Olmayacağını söylemiştik. Olmaz demiştik. Kendilerine güvendiler, kıvırıveririz diye düşündüler. Partinin içinde bulunduğu durumun ve şartların farkında olmadıklarını hazırladıkları renkli listeden anlamıştık. Son bir gayret işi hallederiz diye düşündüler ancak öyle olmadı. Bir önceki yazıda “kanaat önderlerini önemsizleştiricekler “diye yazmıştık, uyarıyı dikkate alan da olmadı. Partiyi hala kendilerine yakın sananlar bu seçimle partideki güçlerini sınadılar, partinin egemen gücü ile de bu vesile ile yüzleşmiş oldular. İkinci büyük seçmene sahip olan yerleşkede de beyaz liste kazandı, “renkli” liste içinde barındırdığı renk paletine rağmen kaybetti. Renkli listenin oluşması için beyaz listeden gelen “teşvik ve zorlama” fark edilemedi. Vakit yoktu, zemin kaygandı, yağmur yağıyordu ve ayrıca erozyon başlamıştı. Beyaz liste kendi karşıtının oluşması için büyük gayret ve çaba gösterdi. İkinci liste çıkmasaydı, renkli listede yer alan bazı kanaat önderleri beyaz listeyi zorlayabilirdi. Oysa bu isimlerin bu listede olmaması gerekiyordu ve siyasi mühendislik bunun önlemeni aldı, buna imkan sağlanmadı. Bu stratejik bir hamle görülemedi. Çünkü hamle “erbabından” gelmişti. Erbabı her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü. Planı tıkır tıkır işledi. Uzunca bir süredir böylesine ince ayar, 24 kıratlık bir planlamaya şahit olmamıştık. Proje sahiplerini ve emeği geçen parti büyükleri bu uygulamaları ile kendilerini büyütürken, partilerini küçülttüler. Hayırlı olsun. Bir taşla iki kuş vurulacağını gösterdiler. Bu örnekleme siyaset akademilerinde ne “yapılmaması” gerektiği konusunda ders olarak gelecek kuşaklara taşınabilir. Bu seçimle uzunca süredir işine gücüne bakan, yatan yuvarlanan çok sayıda partili, partinin içinde bulunduğu şartların yeni farkına vardı. Umarız uyarıları ve olan biteni bu saatten sonra ciddiye alırlar.Kazanan beyaz listeye, sahibine ve içindekine de edilecek birkaç sözümüz var. Renkli liste kaybetti diye sevinen CHP’li değildir. Turuncu listenin kaybeden isimlerine bakarak bir sevinç yaşanamaz, o sevinç gerçek bir CHP’li için söz konusu bile olamaz. Bugün kazananlar çok yakın bir süreçte asıl kaybeden olacaklardır. Bekleyip göreceğiz. Bodrum’da yaşanan sahte imza krizi, Muğla’da listelerden çıkarılan isimler ve Fethiye ilçe başkanı’nın delege bile seçilemeyişi bu dönemin en önemli argümanıdır, bu dönemin çekilmiş ve hafızalarda kalan tek fotoğrafıdır. Bu süreçten sonra sırada kongreler var. Partinin egemen gücü partinin kod’larını değiştirmeye kalktığında hemen dizinin dibinde beyaz listenin kazananları olacak. Parti yeniden dizayn edilmeye zorlandığında (!) beyaz listenin kazananları umarız partinin temel ilke ve kentsel değerlerine sahip çıkarlar. Muğla’nın kendine özgün koşullarının yerine genel merkezden paketlenmiş bir halde gelecek olan koşulların içinden çıkanı görünce küçük dillerini yutmaya hazır olsunlar. Güneş doğudan yükselir, yükselmesine ama buradan, batıdan, güney egenin ucundan batar.