Yazıların dozu konusunda uyarılar almaya başladık. Bizi düşünerek bu uyarıyı yapan ve samimiyetinden zerre kadar şüphe duymadığımız dost uyarılarına eyvallah. Artan dozdan rahatsız olan, aracı kullanarak bizi uyaranlara; ağrı kesicilerin ve sodanın dozunu arttırmalarını tavsiye ediyoruz. Kent Yazıları, yüzleşme yazılarıdır.***
Cemaat; topluluk, toplananlar anlamına geliyor. Dilimizde genellikle özel dini gruplara verilen bir sıfat. Cemaat; Arapça da “topluluk” demek. İslam’da, ibadet etmek için bir araya gelen topluluk anlamında da kullanılıyor.Cemaat ancak sayıca kalabalığa denmiyor. Yani yüz bin veya bir milyon insana cemaat denmiyor.Birlikte çalışmaya karar vermiş fertlerin toplamına cemaat deniliyor. Bu fertler işbirliğiyle hazırlanmış belli bir programa göre çalışma yapıyor. Bu türde faaliyet gösteren beş altı kişiye de cemaat deniyor. Bu coğrafyada birçok dini cemaat bulunuyor. Nurculuk yada Nur cemaati, Süleymancılar, İsmail Ağa cemaati, Fetullahçılar yada Fetullah Gülen cemaati gibi.Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de her 100 kişiden 6′sı cemaat üyesi. Türkiye’de 375 yerleşim merkezinde yapılan araştırmaya göre, en çok mensubu olan yüzde 61.8′le Gülen Cemaati. Araştırmaya göre, Süleymancılar ve Menzilciler yüzde 16.3′le ikinci ve üçüncü sırada bulunuyor.Ankete göre Nakşibendiler yüzde 15.2, İsmailağacılar da yüzde 7.3′le en çok üyesi olan cemaatler arasında yer alıyor. Batıdan doğuya doğru gidildikçe cemaatçilik artıyor. Batıda bir hayli az. Biz batıdayız üstelik güney batıda, en uçta. O yüzden bizde cemaat az. Aralarında samimi veya idealist olanlar var ancak cemaat ambalajı ile ortalıkta dolaşanlar, işini bitirenler var. İşte biz bu yapılarla yüzleşme peşindeyiz.
***
Biz cemaat uzmanı değiliz. İslamiyetle ilişkimiz cumhuriyetin temel ilkelerinden, Mustafa Kemal Atatürk’ün tekke ve zayiler uygulamasından alırız.Bir sosyalist olarak ta Nurettin Topçu’nun bu topraklardaki bilimselliğine şapka çıkartırız. İslam bilimcilerine göre; “Atatürk eğer tekke ve zaviyeleri kaldırmamış olsaydı, bugün Türkiye’de her şehirde ya da semtte, her mahallede adına islam denen farklı farklı dinler mevcut olabilirdi. Çünkü 19. yüzyıldaki tekke ve zaviyeler hem emperyalizmin hem de din bezirganlarının kontrolüne geçmişti”.Kuşkusuz bütün bu grupların tamamı için din tüccarı, güdümlü demek asla mümkün değil. Aralarında samimi yani idealist olanlar var ve hakikaten onlar bir derinliğin sahibidirler.İyi tanıdığımız, güvendiğimiz, fikir sahibi bir cemaatçi kanaat önderine “Muğla’da cemaat var mı?” sorusunu sorduk ve “Bir iki, yada üç beş kişinin dışında gerçek cemaat algısı olan yok” cevabını aldık. “Peki bu cemaatciyiz diyenler neyin nesi” diye sorduk ve tokat etkisi yapan şu cevabı aldık. “Bu kentin cemaatcileri light! Din ambalajı ile işlerine güçlerine bakıyor, ikbal peşinde koşuyorlar”…
***
Pek çok cemaatin kendine göre hizmet şekli var. Kimi kur’an öğretmenin tek yol olduğuna inanıyor, kimi dış dünyaya islâm’ı anlatan kitap gönderiyor, kimi tebliğ yapıyor, kimi bürokrasiye giriyor, kimi okul ya da dersane açıyor, kimi siyaseti etkilemeyi olmazsa olmaz görüyor. Biz bu kentte siyaseti etkilemeyi olmazsa olmaz gören, cemaat’mış gibi davranan, siyasette zemin kaymalarına neden olan kişilerin ve grupların peşindeyiz.
***
Önemli ve bilimsel bir tespit daha. “Ak Parti öncesine kadar ülke genelindeki cemaatlerin yüzde 70’i islâmcı partilere oy vermedi.Bugün ülke genelinde siyasetle ilişkileri yeniden yapılanan cemaatlerin neredeyse yüzde 90’ı Ak Parti ile yanaşık düzen duruyor onu destekliyor görünüyor.Ülke genelinde durum bu.Ancak Muğla’da durum farklı.Bu kentin yürekten inançlı, derinlik sahibi, ikbal peşinde koşmayan kişilerini bir kenara koyuyoruz.Onlara sözümüz yok.Ancak bu kentte cemaat adı ile anılan ve bilinen, cemaat’mış gibi davranış sergileyen gruplar ile ilgili bir tarihsel bir gerçeği sizinle paylaşmak isteriz.“Muğla’da cemaat’mış gibi davranan bezirganlar son çeyrek yüzyılda merkez sağ partilerden ve adaylardan hiçbirine ve son dönemde ülkenin egemen gücü olan Ak Parti’ye yerelde hiç oy vermediler”.Bu bir tespit. Siyasetçiler, sosyologlar ve tarihçiler bu sözümüzü bir yere not etsinler.Bu din bezirganları kent siyasetinin çeyrek yüzyılında fink attılar.Peki? merkez, milliyetçi ve muhafazakar sağ partilere ve adaylarına özellikle de yerelde Ak Parti’ye oy vermediğini iddia ettiğimiz çakma cemaatçiler kime oy verdiler?“Kime oy verildiğini merak edenler yerel statükonun kucağında mevki ve makama kavuşan himmet sahiplerine ve onların yakın ilişkilerine bakarak bu gerçeği bulabilirler”.
***
Din ve devlet işlerini birbirinden net bir şekilde ayırmış, camisiyle meyhanesi yan yana duran, gerektiğinde her ikisini de ziyaret eden bu kent, laiklik tanımlamasının en mükemmel örneğinin ev sahibi, bu anlayışın marka kentidir.Bu kent; siyasi zeminde kaymalara yol açan en büyük etkenlerden birisi olan çakma cemaat yapıları, cemaat’mış gibi yapan kişi yada gruplarla, onların seçmen eğilimleri ile yüzleşmeden 2014 Büyükşehir seçimlerine gidemez, gitmemeli.İnançlı olana, ikbalini düşünmeyene lafımız yok”. Bizim lafımız cemaat’mış gibi davranan ikbalcilere din bezirganlarına ve simsarlara.Biz onların, yani kentin toplumsal algısının yanıltılmasını sağlayanların peşindeyiz.Çünkü; bir yanında bürokratik mürit davranışı sergileyenler, diğer yanda yerel statükonun kucağında eşrafın himmetine mahzar olanlarla bu kentin bir yere gidemeyeceğini biliyoruz. Siyaseti kendi zemininden uzaklaştıran, siyasette yıllardır yaptıkları yanına kar kalanları tek tek deşifre edeceğiz.