ASLANIM KUDRET
Zor yıllardır.
Kentlisi köylüsü tekmili birden, kentin nüfusu; 10, bilemedin 15 bindir.
Ve bu hikaye Orta Muğla’da bir çıkmaz sokak hikayesidir.
19 haneli çıkmaz sokakta evler ve insanlar birbirine yaslanmış vaziyettedir.
Çıkmaz sokağın insanları; analı danalı, eltili görümceli, kızlı kızanlıdır.
Kapı kapıyı, komşu komşuyu, komşu kapının arkasını bilip, tanımaktadır.
Güz mevsimidir ve iki gün sonra kurban bayramıdır.
19 haneli çıkmaz sokakta 12 kurbanlık; geceli gündüzlü melemekte, bir ikisi de delice böğürmektedir.
Kasap kesim fiyatları açıklanmıştır.
Küçükbaş 10, büyükbaş 35 liradır.
Lakin mahalleli fiyattan yana dertlidir.
10 lira, çıkmaz sokağın kesesine göre; çok paradır.
Dertli mahalleli, Hacı’nın evinde toplanır.
Mahallede kurban kesebilecek bir ya da iki kişidir.
Sorun büyüktür, bu kadar kurbanı kim kesecektir?
Mahallenin tüm angarya işlerinin ucundan tutarak ‘Aslanım’ lakabı alan Kudret devreye girer.
Hayır hasenat işleriyle nam salan, mahalleli müşkülünden kendisine vazife çıkaran Kudret; “Ben hepsini keserim” diyerek öne atılır.
Karısı Dudu’nun karnı burnundadır.
Kudret; aslandır, kaplandır ve 10 lira mahalleli için çok paradır.
Mahalle büyüğü Hacı’dan onay alınır.
Hacı, kurban başı ‘üç-beş lira’, bir de ‘okkalı pay’ teklifinde bulunur.
Mahallelinin canına minnettir ve teklif kabul edilir.
12 kurbanlığı sahipleri, 9 kurbanlığı ise Aslanım Kudret kesecektir.
İş zor olmasına zordur ancak işin ucunda okkalı bir pay ve bolca da bahşiş vardır.
Bayram günü gelir çatar.
Bayram namazını kılınır.
Günün ilk ışıkları ile mahalleli toplanır.
‘Bismillah’ çeken Aslanım Kudret, vakitlice işe koyulur.
Önce Hacı’nın kurbanı kesilir.
Boynuzlu bir tekenin ardından, bir diğerine geçilir.
Kasap olmasa da Kudret’in eli çabuktur.
Bir, iki üç kurban, ardı ardına kesilir.
Geride 6 kurbanlık kalmıştır.
Kudret, işin ehli olmasa da sonuçta mahallenin aslanıdır, kaplanıdır.
İlk kesilen kurbanların kavurması mahalleliye dağıtılır.
Çıkmaz sokak kavurma kokusuyla şenlenir.
Kavurmadan ilk önce nasibini alan çocuklardır.
“Et, ne güzel bir şeydir”…
Gün ilerlemekte, kesim devam etmektedir.
Çıkmaz sokağın tekmil kadınları; işkembeye-mumbara girişmiş, kıllı kelleler; Demirci Arastası’na ütülenmeye gitmiştir.
Aslanım Kudret kesime aralıksız devam etmektedir.
Kurbanlar peşi sıra son bir gayretle kesilir.
Son kurbanın sahibi bir emeklidir.
Sekiz kurbanı kesen, derisini şişiren, yüzen ve pay eden Kudret, adeta bitmiş, tükenmiştir.
Onca kurbanı kes, şişir, derisini yüz, etini pay et (!) gerçekten zor iştir.
Kömür karası kaytan bıyıkları, eli yüzü, üstü başı, donu doncuğu kan ve ter içinde kalan Kudret, huysuz tekeyi sona bırakmıştır.
Geldiği günden beri aralıksız böğüren, yem ve su verenlere bile saldıran teke teke ise (!) Kudret’te aslandır. Kudret alttan dalar, kıbleye gelecek şekilde tekiyi sol böğrüne doğru yatırır.
Direnen teke, bir iki kere doğrulacak gibi olur ancak Kudret, zor da olsa diziyle tekeyi bastırır.
8 kurbanı deviren Kudret; yorulmuş, takatsız kalmıştır.
Konu komşu devreye girer, binbir güçlükle zaptedilen teke kurban bağı ile bağlanır.
Üç kere kurban tekbirini okunur ve Kudret ‘Bismillah’ diyerek bıçağı tekenin boynuna salar.
İşte ne olduysa, o anda olur.
Keskin bıçağı yiyen teke, can havliyle debelenmeye başlar.
Teke güçlüdür.
Ayaklarını saran düğüm bir anda boşalır ve teke yarı kesik vaziyette kanlar içinde ayağa dikilir.
Kudret üzerine çullansa da tekeyi dizginleyemez ve teke açıklığa doğru böğüre böğüre, sağa sola vura vura ilerler.
Teke ipten boşanmış, bıçaktan kurtulmuştur.
Çıkmaz sokak bir anda karışır.
Teke önde, Kudret arkada sokağın başı bulunur.
Ortalık kan revan içindedir.
Kudret son bir gayretle ‘yettin bittin’ narasıyla tekenin üzerine çullanır.
Bir eliyle boynuzunu yakalar, diğer eliyle tuttuğu bıçağı tekenin boynuna yeniden salar.
Son darbeyle teke bir müddet daha debelenir ve sonunda hareketsiz kalır.
Kudret, bitkin bir vaziyettedir.
Konu komşunun yardımıyla elini yüzünü yıkar, sakinleşir.
Teke kesilmiş lakin Kudret’in işi daha bitmemiştir.
Kudret tekeyi şişirmek için bir iki üfler ama nefesi nafiledir.
Bir iki dener, ancak başaramaz.
Başıyla ‘olmayacak’ işareti yapar ve kendisini yere bırakır.
Hacı derhal devreye girer, el birliğiyle teke şişirilir ve pay edilir.
Aslanım Kudret, bitkin bir vaziyettedir.
Dokuz kurbanı kesmek hiçte kolay değildir.
Tekenin sahibi olan biteni kaygı izle izlemiş, belli ki tekenin kesimi içine sinmemiştir.
Tedirginliği hisseden Hacı, tekenin sahibine kesimin usulüne uygun olduğunu, işaret diliyle anlatır.
Kaygılanacak bir şey yoktur.
Bayramdır, ilk gündür.
Aslanım Kudret, Dudu’nun yardımıyla doğrulur, bıçağı bırakıp eve doğru sallanır…