Van’ın Özalp ilçesindeki kışladan Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın adı silindi. Bu süreçten sonra birileri Muğlalı’nın isminin verildiği bir başka tabelaya göz dikti. Muğla merkezde bulunan ve Orgeneral Mustafa Muğlalı adı taşıyan iş hanındaki tabelanın da indirilmesi, adının değişmesi yönünde açıklamalar yapıldı. Ulusal bir gazetenin yerel muhabiri, Van’daki uygulamanın ardından Muğla’da da aynı türden bir uygulama yapılabilir düşüncesi ile hazırladığı haberin içini doldurmak amacı ile yaptığı bir dizi görüşmeyi sütunlarına taşıdı. Demokratik Üniversite Platformu Başkan Yardımcısı, Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Zafer Sunu, Muğla İnsan Hakları Kurulu eski Üyesi Veteriner Hekim Necati Demirel, Muğla Belediye Meclisi Üyesi Hamza Akercan, AK Parti Muğla İl Başkanı Nihat Öztürk’ün, bu konudaki görüşlerine yer verildi. Bu dörtlünün ortak görüşü işhanı’ndan tabelanın indirilmesi yönündeydi. Yine aynı haberde Metinbilim Enstitüsü Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz, CHP Genel Merkezi’nin, kışladan adının kalkması yönünde karar verdiğini vurguladı. Haberde “Dolayısıyla Muğla, CHP’li belediye başkanı, genel merkeziyle beraber hareket etmeli ve Orgeneral Mustafa Muğlalı ismini kaldırmalıdır” şeklindeki görüşleri de yer aldı. Bu haberi yapan genç muhabir arkadaşımızın görüşlerini aldığı isimler kent için önemli isimlerdir ve hepsi yakın dostlarımızdır, bizim için değerli insanlardır. Öncelikle Van’da yapılan uygulamayı bölge halkı adına yerinde alınmış bir karar olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Bu karara dayalı olarak aynı kararın Muğla’da da alınmasını bekleyenlere en iyi cevap, Muğla Milletvekili Yüksel Özden’den geldi. Özden Van’daki uygulamanın doğruluğuna işaret ederek şunları söyledi. “Ancak; Muğla’da durum farklı. Kentteki bu tartışmayı yersiz, zamansız ve talihsiz buluyorum. Muğla’nın demokrasisi ve hoşgörüsü bu olaya bağlanamaz. Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın adı ile ilgili her türlü karar, Muğla’nın ve Muğlalılarındır.”Milletvekili Yüksel Özden’in bu tespiti, kentteki hassasiyetin kısa bir özetidir. Bu tespit kendini Muğla’da ve Muğlalı gören, görebilen herkes tarafından kabul edebilebilir bir gerçektir. Kenti ve kentliyi bir arada tutan, toplumsal barışı sağlayan bu gerçeğin dışındaki her görüş ve öneri kentte ciddi bir ayrışmaya yol açabilir, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Kentle ilgili görüş ve düşüncelerini açıklayanlar kendilerine bu özgürlüğü sağlayan unsurun yine bu kent olduğunu unutmamalılar. Kentin sahip olduğu hoşgörü ve demokrasi, içinde yaşayan herkese eşit mesafededir. Bu mesafeyi korumak, bu hoşgörüden ve demokrasiden faydalanan herkesin temel ve kentsel görevidir. Sosyal konumu ve statüsü ne olursa olsun kentle ilgili bu süreçte yapılan ve yapılacak olan her türlü açıklamanın, kentte toplumsal bir ayrışmaya neden oluşturması kaçınılmazdır. Bilim insanları, politikacılar, odalar, meslek örgütleri, sendikalar, yerel yöneticiler bu konuda mutlaka açıklama yapacaktır, yapmalıdır da. Kent ve kent insanı bu açıklamaları değerlendirirken, açıklama yapanların nüfus kayıtlarına bakarak değerlendirme yapmayacak kadar olgun bir demokrasiye sahiptir. Bu olgunluktan kaynaklanan özgürlüğü de doğru kullanmak, bunu tek taraflı değil, çift taraflı bir müessese olarak görmek gerekir. Kent hafızası geçmişte yaşanan bu tür toplumsal ayrışmaların örnekleri ile doludur. Nüfus cüzdanında ne yazarsa yazsın kendisini bu kentin insanı olarak görenler ayrışmaya olanak tanımamalıdır. Ayrışma kimseye fayda sağlamayacak bir unsurdur. Orgeneral Mustafa Muğlalı konusunda görüş bildiren yada bildirecek olan, kıymetli fikirlerini kamu ile paylaşacak olanlara hatırlatmak isteriz. Bu konu; siyasete malzeme yapılacak bir konu değildir. Bu konuda yapılacak her türlü açıklama, bir toplumsal algının yanında toplumsal bir reflekse de yol açabilir. Bu nedenle buradan bir kez daha toplumun tüm unsurlarına sesleniyoruz. Kimseyi kaşımayın, kimsenin sizi kaşımasına da izin vermeyin. Bu kentte Muğlalı isminden duyulan genel bir rahatsızlık yoktur. Ortada böyle bir rahatsızlık yoksa alınacak kararda yoktur. Kimse ama hiç kimse görüş ve önerilerine dayalı olarak toplumu; “karar alma” noktasına taşıyamaz, bu konuda baskı kuramaz. Muğlalı isminden rahatsız olanlar, bu konuda bir karar alınmasını zorunlu görenlerin öneri ve görüşleri kentin barışçıl, insancıl ve demokratik yaşam geleneğinden daha önemli olamaz. Bu kentin demokratik yapısı bir günde, bir yılda, bir asır da oluşmadı. Bu kentin demokrasi kültürü binlerce yıllık bir sosyal evrimin sonucunda oluştu. Bu demokrasi kültürü ile, ulusal şairimiz Ahmet Arif’i, 33 kurşun şiiriyle anmanın yanında “Anadoluyum ben tanıyor musun” dizeleri ile de onu anlayan ve onu anlamlı kılan bir kent olmanın bahtiyarlığına eriştik. Demokrasi kültürümüz oluşurken bizimde prangalar eskittiğimiz, saçlarımıza kan gülleri taktığımız unutulmasın…