Bir önceki yazıyı “Biz bugün AKP’nin Muğla Büyük Şehir Adayı Muğla Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar tercihi üzerine tartışacak değiliz. Başbakan Erdoğan’ı bu tercihe götüren nedenleri tartışmadan, yerel siyasette başlatılan Mansur Harmandar tartışmalara ortak olamayız” diyerek bitirmiştik.
Kaldığımız yerden devam edelim.
***
Başbakan’ın Mansur Harmandar tercihi bir dayatma ya da zorlama olarak kabul edilemez.
***
Harmandar tercihi;
Sadece AKP’nin yerel teşkilatların kendi iç rekabeti ya da milletvekilleriyle yaşadıkları çelişkinin sonucu değildir.
***
Harmandar tercihi;
Yerel teşkilatların Muğla için öngördüğü bir isim olmanın ötesindedir. Bu süreçte Muğla bir önermenin sahibi olamamıştır. Bu nedenle bu tercih AKP yüksek siyasetinin ve partinin belirleyeni Başbakan Erdoğan’ın bizzat kendi tercihidir.
***
Harmandar tercihi;
Adaylıklarını açıklayan mevcut aday adaylarının yüksek siyasette karşılık bulmaması sonucunda oluşmuş bir tercihtir.
Yüksek siyaset bu süreçte her aday adayı ile ilgili çok ciddi araştırmaların sahibidir.
Kararlarıyla siyasi bir kazaya neden oluşturamaz…
***
Kamuoyu araştırmasıyla adaylarının toplum içindeki algısını test eden, merkez yoklamasıyla da teşkilatların görüşlerini alan AKP yüksek siyaseti bu süreçte her iki yöntemden çıkan sonuçları ve eğilimleri bize göre; yetersiz bulmuştur(!)
Bu süreçte adayları yaratan kaynak, AKP yerel teşkilatları değil (!) bürokrasi olmuştur.
***
AKP’nin Büyükşehir Aday Adayları;
Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürü Ömer Bülent Arslan, Vali Yardımcısı Mestan Yayman, Eski Orman Genel Müdürü Mustafa Kurtulmuşlu; her üçü de bürokrattır…
Her üç adayın bürokrat kökenli olmasını bir tesadüf olarak görenler olabilir.
Ancak bize göre bu durum bir tesadüf değildir…
***
Yineleyelim.
Bu bir tesadüf değildir…
AKP yerel teşkilatlarının kendi siyasetini ve insan kaynağını oluşturamadığının göstergesidir.
AKP yerel teşkilatları bu süreçte yüksek siyasete bir önermede bulunma becerisini gösterememiş, mevcut aday adaylarıyla ilgili tartışmalara olanak sağlamış ve sonuçta “Halimiz bu’dur” diyerek yetinme siyasetiyle topu (!) merkezi otoritenin, yüksek siyasetin önüne atmıştır.
***
Bu süreçte bir aday ya da adaylar yaratma becerisi gösteremeyen yerel teşkilattan Ankara’ya kadar ulaşan bu pas (!) merkezi otoriteyi ve yüksek siyaseti ‘teşkilatlara rağmen’ bir karar alma noktasına götürmüştür.
***
Kabul edilsin ya da edilmesin (!)
Bize göre; Harmandar tercihinin altında bu gerçek vardır.
Bu gerçek ne yerel teşkilatlarda ne de toplum gözünde;
Sayın Harmandar’ı ve adaylığını itibarsızlaştırmaz…
Ayrıca yerel teşkilatlarda birilerinin elini de güçlendirmez…
***
-“Efendim, öyle değil!
-Aday olarak Harmandar’ı;
– Yusuf Kayacık, Süleyman Soylu’ya önermiş (!)
– Soylu’da Başbakan’a önermiş” gibi iddialar bu süreçte havada uçuşmaya devam eder (!)
Ve bir kez daha ‘Ay buluta girer’ (!)
***
Başbakan Erdoğan’ın, Marmaris toplantısında Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Mansur Harmandar’ı açıklamasının ardından toplantıda hazır bulunan AKP yerel teşkilatlarının ve kanaat önderlerinden birçoğunun ‘şok’ yaşadığı iddia ediliyor.
***
İl- merkez ilçe (!) milletvekili-teşkilat (!) rekabetini yarat (!)
AKP’nin yerel siyasetini tartışılır noktaya getir (!)
Teşkilatlarda kargaşaya neden ol (!)
Siyasetin egemen gücü olmak hırsıyla hareket et (!)
İç rekabeti yüksek hedefin önüne geçir (!)
Bu süreçte tek bir aday önermesinde bulunma (!)
Sonra; Başbakan’ın Harmandar tercihinde ‘şok’ yaşa (!)
Anlaşılır gibi değil,
Bizim bu işi anlamamız mümkün değil…