1 Kasım seçimleri için Ak Parti’de 37 ismin milletvekili adayı olmak için başvurduğu açıklanmıştı.
Biz öyle biliyorduk.
Başvuruların son günü sisteme düşen aday sayısı 37 olarak açıklanmıştı.
O süreçte birçoğu nöbetçi aday statüsünde bulunan 37 adayın içinde 7 Haziran’da birinci sıradan milletvekili seçilen Hasan Özyer’in bulunmaması dikkat çekmişti.
Başbakan Davutoğlu’nun daveti üzerine milletvekili adayı olan ve 7 Haziran’da milletvekili seçilen Hasan Özyer’in 1 Kasım seçimlerine yönelik adaylık başvurusu yapmaması kamuoyunda da normal karşılanmıştı.
Ancak durumun böyle olmadığı dün netlik kazandı.
Dün, Ak Parti’de 37 olan aday adayı sayısının 40’a yükseldiği açıklandı.
37 kişilik listede bulunmayan Hasan Özyer, Ramazan Yıldırım ve Seyit Ali Topal’ın 1 Kasım seçimlerine yönelik adaylık başvurusu yaptığı il başkanlığı tarafından doğrulandı.
Böylece siyasi kulislerdeki manipülasyonların önüne geçilmiş oldu.
Sonuç itibariyle adaylık için adı geçen tüm siyasetçilerin adaylık başvurusunda bulunduğu öğrenildi.
Ak Parti’de 7 Haziran’da 34 olan milletvekili sayısı aradan geçen üç ay içinde 40’a yükseldi.
Ne oldu da böyle oldu? Bilmiyoruz.
Bildiğimiz, Başbakan Davutoğlu’nun daveti üzerine milletvekili adayı olan ve 7 Haziran’da milletvekili seçilen Hasan Özyer’in 1 Kasım seçimlerinde de birinci sıradan aday gösterilmesi ihtimalinin yüksek olduğu (!)
Her seçim döneminde aday adayı olan ancak bir türlü adaylık makamına erişemeyen çok sayıda icapçının 1 Kasım seçimlerinde de aday olma şansının bulunmadığı (!)
Ve 40 kişilik liste içiresinde yer alan dört eski belediye başkanının aday olma şansının icapçılara göre daha yüksek olduğu (!)
Seçilmiş, seçen-seçilen ilişkisinde kendisini ispatlamış belediye başkanları bu seçimde bize göre refiki aday adaylarının birkaç adım önünde bulunuyor.
Kim bunlar;
Yerkesik eski Belediye Başkanı Yusuf Demirci, Milas eski Belediye Başkanı Ali Doğan Serçek, Gümüşlük eski Belediye Başkanı Mehmet Tire ve Güllük eski Belediye Başkanı Mehmet Yavuz Demir.
Demir Başkan daha önce de aday olmuş ve sıralamada kendisine yer bulmuştu.
Biliyorsunuz, Ak Parti Genel Merkezi milletvekili adayı olmuş ancak önceden seçilmiş belediye başkanlarını ön mülakata bile çağırmıyor.
Seçen-seçilen ilişkisinde kendisini ispatlamış olan belediye başkanları Ak Parti’de ayrı bir kategoride ve bir adım önde değerlendirmeye alınıyor.
Ayrıca belediye başkanları aday belirleme sürecinde genel merkezde oluşan ön komisyonlarla değil, bizzat Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yüz yüze görüşüyor.
Bu noktada seçilmiş belediye başkanı olarak ilk kez milletvekili adayı olan Yusuf Demirci, Ali Doğan Serçek ve Mehmet Tire, bu yarışa bir adım önde başlıyor.
Ancak üç eski belediye başkanı arasında partinin kurucu iradesi olarak Ak Parti’den seçilen tek belediye başkanının Yusuf Demirci olduğunu ifade edelim.
Bilindiği gibi Ali Doğan Serçek; Doğru Yol Partisi’nden, Mehmet Tire’de Demokrat Parti’den belediye başkanı seçilmişti. Bu iki siyasetçinin yolu daha sonra Ak Parti ile kesişmişti.
Ak Parti Yerkesik eski Belediye Başkanı Yusuf Demirci ile aday başvurusu sonrasında görüştük. Demirci Başkan o görüşmede milletvekili aday adaylığı ile ilgili çok çarpıcı bir açıklama yapmış ve önümüzdeki döneme ait ilk ipuçlarını şu sözlerle vermişti:
“Başbakanım ve Genel Başkanım Sayın Davutoğlu bir televizyon konuşmasında Ak Parti’nin geleneklerine ve kendi kodlarına geri döneceğini açıkladığı gün; aday olmaya karar verdim. Bu partinin kurucu iradesi olarak kendimi sorumlu hissettim. Bu nedenle milletvekili aday adayı olarak başvurumu yaptım. Başvuru formunda yer alan referanslar kısmını da özellikle boş bıraktım. Ben bu partinin kurucu iradesiyim ve Ak Parti’den seçilmiş bir belediye başkanıyım. Benim diğer aday arkadaşlarım gibi referans göstermeye ihtiyacım yok. Bu nedenle referans kısmını boş bıraktım. Ben bir davanın ve zor günlerin adamıyım. Sayın Genel Başkanım ve Başbakanım bana nerede görev verirse bu görevi yapmaya hazırım”…
‘Siyasetle ne yapacağını söyleyen siyasetçilerin’ ikbal ve istikbal peşinde koşan siyasetçilere göre daha şanslı olması gerektiğini hatırlatarak sonlayalım.
Siyasetle ne yapacağını açıkça söyleyenlerin halka, ikbal ve istikbal peşinde koşanların ise sadece kendilerine hizmet ettiği gerçeğini unutmayalım.