CHP’nin 81 il başkanından 77′si Ankara’da bir araya gelerek Genel Başkan Kemal Kılaçdaroğlu’nu desteklediklerini ve Ocak ayında yapılması öngörülen 35. Olağan Büyük Kurultay takviminin de işletilmesini yönünde görüş bildirdi.
77 İl Başkanının açıklamasının ardından CHP’de durum netleşti.
Bu süreçte genel başkanlığa aday olanlar, kurultayın olağanüstü toplanmasını isteyen muhalif grupların umudu bir başka bahara kaldı.
İl Başkanlarının bidirisinin ardından CHP’nin kırmızı bölgelerini oluşturan Ege’den meclise giren 25 milletvekili geçtiğimiz gün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam destek verdiğini açıkladı.
Milletvekilli deklarasyonuna İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Aydın Milletvekili Metin Ülkü Baydar ve Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu dışında tüm milletvekilleri imza koydu.
CHP İzmir İl Başkanlığı’nda açıklanan deklarasyona İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Manisa, Uşak, Afyon, Balıkesir milletvekillerinin imzası yer aldı.
Egeli grup adına açıklama CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır tarafından yapıldı. Bayır, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediklerini ifade etti.
Seçmenin kendilerine muhalefet görevi verdiğini, önümüzdeki süreçte CHP’nin Ak Parti politikaları karşısında en güçlü direnci yaratacağını sözlerine ekledi.
CHP içindeki tartışmalara da değinen İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, seçimin hemen ardından başlayan genel başkan değişikliğini, eski delege-yeni delege tartışmalarını da ‘gereksiz’ bulduğunu açıkladı.
İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Aydın Milletvekili Metin Ülkü Baydar ve Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu dışındaki 25 Ege Milletvekili seçmenin kendilerine neden muhalefet görevi verdiğini sorgulamak yerine, sürer durumcu bir tavır içinde olmayı tercih etti.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde yüzde 25’in içine sıkışıp kalan CHP, 2019’a kadar “yön, yöntem ve yönetim” belirlemek ve “ideolojik netlik” kazanmak yerine sürer durumcu yapısını koruyacağını dosta düşmana gösterdi.
Anladık ki; CHP 2019’a; seçim başarısızlığını sorgulamaktan kaçınan, yenileşmeyi ve yenilenmeyi reddeden, parti içi demokrasiye zerre kadar tahammül göstermeyen “mütevelli heyet” kararları ile gidecek.
Hatırlatmak isteriz ki;
Ak Parti’nin 2023 vizyonu ve hazırlığı ile 2019 seçim dönemi arasındaki sadece 4 yıl var.
Ak Parti, 2023 siyasi vizyonunu, 2012’de 4. Olağan Büyük Kongresi’nde duyurdu.
Siyaset-Toplum-Dünya başlıklı 63 maddeden oluşan 2023 vizyonunu Ak Parti 11 yıl önceden hazırladı, toplumun bilgisine sundu.
2023 vizyonu aynı zamanda Ak Parti’nin yol haritasını da oluşturdu.
Oysa siyaseten Ak Parti tezinin karşı tezi olan CHP’nin geleceğe yönelik hala bir vizyonu ve hazırlığı yok.
2023 sıradan bir tarih olmanın çok ötesinde Bağımsız Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olduğunu bu vesile ile hatırlatmak gerek.
Cumhuriyetin kurucu iradesini oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi, hala Cumhuriyetin 100. yılına yönelik ‘siyaset-toplum’ temelli bir vizyonu ortaya koymuş değil.
Bunun ötesinde siyasi sonuçlardan ders çıkarabilmiş değil.
İktidar olmanın yollarını aramak yerine partinin başında kalmanın yollarını arayanlarla toplumun geleceğine yönelik hedefler konulamaz.
Gazeteci meslektaşımız, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın bu süreçte “Yön, yöntem ve yönetim” önerisini, parti içi demokrasinin ötesinde hainlik statüsünde gören, kazan kaldırma suçuyla Balbay’ı ve tarihsel önem taşıyan önerisini itibarsızlaştıran, milletvekili olmak yerine ‘mütevelli heyeti’ olmayı yeğleyen, ikbal ve istikbal düşkünü sürer durumcularla CHP; hiçbir yere varamaz, hiç bir yere ulaşamaz…