Muğla’nın tarımsal ürünlerine ilişkin bilgi akışı devam ediyor.
Nereden? Kamu kurum ve kuruluşlarından.
TÜİK’e rakamsal değer olarak ulaştırılan veriler, TÜİK’ten istatiki bilgi olarak kamu kurumlarına geri dönüyor.
Bilimsel bir veri olarak geri dönen istatiki bilgiler kamuoyuyla paylaşılıyor, bunun ötesinde bizler için büyük bir yol haritasını da oluşturuyor.
Daha önce de paylaşmıştık.
Ülke genelinde taze börülce üretiminde birinci sıradayız.
Ülke genelinde 18 bin 43 ton olan toplam üretimin 6 bin 203 tonunu biz üretiyoruz. Bu üretim kapasitesiyle komşumuz İzmir’i (5 bin 283 ton) Aydın’ı (bin 823 ton) geride bırakıyoruz.
“Börülcede birinciyiz” diye sevinirken Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nazif Ekici’ bizi sevindirmeye devam etti.
Geçtiğimiz hafta içinde Ekici, 2015 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri geçici sonuçlarını açıkladı.
Gördük ki Muğla sadece börülce üretiminde birinci sırada değil.
Deniz kültür balıkçılığında, çam balı ve bal mumu üretiminde de Muğla ilk sırada.
Tarımsal ürün deseni gökkuşağı kadar renkli olan Muğla bal üretiminde ikinci sırada iken çam balı üretiminde birinci sırada.
Ülkenin en uzun kıyı şeridine sahip olan Muğla, deniz kültür balıkçılığında da ilk sırada.
Barbunya, nar ve domates ürünlerinde Muğla ilk üçte..
Bunun yanında badem, yağlık zeytin, susam, domates, mandalina, limon, portakal, turunç, marul, keçiboynuzu, yulaf (yeşil ot), greyfurt, kereviz, anason, yenidünya, roka ve pazı üretiminde yıllar itibarı ile değişmekle birlikte Muğla her zaman ilk beşte yer alıyor.
Muğla, 70 bin dekarda 304.495 tonluk narenciye üretiminin sahibi.
Bu haliyle de Ege’nin narenciye deposu.
Bu verileri bizimle paylaşan Muğla İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nazif Ekici, paylaşmanın yanında birde uyarıda bulunuyor.
Ekici; “Bu rakamlarla rehavete kapılmayalım, tarımsal alanlardaki çalışmalarımıza devam edelim” diyor.
Yani “Turizm Kartı’ndan sonra şimdi de Tarım Kartıyla Muğla’nın elini güçlendirelim demeye getiriyor”…
Bir elinde turizm kartı, diğer elinde tarım kartı olan Muğla; hayal mi?
Bize göre değil.
Biliyoruz ki Muğla turizmle birlikte aynı zamanda büyük bir üretim kapasitesine sahip olan bir tarım kenti.
Ancak bugüne kadar Tarım Kartı’nı bir türlü kullanamadı.
Turizm Kartı ile öne çıktı ve hep turizm kartını kullandı.
Turizm gibi uluslararası bir zeminde rekabet eden Muğla, gelinen noktada tarım arazisine otel dikmekle turizm yapılmayacağını geçte olsa anladı.
Kapladığı alan ve ticari hacmiyle elliye yakın sektörü besleyen, harekete geçiren turizm sektörü, Muğla’nın Tarım Kartı ile ihtiyaç duyduğu tarım ve gıda ürünleriyle ilgili arz kaynaklarını yaratabilir.
Turizm sektörünün aynı zamanda bir yiyecek-içecek sektörü olduğu unutulmamalıdır.
Biliyoruz ki turizm sektörü bu girdilerin çoğunu tarım sektöründen temin etmektedir.
Bütün mesele, bu girdileri oluşturan ihtiyacın bu topraklardan, Muğla’dan karşılanmasıdır.
Turizm sektörü açısından börülce üretiminde birinci olmanın bugün için bir anlamı olmayabilir.
Bugün için olmayan, oluşmayan bu anlam; eminiz ki yerli börülcenin beş yıldızlı bir tesisin mutfağına girmesiyle oluşacaktır.
Yukarıda ifade ettik.
Bir elinde turizm kartı, diğer elinde tarım kartı olan Muğla, hayal değil…