CHP Örgütlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in Muğla’da yaptığı açıklamalar hala güncelliğini koruyor, siyasi kulislerde de Adnan Keskin’in açıklamalarından başka bir şey konuşulmuyor.
CHP’de yerel yönetimler için adaylar belirlenirken kesinlikle atama olmayacağı mesajını veren, bu konuda parti genel merkezine güvenilmesini isteyen Adnan Keskin “Parti içi demokrasinin işlemesi konusunda hiçbir kimsenin kuşkusu olmasın” sözleri ile Muğla CHP örgütlerini rahatlattı. Tüm örgütlerin “Adnan Abisi” olduğunu bir kez daha gösterdi.
***
Adnan Keskin, CHP’nin 90. Yıl kutlama törenlerinde yaptığı konuşma ile önemli mesajlar verdi. Keskin, aday belirleme yöntemi ile ilgili hangi yolun izleneceği konusunda ipuçlarını ortaya koydu.
Muğla CHP örgütlerine yönelik sözlerine “Parti içi demokrasinin işlemesi konusunda hiçbir kimsenin kuşkusu olmasın” diyerek başlayan Keskin bu konudaki kararlılığı da “Biz şuna inanıyoruz. Bir partinin görevini yerine getirebilmesi, başarılı olabilmesi için girdi kanalarından parti tabanının özlemlerini, beklentilerini isteklerini alıp, çıktı kanalarından toplumun beklentisi doğrultusunda çözüm reçeteleri, kararlar alabilmesi ile mümkündür” sözleri ile dikkat çekti.
***
Keskin bu açıklaması ile ne demek istedi?
Bu konuyu açalım.
Muğla CHP’nin girdi kanalında; CHP’nin insan kaynağı, örgütler ve parti tabanı bulunuyor. Bir partinin başarılı olması, toplumsal görevini yerine getirmesi, yerel ve genel iktidarını kurabilmesi, koruyabilmesi sahip olduğu örgütsel değerlerler ve ideoloji ile mümkündür.
Ancak partinin demokrasi inancına, demokrasi davranış ve ilişkilerine sağladığı alanlar ve özgürlükler daha da önemlidir. CHP gibi sol, sosyal demokrat bir partide “Parti içi demokrasi” önemli bir özellik ve zorunluluktur.
***
Siyasi partiler tüzükleri ile hareket eden oluşumlardır.
CHP’nin tüzüğü de ortada…
Muğla konuşmasında Adnan Keskin, parti içi demokrasiyi her şeye, her türlü yasal engele karşın işletmek gayretinde olduklarını şu sözlerle ifade etti: “Bu anlayışta olduğumuz için ilk defa parti tarihinde, parti meclisinden merkez yoklaması kararı aldığımız halde parti örgütümüzün önümüzde yapılacak yerel seçimlerde taleplerini, isteklerini, beklentilerini objektif bir şekilde tespit edebilmek için komisyon kurduk. Bu güne kadar 78 il başkanımız ile görüştük. İl başkanlarımızdan Ankara’ya gelirken ilçe örgütlerimizin, kanaat önderlerimizin düşüncelerini, anlayışlarını tespit ederek gelmelerini istedik. İl başkanlarımızdan aldığımız dokümanlar, bilgiler doğrultusunda o il başkanlarımızın il çevrelerinde hangi yöntemlerle adayların belirlenmesine ilişkin önerileri varsa onlara sahip çıkacağız. Saygı duyacağız. Hiçbir kimsenin kuşkusu olmasın, Merkez Yürütme Kurulu, başarıyı, değirmene su taşıyacak saka arayışında bulmayacak. Tam tersine örgütler ne kadar etkili olursa o kadar başarılı olacağımıza inanıyoruz. Parti içi demokrasiyi işleteceğiz”…
***
CHP, Parti Meclisi’nden “Merkez Yoklaması” kararı almasına karşın, ilk kez bu süreçte örgütün talep, istek ve beklentilerini karşılamak için harekete geçti.
CHP Yüksek Siyaseti için bunu yapmak hiçte kolay değildi.
Çok mücadele edildi.
Bu süreçte yerel de Muğla CHP örgütlerini ön seçim yapılması konusunda cesaretlendiren Musa Gökbel’in yaktığı ön seçim istekli Çoban Ateşi, Genel Merkezde Ercan Karakaş, Adnan Keskin, Umut Oran, Gürsel Tekin, Nihat Matkap gibi siyasetçilerin çabaları çok önemliydi.
***
Biliyoruz ki CHP, artık başarılı olmak istiyor.
Bu nedenle 2014 büyük şehir statülü yerel seçimleri öncesinde CHP girdi kanalına; “İnsan kaynağını, örgütlerini, parti tabanını ve beklentilerini, örgütsel değerlerleri, ideolojiyi ve parti içi demokrasiyi” yerleştirdi.
Buradan, partinin bu kanalından giren iradeyle CHP, toplumun beklentisini karşılayacak ve çözüm reçeteleri hazırlayacak kararlar alabilecek. Dönüşmek istemeyen ama değişmek isteyen seçmenin de siyasi tercihi olabilecek. CHP belki de ilk kez parti içi demokrasisiyle, örgüt iradesinin egemen kılınması kararıyla değişimi kendi elleri ile yapabileceğini gösterdi.
CHP, toplumun değişim beklentisine ilk kez cevap verebilecek.
Bu izlemsel (stratejik) hamlesi ile CHP; AKP’nin “Dönüştürme” politikalarının da önüne geçmiş olacak. Bu nedenle 2014 yerel, 2015 genel seçimlerini “Referandum” statüsünde görmek ve kabul etmek gerekiyor.
CHP, siyasi tarihimizin en önemli seçimleri olarak görülen 2014 yerel, 2015 genel ve hemen ardından gelen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini “Cumhuriyeti koruma seçimleri” olarak gördüğünü ilan etti.
***
Muğla ziyaretinde açıklamalar yapan Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, bu konuda CHP örgütlerini şu sözlerle uyardı: “Bu yerel seçimler Türkiye’de barışımızın, beraber yaşamamızın çimentosu olan Cumhuriyeti koruma seçimleri olacaktır. Bu yerel seçimler Türkiye’de demokrasiyi yaşatma seçimleri olacaktır. Bu yerel seçimler bizim beraber yaşamamızın vazgeçilmez kuralı olan laiklik ilkesini ayakta tutma seçimleri olacaktır. Bu yerel seçimler zulmü demokrasi olarak takdim eden, insanını hor gören, kadınımızın doğuracağı çocuk sayısından doğurma yöntemine kadar onu bir ticari meta olarak gören çarpık zihniyete dur! seçimleri olacaktır”…
***
CHP, 2014 yerel seçimleri öncesinde aday belirleme yöntemine karar verdi. Bu kararla CHP örgütsel heyecanını biledi, parti içi demokrasi ile de umutları yeşertti.
Yarın; “Sandığa Saygı” ile devam edelim.