Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmak için erken vakitte kalkmıştık. Yurttaş sorumluluğu kuşluk vakti almıştı bizi koynuna.
Kahvaltı da; kızarmış ekmek keçi peyniri, Süpüroğlu domatesi ve acı biber.
Yedi buçuk civarındaydı saat…
***
Dikkat ettik (!)
Oy kullanmaya en erken gidenler;
Yaşlılardı…
Sağlığı sıhhati yerinde olanlar tamamdı.
Ya şartları zor olanlar?
Anladık,
Onlar bu görevi kutsal sayıyordu.
***
Onları gördükçe biz hala sanki küçük bir çocuğuz.
Onları oy kullanırken sanki biz sandığa ilk kez gidiyoruz.
Yalan yok onları gördükçe biz;
Heyecanlanıyoruz…
Onları cumhuriyetin sahibi görüyoruz.
Uflasalar da puflasalar da biz böyle düşünüyoruz.
Söylene söylene gelip oy kullanmalarını çok önemsiyoruz.
***
Sabri Acarsoy bahçesinde bir hanım teyze oyunu kullanmış, soluklanmaya durmuş belli.
Bizi fotoğraf çekerken görmüş olacak, sağ elinin baş parmağıyla ‘gel’ çağrısı yaptı.
Çağrıya uyup yanına oturduk.
Kimsin, nesin, kimlerdensin? sorgulaması ardından sağ elinin işaret parmağını ileri geri yüzümüze doğru salladı.
“İlk kez” dedi.
“İlk kez halk seçiyor”…
***
Biz; “İkinci kez olmasın”, daha önce de bu halk Kenan Paşa’yı cumhurbaşkanı seçmişti” dedik…
Kaşlarını çattı.
“Hayır” dedi.
“O sayılmaz. O zaman müstesna bir durum vardı. İhtilal olmuştu. 1982 idi. Anayasa hazırlanmıştı, 7 Kasım 1982’de referandum yapılmıştı. Anayasa’nın ilk maddesine Evren Paşa kendisini cumhurbaşkanı seçtirecek maddeyi koymuştu. Hepimiz birden ‘evet’ demiştik demesine ama o sayılmaz”…
***
Hanım teyze 1982’de anayasa bohçası içine konulmuş cumhurbaşkanlığı seçimini seçimden saymıyordu.
“Haylazlık etme. Siz de biliyorsunuz, o günlerde eminim sizde kazık kadar adamdınız. O sayılmaz, sakın ha (!) Beni sinirlendirme. Bu ilktir çocuk, Bu ilk”…
***
Elinde tuttuğu su şisesinden sık aralıklarla su yudumluyordu. Oy kullanmak için gelenleri izliyor, arada gözlerini bana çevirip ‘sakın ha’ dercesine sağ elinin işaret parmağını sağa sola sallıyordu.
***
Uzun süre sessiz kaldık,
Gelen gidene baktık.
“Sigara içiyor musun” diye sordu?
“Evet” dedim.
“Ya içki?”
“Evet onu da içiyorum”
“Çocuğun var mı?”
“Var” dedim ve bana yönelttiği tüm soruları, o tarihi soru gelene kadar yanıtladım.
“Çocuk” dedi,
“Oyunu kime verdin?”
……….
***
Erkendi.
Okul bahçesine kondurulmuş bir öğrenci taburesinin üzerinde oturup hasbihal ettiğimiz hanım teyzenin bütün aileyi erken saatte oy kullanmak için kaldırdığını daha sonra damadından öğrendik.
Damat; “Çocukları da kaldırdı. Neden ısrar ediyor. Hayır (!) çocuklar oy kullanmıyor, onları neden kaldırıyorsun? diye kendi kendine söyleniyordu.
Hanım teyze ‘Sakın ha’ anlamına gelen işaret parmağını bize doğru sallarken arabanın arka koltuğunda oturuyordu.
“İlk kez” işareti yapıyor, sonra işaret parmağını sola ve aşağıya doğru indirip “Öteki” vurgusu yapıyor, başıyla da “O sayılmaz” diyordu.
Arabanın camından işaret ediyordu.