisan ettiysek affola…