Söyleyeceğimizi baştan söyleyelim.
Muğla CHP’de bugün yaşanan sorun sadece il başkanlığı koltuğuna kimin oturacağı sorunu değildir. Sorunu, il başkanlığı koltuğu üzerinden yapan özensiz siyaset, bu sürecin örgütlülük  gerçeğini ötelemek için sığ ve suni bir algıyla  hareket etmektedir. İl yönetimini oluşturan, örgütlülük için direten her bir CHP’li il yönetim kurulu üyesinin parti içi demokrasi  mücadelesi bu sürecin en anlamlı girişimi olarak  kabul görmelidir…
***
İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün istifasının ardından görevine devam eden, istifa etmeme kararlılığını sürdüren 18 İl Yönetim Kurulu üyesinin 2015 genel seçimleri öncesinde örgütsel emek oranı, parti içi demokrasi gibi CHP’yi var eden temel kriterlerle hareket etmesi, direnmesi bu topraklarda unutturulmaya çalışılan örgütlülüğün göstergesidir.

İl yönetiminin direnmesi, yurttaşlık bilinci ve refleksiyle hareket eden Muğla seçmenine, CHP tabanına açık bir mesajdır.
***
Partiden ihraç edilen Emine Ülker Tarhan ve Süheyl Batum’dan sonra İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in CHP- cemaat işbirliğini ifşa eden açıklamaları, Hüseyin Aygün’ün Sarıyer ve Şişli belediyeleri hakkında kamuoyuna yaptığı açıklamalardan dolayı yüksek disiplin kuruluna sevk edildiği, parti içi muhalefetin nefes almaya korktuğu bir süreçte CHP Muğla İl Yönetim Kurulu üyesi 18 kişinin kararlı duruşu, bu anlamda çok önemlidir. Bu dik duruş önümüzdeki seçim sürecinin de ipuçlarını vermektedir.
***

CHP’nin elinde sandıktan çıkan karar sayısı gitgide azalırken, il yönetimi sandıktan çıkan iradeyi korumak istiyor. Her işi ‘oldu bittiye’ getirmek isteyenlerin el çabukluğunun marifet sayıldığı bu yeni süreçte “Size selam getirdim” diyerek kapı kapı dolaşan, ilçe başkanlarından ve belediye başkanlarından imza toplayanlar, il yönetim kurulu üyelerinin ortak tavrından oldukça rahatsızlar.
***
Örgütlülüğü yok sayan, örgütsel iradeyi takmayan, “örgütlülük de neymiş efendi” diyerek her şeyin kararını verme hakkını kendinde görenlere inat, Muğla CHP il yönetimi tüzüğün kendilerine sağladığı seçme ve belirleme hakkını geçtiğimiz gün,  24 Aralık 2014 tarihi itibariyle kullandı.

İl yönetimi biri yönetim içinden, diğeri de yönetim dışından iki aday önerisini genel merkeze ulaştırdı.
İl yönetimi; yönetim içinden Serdar Şatırlar’ın, yönetim dışından Murat Tevfik Ülkü’nün ismini önerdi.
***

CHP genel merkezi ya önerilen isimlerden birini il başkanı olarak atayacak; ya da il yönetimini görevden alarak görevi kayyuma devredecek.
Genel merkez öneriyi esas alırsa Serdar Şatırlar ya da Murat Tevfik Ülkü’den biri il başkanı olarak atanacak.

Yok, öneriyi dikkate almazsa il yönetimini görevden alacak ve kayyum atayacak.

O isim de muhtemel Mürsel Alban olacak…
Ne olup biteceğini bekleyip göreceğiz.
***
Yeni bir bilgiyi sizlerle paylaşarak sonlayalım. CHP’de son güne saatler kala istifa süresi bir hafta daha uzatıldı. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in bu konuda “örgütlere istifa süresini bir hafta daha uzattık” dediği öğrenildi. Buna göre partinin yönetim kademesinde olup da milletvekili aday adaylığı düşünen il başkanları ya da il yöneticileri için belirlenen son gün 25 Aralık tarihi bir hafta daha ertelendi. Erteleme kararında ülke genelinde 30’a yakın il başkanının milletvekili aday adayı olarak görevlerinden istifa etmeye hazırlanmasının etkili olduğu iddia edildi…