Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir, Anadolu medeniyetlerine ilişkin görüşlerini bize şu sözlerle aktarır:
“Çağdaş uygarlığın temelleri Eski Yunan’da değil, Anadolu’da yükselmiştir. Duyguyu ve düşünceyi insandan insana geçirmenin en eski iki ustası Ozan Homeros ile Yazar Herodotos Bodrumlu, Anadolu çocukları idiler. Türkler Anadolu toprağına geldiği zaman orada öyle bir yoğun yerleşme düzeni, öyle üst üste yığılmış bir uygarlık mirası buldular ki tarihin en zengin hazineleri onların oldu. Bugün dünyanın 7 harikası sayılan ve insanlığın uygar geçmişinin en güzel kalıntıları olarak bilinen Karya’daki Anıt Mezar (Mouselium), Efes’teki Artemis Tapınağı, Rodos’taki Apollan Heykeli, Zeus Heykeli, İskenderiye Feneri ve Babil’in Asma Bahçeleri Türk egemenliği sınırları içindeydi. Yani biz geçmişte uygarlıklar doğuran topraklarda bulduklarımıza sahip çıksaydık, insanlık o mirasın sanat kalıntılarını şimdi yabancı müzelerde seyretmeye koşmazdı. Sanatın, kültürün, uygarlığın doğum yerini Eski Yunan olarak bellemezdi”…
Bu girizgahın nedeni Stratonikeia antik kentinde yürütüler kazı çalışmalarıdır.
Büyük bir sabır ve özveri ile kazı çalışmalarına devam eden Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt’tür…
Stratonikeia Antik Kenti; batının Eski Yunan tezinin karşısındaki Anadolu tezininin en belirgin örneğidir.
Medeniyeti bize Eski Yunan olarak belleten, egemen kılmaya çalışan batının tam aksine uygarlığın tüm dünyaya bu topraklardan, Anadolu’dan yayıldığının bilimsel göstergesidir.
Stratonikeia’da Prof. Dr. Bilal Söğüt Hocamızın başkanlığında yürütülen çalışmalar Cevat Şakir’in “Çağdaş uygarlığın temelleri Eski Yunan’da değil, Anadolu’da yükselmiştir” savı ve kanıtının devamı olarak nitelendirilmelidir.
Yürütülen kazı çalışmaları insanlığın ve uygarlığın Eski Yunan’dan değil Anadolu’dan yükseldiğinin en net ve bilimsel göstergelerinden birisidir.
Antik kentte gün ışığına çıkarılan bulgular bu açıdan değerlendirildiğinde, bu çabanın sıradan bir kazı çalışmasının ötesinde, Balıkçı’nın Anadolu savının kanıtlarını ortaya koyması açısından önemlidir.
Stratonikeia’da kazılar devam ediyor.
3 bin yıl önce kurulan antik kentin toprak altında kalan uygarlık kalıntıları tek tek gün ışığına çıkarılırken, yapılan çalışmalar bizi ve insanlığı tarihi bir yanlıştan da kurtarıyor.
Stratonikeia bulguları; sanat, kültür ve uygarlık adresinin belletildiği gibi (!) Eski Yunan değil, Anadolu olduğunu gözler önüne seriyor.
İşte tam bu noktada Cevat Şakir’in; “Yani biz geçmişte uygarlıklar doğuran topraklarda bulduklarımıza sahip çıksaydık, insanlık o mirasın sanat kalıntılarını şimdi yabancı müzelerde seyretmeye koşmazdı. Sanatın, kültürün, uygarlığın doğum yerini Eski Yunan olarak bellemezdi” sözünü hatırlatmak gerekiyor.
Stratonikeia’da Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında yürütülen çalışmalarda ortaya çıkan bulgular yakın bir süreçte insanlığın teşhirine sunulmaya hazırlanıyor.
Kazı çalışmalarında ortaya çıkan gladyatör mezarları, aşkın ve gladyatörlerin kenti Stratonikeia’yı ziyaret edecek olan büyük insanlığı karşılamaya hazırlanıyor.
Kentin giriş noktasına taşınan 12 gladyatör mezarı, görkemli bir giriş ritüelinin en gizemli parçasını oluşturacak.
Kent olarak bugüne kadar böylesi bir çalışmanın neresinde yer aldık, işin neresinden tuttuk, bir bilim adamının ve ekibinin şartlarını ne kadar kolaylaştırdık gerçekten bilmiyoruz.
Bildiğimiz; dün olduğu gibi bugünde, uygarlıklar doğuran bu topraklarda bulduklarımıza sahip çıkmazsak, batının bize dayattığı uygarlığın önemsiz bir parçası ve doğal dekoru olmaya devam ederiz.
“Anadolu Aşkına” (!)
Cevat Şakir’in “Çağdaş uygarlığın temelleri Eski Yunan’da değil, Anadolu’da yükselmiştir” savının kanıtını oluşturan Prof. Dr. Bilal Söğüt Hoca’yı, yürütülen çalışmaları ve restorasyonları destekleyelim.
Yetkilileri “Anadolu Aşkına” bu işe sahip çıkmaya davet edelim…