Aslında ne olduğunu bizde CHP’lilerden öğrendik.
Kılıçdaroğlu’nun Muğla ziyaretinde olan biteni CHP’li gözüyle sizlere aktardık.
İddiaları örgütün ve toplumun bilgisine sunduk.
“Aslında ne oldu?” yazıları ile beklide Muğla kurgularını ortaya koymuş olduk.
***
Adeta bir sonuç bildirgesine dönüşen CHP’li iddiaları ile devam edelim.
İşte CHP’lilerin iddiaları;
CHP örgütünde ön seçimi; Başkan Osman Gürün’ün atanacağı korkusu tetikledi.
Sürer durumcu belediye başkanlarının atanarak yeniden seçilecek olmasının katlanılır bir hali yoktu.
Atama örgütte korkuları tetikledi.
Örgütün ön seçim isteği sürer durumcuların sayesinde daha da keskinleşti.
Musa Gökbel’in yaktığı Çoban Ateşi bu nedenle bir ön seçim hareketine dönüştü.
Çoban Ateşi’nden önce kimsenin umudu yoktu.
Çoban Ateşi örgüte umut oldu.
Çünkü CHP örgütünün neredeyse tamamı Osman Gürün’ü büyük şehir belediye başkanı olarak görmek istemiyordu. Bu sorunu aşmanın da tek yolu vardı. O da ön seçimdi.
***
Bu süreçte “Çoban Ateşi’dir çabuk söner” denildi ama olmadı.
Çünkü örgüt, seçmenin tek seçeneğinin CHP olduğunu biliyordu.
Ortada müthiş bir CHP mirası vardı.
Sürer durumcular, bu mirasın üzerine oturarak, bir daha ve bir daha hiçbir bedel ödemeden seçilmenin tadını çıkarmak istiyorlardı.
Önce ilçeler, ardından il danışma kurulları geldi.
Hedef karara bağlandı.
Hedef, tüm üyelerin katılımı ile yapılacak bir meyil yoklamasıydı.
Örgüt kararı olarak ön seçim isteği genel merkeze de ulaştırıldı.
***
Örgüt; Osman Gürün’ün atanmasından korkuyor,
Osman Gürün ve ekibi de ön seçim yapılmasından korkuyordu.
Aslında korkular karşılıklıydı.
Osman Gürün ve ekibi ön seçime girmiyor, sandıktan kaçıyordu.
Çünkü başkan ve ekibi de örgütten çekiniyor,
Başına gelecekleri de biliyordu.
Sorun atama yolu ile aşılabilirdi.
Ve sonuçta kurgu başladı.
***
İşi Ankara’da bitirmek istediler.
Ocak ayında denediler olmadı.
Şubat ayında denediler olmadı.
Mart ayında denediler yine olmadı.
İş; nisan ayına kaldı, iş uzadı.
Muğla örgütü ön seçime bilenmişti.
Örgütün ısrarlı ön seçim talebi işi zora soktu.
Partinin, mayıs ayının ikinci haftasında toplanarak ve belediye başkan adaylarını belirleme yöntemini karara bağlaması bekleniyordu. Mayıs ayına kalmadan iş, nisan ayında bitirilmeliydi.
Bu nedenle adrese teslim bir gezi tertip edildi.
Ancak yüksek siyaset örgütten gelen sese kulak verdi.
Kılıçdaroğlu, örgüt iradesinin her şeyin üzerinde olduğunu gösterdi.
Yüksek siyasetin, sol duyunun tek adresli geziye müdahalesi gecikmedi.
Kurgu bir kez daha bozuldu.
Geziye Milas, Yatağan sonradan ilave edildi.
Aslında yemeği Muğla’da pişirip, Köyceğiz’de gölün kenarında yiyeceklerdi, olmadı.
***
Kılıçdaroğlu işte bu şartlar altında Muğla’ya geldi.
Kılıçdaroğlu; atama isteyen belediye başkanları ile ön seçim isteyen örgüt arasında kalmadı.
Genel Başkan Muğla’da adaylık konusuna hiç girmeyerek örgüte mesajını verdi.
Örgüt iradesi her şeyin üzerindeydi.
***
Üç gündür süren Aslında ne oldu? başlıklı yazı dizisi CHP’lilerin iddalarından oluştu. Biz bu iddiaların size taşınmasına aracılık ettik.
Ancak; CHP’lilerin bizden bir isteği daha var.
Onu da yerine getirelim, üzerimizde kalmasın.
CHP örgütlerinden ilk mesaj Sayın Gökhan Günaydın’a:
“Muğlalı tarlasına ne ekeceğini bilir. Bu tarlada ziraatçi telkinine ihtiyaç yok”.
İkinci mesaj Sayın Gürol Ergin’e;
“Muğla sizi milletvekili seçti, taçlandırdı. Şimdi siz Muğla’dan elinizi çekerek Muğla’yı onurlandırın. Ömrünüz uzun olsun”.
Üçüncü mesaj Bülent Tanık’a;
“Ankara’da kal, orada yaşa, ama asla Muğla’nın işine karışma”.
Son mesaj Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na;
“Sayın Genel Başkanımız, Muğla örgütünü namerde muhtaç etmeyin”…
***
Sonlayalım.
Aslında ne olduğunu bizde CHP’lilerden öğrendik.