Yeteri kadar anlaşılmadığı için (!)
Bir kez daha yenileyerek başlayalım.
Okurun dediği gibi;
Tane tane yazalım.
***
Ak Parti’nin stratejistleri;
Yeni Türkiye’nin siyasal ve sosyolojik parametrelerini oluşturdu.
Buna göre;
Muğla gibi kırmızıçizgili muhalif illerde,
Merkezi otorite-bürokrasi uyumu için,
Oyunun kurallarını belirleyen siyasal gücün,
Bürokrasi üzerindeki etkisi arttırılıyor.
Bununla toplumsal destek zeminin oluşturulması hedefleniyor.
Kırmızıçizgili Muğla artık bu hedefin içinde,
Tam göbeğinde…
Ak Parti’nin yeni Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni Türkiye projesini;
Teorik, tarihsel ve medeniyetçi bir zemine dayandırdı.
Yeni Türkiye bu üçleme üzerine inşa edilecek.
Bu yeni süreçte Ak Parti;
Sadece hâkim pozisyonunu korumakla kalmayacak,
Yeni anayasayı tek başına yapmak için (!)
Gerekli olan toplumsal desteği arkasına almak isteyecek.
Ak Parti hiçbir seçim döneminde turunculaşmayan,
Kırmızı çizgisini koruyan Muğla’da;
Siyaset-sosyoloji ilişkisinde açılan makası kapatmaya çalışacak.
Kırmızıçizgili illerin başını çeken Muğla’da,
Ak Parti yüksek siyaseti;
Siyasetle sosyolojinin örtüşmesi sağlanmadan (!)
Toplumsal destek sağlanamadığının farkında…
***
Peki ya Vali Güvençer konusu?
***
Yukarıda yer alan genel öngörümüze,
Yerel ve güncel bir ilave yapalım.
Büyükşehir statüsünün (!)
Ak Parti’nin en büyük politik hamlelerinden birisi olduğunu,
30 Mart yerel seçimleri öncesinde,
Valilikler bünyesinde kurulan,
Devir Teslim Komisyonlarının da;
Seçimin kaybedildiği bölgelerde,
Emniyet sibobu olduğunu belirtelim…
***
Muğla; devredilen mallar konusunda (!)
Türkiye’nin en çok tartışma yaşanan ili oldu.
Muğla’da devir-teslim; (!)
Devredeni de,
Teslim alanı da memnun etmedi.
Devir –teslim;
Hem merkez idareyi
Hem yerel idareyi zora soktu.
Toplumda farklı algılar yarattı.
Sorun il sınırlarını aştı ve sonuçta iş yargıya kadar taşındı.
***
“Yeni bir valinin gelişi; Yeni Türkiye’nin yerel parametrelerinin oluşturulduğunun göstergesidir” diyerek sonlayalım.
Umarız yazılanlar bu kez anlaşılmıştır…