TBMM’nin 26. Yasama Dönemi milletvekillerinin yemin töreni ile başladı.
Ardından Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan 64. Hükümet TBMM’den güvenoyu aldı.
24. dönemin ardından 7 Haziran 2015 seçimleriyle oluşan 25. dönemi pas geçen demokrasimiz, 24. dönemden 26. döneme atlamış oldu.
Günahıyla sevabıyla 25. dönemi yok sayan demokrasimiz 24. dönemden 26. döneme tabir yerindeyse direk geçiş yaptı.
Seçim dönemini geride bırakan Türkiye şimdi geçim derdine düştü.
Seçim bitti geçim başladı.
Bu kapsamda ifade etmeliyiz ki; kentin sorunları ve beklentileri konusundaki görüşler ile çözüm önerileri henüz yeni seçilen milletvekillerine ulaştırılmadı.
Kimse milletvekillerine “gelin bakalım” demedi.
İşin garibi milletvekilleri de böyle bir beklentinin sahibi olamadı.
Sözün özü bu süreçte kimse yeni dönem milletvekili adaylarından beklentilerini dile getirmedi.
Muğla ile ilgili iş dünyasında, sanayide ve ticarette neler yapılabilir? henüz bunu masaya koyan olmadı.
Milletvekillerine ne bir rapor, ne de bir sunum yapılmadı.
En azından şu ana kadar böyle bir girişimde bulunulmadı.
Bu süreçte yani bugünden itibaren biz özellikle Ticaret ve Sanayi Odalarının tek tek ya da bir araya gelerek kentin sorunları, beklentileri ve çözüm önerileriyle ilgili bir sunum yapmasını bekliyoruz.
Sunumun ötesinde birlikte ya da bölgesel raporlar ya da kitapçıklar hazırlamalarını ve bunu milletvekillerinin tamamına ulaştırmalarını bekliyoruz.
İktidar ya da muhalefet farketmez (!) milletvekillerinin tamanının her bir cebine yerleştirilecek, yükte hafif pahada ağır bir kitapçık (!)
26. Yasama Döneminde milletvekillerine dolayısıyla icracı bakanlıklara ve mecliste kurulan komisyonlara veri tabanı niteliği taşıyan bir sistemin oluşturulmasını bekliyoruz.
Aranızdan “buna gerek var mı?” diyenler çıkabilir.
Ya da “Muğla’nın sorunlarını bilmeyenlerin ne işi var milletvekilliğinde” diyenleriniz de çıkabilir.
Her ne olursa olsun, kim ne derse desin (!) 26. dönemde bir basın yayın kurumu olarak biz milletvekillerini doğru bilgilendirmek ve yönlendirmekten yanayız.
Daha iyi bir kentte yaşamak adına bunu yapmak zorundayız.
Bir önceki dönemlerde olduğu gibi herşeyi milletvekillerinin algısına ve siyasetin becerisine bırakamayız.
26. dönemde siyasete, siyasetçiye düşen görevlerin yanında denge ve denetim için basına, meslek odalarına, kitle örgütlerine ve yerel yönetimlere düşen görevlerde var.
Bu süreçte biz; kentin orta gelir grubuna yönelik TOKİ uygulamasının devamını, yüksek öğrenim yurt kapasitelerinin arıttırılmasını, kamu kaynaklarının ilin yaz-kış nüfusuna göre hazırlanmasını, kıyı kesimlerin sektörel anlamda verimli kullanılmasını, Özel Çevre Koruma Bölgeleri ve Milli Park Alanlarına yönelik bütüncül planlamayı, atıksu ve katı atık depolamala alanlarının yaz-kış nüfusuna göre planlanmasını, turizm sektörüne lojistik destek sağlayacak Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurulmasını, su ürünleri sektörünün imar mevzuatıyla ilgili yaşadığı sorunları, zeytin işleme tesislerini, ekoturizm, organik tarım gibi üretimleri, tekne çekek ve yat imalatını, kruvaziyer limanları, gıda ve tarım ürünlerinin önündeki markalaşması sorunlarını, Aydın-Çine-Güllük demiryolu hattını, 3. bir stol havaalanını ve mutlaka Büyükşehir Belediye Yasası revizyonunu hatırlatmak zorundayız.
Bu yazının ‘daha iyi bir kentte, daha düzgün koşullarda yaşamak’ için bir davet olarak algılanması temennisiyle, yazıyı sonlayalım.
İşe bir yerinden başlayalım…