ANKA KUŞU
Bir önceki “Siyaset-Karakuş İlişkisi Üzerine” başlıklı yazıya çok sayıda ileti, yorum ve telefon geldi. MUTSO Başkanı olarak Bülent Karakuş’un MKYK üyeliğine seçilmesi ile başlayan süreci değerlendirdiğimiz yazıda; “Bir önceki oda seçiminde Ak Parti’nin adayı olan Sefa Altaş’a karşı mücadele eden Karakuş’un, Ekim ayı içerisinde yapılması planlanan oda seçimlerine Ak Parti MKYK üyesi olarak girecek olması ‘kaderin büyük cilvesi’ olarak nitelindirildi” tespitinde bulunmuştuk.
Anladık ki bir grup MUTSO üyesi farklı düşünüyor.
Özellikle de bir önceki seçimde Karakuş ve ekibine karşı ‘Gelişim Hareketi’ içinde yer alanlar.
Ateş yanıp söndükten sonra geriye sadece külleri kalıyor.
Anladık ki gün geliyor Anka Kuşu, küllerinden yeniden doğuyor.
Farkında olmadan başlattığımız tartışmanın kaynağını “Odalarda siyaset olmaz” görüşü oluşturuyor.
Ve bu görüş bizi bir önceki seçimin rekabet ortamında ortaya çıkan “Odalar siyasetin arka bahçesi olamaz” tartışmasına kadar götürüyor.
Biliyorsunuz, bir önceki seçime Karakuş ve ekibinin Değişim Hareketi’ne karşı Safa Altaş’ın önderliğinde Gelişim Hareketi’nin rekabeti damga vurmuştu.
O gün Ak Parti çatısı altında il başkan yardımcısı olarak görev yapan Safa Altaş’ın oda başkanlığına aday olması “Odalara siyaset karıştırılmasın” tepkisiyle karşılanmış, odaların siyasetin arka bahçesi olmaması gerektiği vurgulanmıştı.
Rekabet ortamında bu tespit herkesçe kabul görmüştü.
Ötesinde Karakuş ve ekibinin en sıkı argümanına dönüşmüştü.
Karakuş ve ekibi seçimin daha adil olması istemiyle Altaş’ın istifa etmesini istemişti.
Bunun üzerine, yani gelen tepkiler üzerine Safa Altaş, Ak Parti İl Başkan Yardımcılığı görevinden ve parti üyeliğinden istifa etmişti.
Safa Altaş, odaların siyaset üstü yapısına duyulan hassasiyetin gereği olarak, odaya siyaset buluşmaması için istifa ettiğini açıklamıştı.
Altaş, istifası ile “Ak Parti’nin adayı” olduğu yönündeki iddiaları da çürütmüştü.
Ancak Karakuş ekibinde Ak Partililerin yer alması, MUTSO Meclis Başkanı Hilmi Giresun’un CHP’li olması ayrı bir tartışma başlatmıştı.
O süreçte bu isimlerden hiçbirisi istifa etmemiş, siyasi kimlik tartışması sadece ‘oda başkan adaylarına’ endekslenerek, ironik bir hal almıştı.
Sonuçta Bülent Karakuş 3. kez seçimi kazanmış ve yoluna devam etmişti.
Zaman içerisinde Karakuş, TOBB Yönetim Kurulu Üyeliğine kadar yükseldi.
TOBB rekabeti ve ilişkileri kendi sürecinde yol alırken önemli bir gelişme yaşandı.
MUTSO Başkanı Bülent Karakuş, Ak Parti MKYK üyeliğine seçilerek aktif siyasete adım attı.
Anka Kuşu işte bu noktada devreye girdi.
Anladık ki oda seçim takviminin başlaması, Ekim ayı içerisinde genel kurula gidilecek olması eski bir tartışmayı yeniden başlattı.
Yazının başında “Siyaset-Karakuş İlişkisi Üzerine” başlıklı yazıya çok sayıda ileti geldiğini ifade etmiş, iletilerin büyük çoğunluğunun da Gelişim Hareketi üyelerinden geldiğine dikkat çekmiştik.
İfade etmek isteriz ki gelen iletilerden hiç birisinde, Bülent Karakuş’un siyasete girmesi eleştirilmiyor. Bunun kişisel bir karar olduğu vurgulanan iletilerde eleştiriler; “Odalara siyaset karıştırılmasın” noktasında toplanıyor.
İletilerin tamamında Karakuş’a “Odalar siyasetin arka bahçesi olamaz demiştiniz. Bugün siyasi bir kimlikle seçime gidiyorsunuz” hatırlatması yapılıyor.
Ötesinde “Odanın bağımsız-bağlantısız temeller üzerine kurulu kurumsal kimliğine helal getirmemek adına Safa Altaş, 11 Mayıs 2013 seçimlerine istifa ederek girmişti, siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?” deniliyor…