AB Bakanı Baş müzakereci Egemen Bağış, Bingöl doğumlu. Merak ettik öğrendik. Bizi bu meraka sevk eden Bağış’ın Muğla’da yaptığı açıklamalar. Bağış, Muğla Valiliği Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi tarafından yapılan Muğla Avrupa Birliği Yolunda Elele projesinin sertifika töreni, bir dizi ziyaret ve açılış için Muğla’ya geldi. Burada çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalarında il olarak ruhumuzu okşadı. Kent olarak böyle bir motivasyona ihtiyacımız vardı. Çok iyi oldu. ***
Bakan’ın açıklamaları kentin kıymetini bilmeden kentin sahip olduğu her türlü değeri çarçur eden ya da bu değerleri fark edemeyen yöneticilere ders niteliğindeydi. Muğla’ya dünyanın dört bir yanından insanların turist olarak geldiğini ve bölgeye hayran olarak döndüklerini dile getiren Bakan Bağış, Muğla insanının güler yüzlü konuk sever yaklaşımının Türkiye’nin küresel anlamdaki en önemli sorunlarından biri olan ön yargıları kırmakta çok önemsedikleri bir araç olduğunu kaydetti. Bakın bakan neler söyledi;
***
“Muğla’ya gelip de Muğla’yı görüp de Türkiye’ye o ikircikli tavırları takınan insan sayısı çok az. Ama Muğla’yı görmeden Muğla’nın o içten, samimi yönü konuk severliğini katmadan Türkiye’yle ilgili kimileri bazı yanlış bilgilere talip olabiliyor. Ama bugün gerçekten Muğla turizmi ile ekonomisiyle tarihiyle doğasıyla ülkemizin artık yüz akı gurur abidesi bir kentimiz haline geldi”.
***
Muğla; Türkiye’nin imajını, prestijini arttırıyor. Avrupalı; Türkiye için doğru bilgiyi Muğla sayesinde Muğlalı sayesinde alıyor. Muğla her zaman ve her koşulda ülkenin “yüz akı”. Bakan devam ediyor inci değerindeki açıklamalarına…
***
“Muğla’nın il oluşunun yüzüncü yılında büyük şehir haline gelmesi de hükümetimizin, iktidarımızın Muğlalılara önemli hediyelerin den bir tanesidir. Bu süreçte Muğla’da tarih boyunca farklı kültürler, farklı medeniyetler, farklı yaşam tarzları iç içe huzur içerisinde birlikte insanlığa huzur vermişlerdir. Muğla’nın o berrak turkuaz denizin de herkes kendine bir yer bulabilmiştir. Muğla sadece Ege ve Akdeniz’in buluştuğu bir yer değil ayrıca hoşgörünün kardeşliğin bulunduğu nadide bir yerdir”.
***
Bakan beyin bu tespiti il oluşumuzun 100. yılı için ne yapacağını bilmeyenlere gitsin. Muğla 100. yılında zaten en büyük hediyesini büyükşehir statüsü ile aldı. Muğla insanlığa huzur veren ve sadece barış ortamında tesis edilebilen dünya turizmin turkuaz destinasyonu… Bu nedenle biz “Wish you were here” (Keşke burada olsalar) diye dövünüyoruz. Dövünmeyi bırakıp, Bakan’ın açıklamasına devam edelim. ***
“Tüm bu nedenlerden dolayı Muğla’nın güneşi kadar sıcak, denizi kadar berrak, geleceği kadar aydınlık bir Türkiye hedefine kitlenmiş Muğlalılarla Türkiye’nin aydınlık geleceğinin en önemli sebeplerinden biri olan AB sürecini değerlendirmekten ben de büyük memnuniyet duyuyorum”. ***
Bakan, Muğla gibi turizm potansiyeli olan illerin AB sürecinde daha ön plana çıkarılması gerekiyor diye söylüyor. Kesinlikle de doğru söylüyor. Ancak “Muğla ve ön plan” yan yana nasıl gelir, nasıl tasarlanır? Kente böyle bir misyon yükleyecek yöneticileri biz arayarak bulabilir miyiz? Yöneticilerde; “Vali, vali yardımcısı, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, kurum müdürleri, siyasi partilerin il ve ilçe başkanları, milletvekilleri ve meslek odalarının başkanlarını kast ettiğimiz bilinsin isteriz. Böyle yöneticileri bulmak için ne yapmamız gerekir? Bunları düşünmeye vaktimiz olacak! biz bakanın mücevher değeri taşıyan açıklamalarına devam edelim.
***
“Bugün AB üyesi olmuş bazı ülkeler hemen yanı başımızdaki ülkelere bakarsanız Türkiye’den ilerde değiller ama nitekim bir ön yargıyla mücadele durumundayız. Ülkemizle ilgili farklı fikirlere sahip olan hatta kendi ülkelerinin menfaatlerini göremeyecek kadar vizyon sorunu yaşayan Avrupalı bazı siyasetçilerle mücadele etmek! sadece işte o zihniyetlerin gelip Muğla’yı görmesi lazım. Muğla’da ki her bir Yörük AB kararlılığımızın bir temsilcisidir. AB heyetimizin herkes doğal üyesidir.”
***
Türkiye’de kaç il için bu tespitler yapılabilir bilmiyoruz. Ancak ülke olarak Avrupa ile aramıza çizilmiş ince çizginin tam merkezinde bulunan Egemen Bağış, “Her il Muğla gibi olsa” Avrupa’nın bize müzakere sürecinde kırmızı halı sereceğinin farkında. Bu nedenle sayın bakanın Muğla için sarf ettiği her söz mücevher değeri taşıyor ve bu değerde yazıların satır aralarında kalmaması gerekiyor. İl oluşumuzun 100. yılında ilin tanıtımı ve marka değerlerini oluşturmak için kolları sıvayanların özensiz ve derinliksiz çabalarının ardından imdadımıza sayın bakanımız Egemen Bağış’ın açıklamaları yetişti. Açıklamalar bizi kendimize getirdi. Bir kenti ve sahip olduğu tüm değerleri bu şekilde tariflendirmek herkese nasip olmuyor! Biliyoruz…