AKŞENER’E ‘İYİ’ CHP’YE ‘KÖTÜ’
CHP’den ayrılanlar; Demokrat Parti’yi,
DYP’den ayrılanlar; Demokrat Türkiye Partisi’ni,
DSP’den ayrılanlar; Yeni Türkiye Partisi’ni,
Yine CHP’den ayrılanlar; ANA Parti’yi ve Halkın Yükselişi Partisi’ni,
Fazilet Partisi’nden ayrılanlar; Ak Parti’yi,
Ak Parti’den ayrılanlar da; Türkiye Partisi’ni,
MHP’den ilk ayrılanlar; Büyük Birlik Partisi’ni,
MHP’den ikinci dalgada ayrılanlar şimdi; İyi Parti’yi kurdular.
Siyasi partilerin kurulması demokrasimiz ve çok sesliliğimiz adına tabi ki sevindirici.
Ancak ana partiden ayrılarak kurulan partilerin ikisi dışında neredeyse tamamı siyaseten başarısız oldu. Ana partiden ayrılarak kurulan Demokrat Parti ile Ak Parti’nin dışında başarılı olanı yok.
Partinin lider kadrosuyla koltuk kavgasına tutuşup, ideolojik gerekçeleri de ortaya koydun mu?
İş tamam.
Ancak bu tür ana akımdan kopan siyasal örgütlenmelerin çoğu seçime bile giremeden, yok olup gitti. Merkeze oturan siyasi partiler varlıklarını her zeminde ve koşulda sürdürürken onlar; sıfır nokta bilmem kaç oy oranlarıyla meclise giremediler, ötesinde meclis dışı kalarak birer tabela partisine dönüştüler.
Bilindiği kadarıyla Türkiye’nin siyasi partiler envanterinde 90’a yakın siyasi parti bulunuyor. Meclise girenlerin ve ana akımların dışında bu partilerin adını sanını hatırlayan yok. Türkiye bu haliyle siyasi parti mezarlığına dönmüş durumda.
Ana partiden ayrılarak kurulan siyasi partilerin en temel sorunu; ‘Siyaseten hangi boşluğu dolduracağı’…
Adı İyi olan parti, hangi siyasal boşluğu dolduracak?
Akşener’in Ak Parti’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhalefeti, aynı reflekse sahip bir kısım CHP’lilerin ayranını kabartıyor, Akşener’i siyasal seçenek haline getiriyor olsa da biliyoruz ki;
Bir siyasi partinin varoluş nedeni, ideolojisine dayalı eylem ve söylemi o partinin ya toplumsal kabulünü ya da toplumsal reddedilişini sağlıyor.
Ana partiden koparak kurulan siyasi partiler, türdeş durumlarıyla toplumun gözünde ‘sahicilik meselesinde’ sınıfta kalıyorlar.
Zira, ana partiden kopuşun temelini toplumsal hareketler değil, bireysel tercihler oluşturuyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Haziran 2015’teki seçimde MHP’den İstanbul Milletvekili seçilen Meral Akşener’in TBMM Başkanlığına onay vermiş olsaydı (!) Meral Akşener bugün parti kurarmıydı?
Bir konuya açıklık getirelim.
Biz Meral Akşener ve ekibinin parti kurmasına karşı değiliz.
Hanımefendi ve ekibi tabiki parti kurabilir.
Yukarıda da ifade ettik bir kez daha yineleyelim.
Yeni bir siyasi parti kurulması demokrasimiz ve çok sesliliğimiz adına önemlidir.
Bizim bu noktada anlamakta zorlandığımız ve karşı olduğumuz şey; CHP seçmeninde ve tabanında Meral Akşener’e sempati ile bakılması (!) ötesinde bir kısım CHP’lilerin 2019 seçimlerinde Akşener’e oy verecek olması.
5 Eylül 2017 tarihinde yine bu köşeden yayınladığımız ‘Akşener’e Sempati Duyan CHP’lilere Uyarı’ başlıklı yazıda; “Gelinen noktada siyaset biliciler; yeni kurulacak partinin Ak Parti seçmeninden oy alamayacağını, Akşener’in hedef kitlesinin yüzde 48 ‘hayır’ oyu veren seçmen kitlesi olduğunu, özellikle de yüzde 48 oranında en büyük pay sahibi olan, ancak Akşener’e sempati ile bakan CHP’lileri uyardılar” ifadelerini kullanmıştık.
O gün daha parti kurulmamışken CHP’lileri uyaran siyaset biliciler, bugün de aynı konuda CHP seçmenine ve tabanına uyarıda bulunuyorlar.
Akşener’in MHP’nin küskünlerinden daha çok CHP’den oy devşireceğini ısrarla dile getiriyorlar.
Akşener’in heybesinde; Devlet Bahçeli’ye tepki gösteren küskün MHP’lilerin dışında Ak Parti’ye tepki gösteren CHPli refleksi dışında bir şey yok.
Öngörümüzü ve uyarımızı yenileyerek sonlayalım.
“CHP’den gidecek her bir oy, Akşener’e ‘iyi’ gelecek olsa da CHP’yi zora sokacaktır”…
“CHP’den bir şey olmaz” diyerek tepkisini Akşener üzerinden yapmaya hazırlanan CHP’liler akıllarını başlarına toplasınlar.
Şimdi oyları bölme zamanı değil.
Akşener’in iyi partisinin ilk seçimde iktidarı yakalama şansı yok.
Seçime girmiş olsa bile (!) en iyi koşullarda bu parti en fazla ana muhalefet kostümünü giyebilir.
Akşener’e oy vermeye hazırlanan CHP’lilerin kendi elleriyle Akşener’e statülü kostümü giydirmeleri siyaseten açıklanamaz bir durumdur.
Ötesinde maskaralıktır.
Türk seçmeninin önünde CHP dışında bir seçenek yoktur.
Ak Parti tezinin karşı tezi; Cumhuriyet Halk Partisi’dir.