Ölüdeniz ‘ölü fiyatına’ gitti.
Her sezonda yaklaşık 8 milyon lira gelir getiren Ölüdeniz ve Belcekız plajları yıllığı 2 milyon 690 bin lira’dan üç yıllığına ihale edildi.
İhale bu haliyle bekli de ihaleyi yapanların bile içine sinmedi.
Ölüdeniz- Belcekız ihalesini Bursa-Ankara ortaklığında bir firmanın kazandı.
Bunu öğrenebildik ancak;
Gemile Koyu ile Akbük ihalesini ise kimin kazandığını henüz bilmiyoruz.
Bildiğimiz;
İhalelerin kamu vicdanında derin yaralar açtığı…
***
Sonuçta sahillerin ihaleyle özel şirketlere devredilmesine tepkiler katlanarak büyümeye devam ediyor.
Yerel yönetimler, STK’lar ve halk gittikçe sesini yükseltiyor.
Muğla belki de ilk kez değerleri için mücadele ediyor.
Biliyorsunuz tepkilere Ak Parti Muğla Milletvekilleri Prof. Dr. Yüksel Özden ve Ali Boğa’da ortak oldu.
Her iki vekil geçtiğimiz günlerde sanal medyada paylaştıkları iletileriyle olayın yanlışlığına dikkat çektiler.
Vekiller bu saatten sonra ne yaparlar? Bilemeyiz.
Ancak STK’lar ve yerel yönetimler ihalelerin iptali için yargının yolunu tutmaya hazırlanıyor.
***
Bu konuda ortada güncel bir örnek var.
İztuzu plajı….
İdare mahkemesi İztuzu plajıyla ilgili Ortaca Belediyesi’nin başvurusu üzerine yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Belirtelim ki; İztuzu’nun yürütmeyi durdurma kararı Ortaca Belediyesi tarafından açılan davanın sonucunda alındı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi, MELSA Müdürler Kurulu Başkanı Yavuz Kayı da taşınmazların devriyle ilgili olarak hukuki süreci başlatacaklarını açıklamıştı.
Basının önünde, toplum huzurunda ‘açacağız’ denilen davanın açılıp açılmadığı konusunda henüz bir fikre sahip değiliz.
Tanıdığımız, bildiğimiz Yavuz Kayı;
Deneyimli bir bürokrat, sıkı bir mevzuatçıdır.
Umarız Kayı, konuyu yargıya taşımıştır…
***
Toparlayalım.
Muğla sancılı bir süreçten geçiyor.
Büyükşehir statüsüne geçişte sorunlar yaşayacağımızı biliyorduk.
Bu geçiş sürecinde siyasetçinin seçilebilme gayretinin dışında bir hazırlık yapmadığının farkındaydık.
Uzun bir süre (!)
Siyasetin ve siyasetçinin büyükşehir yasanının risklerini seçimden önce fark etmesi için çabaladık.
Farkındalıktan öte; önlem alınmasını istedik. CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Musa Gökbel tam da bu gerekçeye dayalı olarak seçimlerden bir yıl önce bilim insanlarından, akademisyenlerden ve kamu yöneticilerinden oluşan komisyonlar kurmuş, ilin her bir değerinin envanterini oluşturmuş, bunun üstüne çalışma grupları kurmuştu.
Muğla’nın tarım, turizm ve tanıtım stratejileri, marka değerleri hazırlanmıştı.
Musa Gökbel ve ekibi büyükşehire hazırdı.
Bu kahrolası siyaset (!)
O süreçte bu çabayı siyasi mühendislikten sayarak, bugünkü çaresizliği bizzat kendi elleriyle inşa etti.
Seçim öncesinde siyasi zenginliğini genel merkezlere kaptıran Muğla, bu nedenledir ki; Seçim sonrasında da ekonomik kaynak ve zenginliklerini de Ankara’ya kaptırdı…