Ak Parti 5. Olağan İl Kongresini, öncesinde ve sonrasında neler yaşandığını daha sonra kaleme alacağımızı “Aslında ne olduğunu” sizlerle paylaşacağımızı söylemiştik. Sözümüzü tutalım ve kongre ile ilgili görüşlerimizi sizlerle paylaşalım.
Kongre öncesine fazla takılacak değiliz. Siyasi partilerin il kongreleri sürecini sadece il yönetimi seçimi olarak görmediğimizi, bu sürecin 2015 milletvekili seçimine yönelik olduğunu ifade etmiştik. Partileri milletvekili genel seçimlerine yeni seçilecek yönetimlerin götüreceğine dikkat çekmiş, bu süreçteki siyasi mühendisliklerini seçime yönelik olduğunu daha önceden vurgulamıştık.
Siyasi partilerin il kongreleri bu öngörümüzün haklılığını ortaya koydu.
Seçilebilme gayreti bir kez daha ideolojinin önüne geçti sonuçta siyaset bir kez daha bu gayrete teslim oldu.
CHP’de Mustafa Öztürk’ün istifası sonrasında mevcut il yönetiminin tüzüğe dayalı hareket etmesi, kendi içinden il başkanı çıkarma gayreti genel merkez tarafından engellendi. Mevcut CHP il yönetimi istifa baskısı iddiaları ile düşürüldü ve Mürsel Alban il başkanı olarak atandı. Alban ve ekibi koltuğa oturmasına karşın CHP’de yaşanan bu süreç henüz sonuçlanmadı. Görevden düşürülen il yönetim kurulu üyelerinin bugün yarın konuyu YSK’ya ve yargıya taşıması bekleniyor.
Yani CHP’de 2015 milletvekilliği genel seçimleri öncesinde bir kez daha örgüt iradesi yok sayıldı.
CHP yerel örgütlerinde bu gelişmeler yaşanırken Ak Parti’de refiki CHP’den geri kalmadı. Büyüğünden küçüğüne çoğunlukla tek liste ile gidilen Ak kongre geleneği Muğla’da bozuldu. Ak Parti yerel teşkilatları içindeki siyasi rekabet ve seçilebilme gayreti partinin “istişare” kültürünü yok etti. Ak Parti’nin Milli Görüş’ten Muhafazakâr Demokrat çizgisine kadar her aşamasında kurucu irade olarak yer alan Şadi Pirci, il başkanı adaylığını açıkladı.
Pirci’nin adaylığını açıklamasının ardından 2012’den bu yana il başkanı olarak yüksek siyasetle olan yakın ilişkisi ile yerel siyasetin son üç yılına damga vuran Nihat Öztürk, kendisinden sonraki sürece yönelik girişimlerde bulundu. Bu süreçte il başkan adayı olarak bazı isimler Ankara’ya taşındı. Ancak bu taşımalardan bir sonuç alamayan Öztürk, yüksek siyaset ile yürüttüğü istişare sonucunda Ankara’ya İhsan Küreci’yi önerdi ve Ankara kongreye saatler kala Küreci ismini onayladı. Bu süreçte Pirci’ye yönelik yüksek siyaset eliyle yürütülen ikna turlarından bir sonuç çıkmadı, Pirci siyasi baskılara teslim olmak yerine yüksek teşkilat kabiliyetini sınama yoluna gitti. Ancak girdiği siyasi sınavdan başarı ile çıkamadı ve il başkanlığı yarışını kaybetti.
Yukarıda ifade ettik, bir kez daha yineleyelim.
2015 genel seçimleri öncesinde, özellikle aday olma, aday belirleme yöntemine ilişkin her türlü siyasi varyete partilerin kongreler süreci üzerinden yapıldı.
CHP’de kongre sürecinde belediyeler ve belediye başkanları bu süreçte etkili olurken Ak Parti’de etkili siyaset Nihat Öztürk’ün yüksek siyasetle olan ilişkisine dayalı olarak gelişti.
2012 yılından bu yana kentin siyasi iki kefesinden birisine ağırlığını koyan Nihat Öztürk, kongre başarısıyla milletvekili olma yönündeki son engeli de aşmış oldu.
Siyasette Öztürk’ler döneminin yani; CHP’de Mustafa Öztürk, Ak Parti’de Nihat Öztürk döneminin yüksek beklenti ile sonuçlanacağını daha önceden kerelerce kaleme almış, bu görüşümüzü sizlerle de paylaşmıştık.
Bu gün geldiğimiz nokta da kabul etsek de etmesek de yerel siyaset; CHP’de Mustafa Öztürk’ün, Ak Parti’de Nihat Öztürk’ün milletvekili adaylığını konuşuyor.
Büyük ve yüksek ihtimal CHP’de Mustafa Öztürk, Ak Parti’de Nihat Öztürk partilerinden milletvekili adayı olacaklar.
Seçilir ya da seçilmezler (!) bilemeyiz.
Bildiğimiz her iki Öztürk’ün 2012 yılından bu yana kentin siyaset tarlasına ekip biçtikleri politikalarının sonucunda bu dönemin hasadına hazırlandıkları… Zira her ikisinin hasatla ilgili önlerinde fazla engel kalmadı.
Yüksek siyasetle ilişkisi ve istişaresi ile Ak Partili Nihat Öztürk; tüm teşkilatların milletvekili adayı olarak (!) CHP’li Mustafa Öztürk; hem örgüt ilçe başkanlarının, il yönetiminin ve belediye başkanlarının milletvekili adayı olarak Ankara’ya önerilecek ve bu önermenin sonucunda ikisi birden milletvekili adayı olarak atanacaktır…
Sinir bozucu iki tespitle toparlayalım.
Siyasi partilerin kongreler sürecinde yaşananlar gösterdi ki; Ak Parti yüksek siyaseti mevcut milletvekilleri Prof. Dr. Yüksel Özden’le ve Ali Boğa ile devam etmeyecek. Ak Parti’de yaklaşık 3 yıldan bu yana süren siyasi rekabeti Nihat Öztürk kazandı. Bu noktada Nihat Öztürk şu aşamadan sonra hem yerel teşkilatların hem de yüksek siyasetin ortak adayıdır ve yolu açıktır…
Ak Parti’nin aday belirleme yöntemini antidemokratik bulan, bu gerçek üzerine dünyalar kuran, kendisini demokrasi havarisi gören, örgüt iradesinin yansıdığı sandığı, kontenjan-atama-kaydırma yöntemiyle bisküvi kutusuna çeviren CHP’de herkes bu sürecin hayal kırıklığına hazır olsun. CHP’de genel seçimler öncesinde milletvekili adayların ön seçimle belirlenmesini bekleyenler büyük bir yanılgının sahibidirler.
Her seçim döneminde ön seçim sözü veren ancak adaylarını kontenjan-atama ve kaydırma yöntemi ile belirleyen CHP yüksek siyaseti bir kez daha aynı senaryoyu sahneleyecektir.
Bu süreçte de CHP’de milletvekili adaylarını örgüt iradesi değil, genel merkez belirleyecektir.
Mustafa Öztürk, bu sürecin siyasi mühendisliği ile milletvekili adayıdır.
Tabi Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Gürün, genel merkezden gelen tarihsel çağrıya kulak verip, milletvekili adayı olmazsa…