AK PARTİ’DE İDDİA VE İTHAMLAR
İp cambazına döndük
Bir yanda siyasilere olan mesafemizi özenle korumaya çalışırken kentin siyasi gündemine ilişkin gelişmeler karşısında da denge kurmaya, dengede kalmaya çabalıyoruz.
Gündem rüzgarlı bir hava (!)
Ve biz ip cambazı gibi gergin ipin üzerinde durmaya çalışıyoruz.
Bu nedenle kendimizi sürekli olarak kontrol altında tutuyor, ne olursa olsun (!) her türlü etkiye ve tepkiye karşın bu gergin ipten düşmemeye gayret gösteriyoruz.
Zorlaşan şartlar nedeniyle de gittikçe gazetecilikten uzaklaşıyoruz.
Bu ara toplumun neredeyse tamamını ilgilendiren bir sorunu sadece tespit etmekle yetiniyoruz. Zemini kayan gazetecilik için ne yazık ki bir çıkış noktası bulamıyoruz.
Kültürel bölünmelerin siyasi bölünmelere dönüştüğü şu günde;
Taassup anlayışı ile hareket eden muhafazakarlarla (!) kendini cumhuriyet yelpazesinde gören modernlerin birbiriyle olan rekabetlerinin ötesinde yeni bir rekabete tanık oluyoruz.
Merkez sağ muhafazakarlarının birbirleriyle olan rekabetleri elbette yeni bir şey değil.
Yaşam tarzı birbirinden kopuk iki sosyal, aynı zamanda siyasal yapının rekabetine alışkınız.
CHP’li modernlerle, Ak Partili muhafazakarların Muğla üst kimliğinde ya da ortak bir alanda buluşamamalarını, birleştirici kültürel zemin inşa edememelerini tabiki anlıyoruz.
Anlayamadığımız; yaşamları, zevkleri, kültürleri, inanışları ve siyasal tercihleri aynı olan kendini merkez sağda tarifleyen Ak Partili muhafazakarların birbiri ile olan rekabeti ve birbirini ele vermeye yönelik ağır suçlamaları.
Özellikle 17-25 Aralık süreciyle başlayan ve 15 Temmuz hain darbesiyle iyice zirve yapan siyaset-cemaat ilişkisinde merkez sağ muhafazakarların birbirini deşifre etme çabası ifade etmek gerekir ki, kentte tarihi bir paradoksa dönüşmüş durumda.
Sosyal medyayı kendilerine ait ‘atış poligonu’ gören merkez sağ muhafazakarları gün geçmiyor ki birbirilerini suçlamasınlar.
Birbirilerini FETÖ’cü ilan etmesinler (!)
Geride bıraktığımız gün, Ak Partili işadamı Yılmaz Göçer’in düzenlediği basın toplantısına katıldık.
Göçer, basın toplantısında Ak Parti il yöneticilerinin bazılarına yönelik çok ciddi iddia ve ithamlarda bulundu.
Bazı il yöneticilerinin FETÖ ile ilişkileri olduğunu öne süren Göçer, aralarında 15 Temmuz’a kadar çocuklarını FETÖ’ye ait okullarda okutmaya devam edenlerin bulunduğunu, bazılarının seçim bütçesini FETÖ’den sağladıklarını iddia etti.
Göçer, bu iddiaların ötesinde Muğla’da siyasi bir çete olduğunu öne sürdü.
Merak edenler (!) Yılmaz Göçer’in açıklamalarının yer aldığı haberlere bakarak merakını giderebilir.
Sosyal medyada başlayan rekabetin basın toplantılarına kadar taşınması, iddia ve ithamların üst perdeden yapılması hayra alamet değil.
Bu iş artık rekabet olmaktan çıktı.