CHP İl Kongresi haziran ayı içerisinde yapılıyor. CHP İl Başkanlığı kongresinin ardından Mecliste grubu bulunan üç partinin de kongresi tamamlanmış olacak. Üç siyasi partinin il yönetimlerinin ortak özelliği yapılacak tarihi Büyük Şehir seçimlerini göğüsleyecek olmaları. Kongre sürecinde MHP’de ve AKP’de beklenen oldu ya CHP’de? Siyasetin en hassas ve en önemli terazisi bu kongrenin tam göbeğinde duracak. İl Başkanlığı koltuğu bir kez daha değişecek. Seçilene göre CHP ve siyaseti yeniden tasarlanacak. Siyasi kulislerde adaylık için çok sayıda siyasetçinin adı öne çıksa da şu saate kadar belirginlenmiş ve yolunu tutmuş bir aday göze çarpmış değil. İş hala “atölye”den çıkamadı. Anlaşılan o ki; CHP’de demir tavında döğülecek, o saate kadar CHP’liler demiri ateşte tutacak.
***
CHP kongreye iki ayrı örgüt gibi gidiyor. Bu örgütün ilki; yerel seçim öncesini “geçiş dönemi” olarak gören ve derlenip toparlanma isteyenlerden oluşuyor. Bu derlenip toparlanma işinin de modeli belli. Toparlanma “Abi” formülü ile gerçekleştirilecek. Onlara göre genel merkez ve Muğla örgütü yerel yönetimlerin ve yöneticilerinin işgali altında. Partinin yakasından, paçasından, sağı’ndan, solu’ndan çekiştirip duran yerel yönetimler ve yöneticileri partinin ikinci örgütü. Bu örgüt “Abi” şemsiyesi altında birleşmek hedefinde olanları pek ciddiye almıyor, etrafındakilere dönüp parmak hesabı yapıyor olsa da, yanılıyor olabilir. Küçümsenen düşüncenin kervanı, katarı yola çıkalı çok oldu ve şimdi bu düşünce sahiplerine ciddi bir fırsat doğdu.
***
İki ayrı örgüt gibi kongreye giden CHP’nin il başkanı adayları bu hafta içinde adaylıklarını resmi olarak açıklayacaklar. Hafta içinde en az üç aday siyasetçinin “Tavşan Aday” da dahil olmak üzere “Ben Adayım” demesini bekliyoruz. İsim belirtmeye gerek yok, bugün en geç yarın adaylık açıklamaları gazetelerin köşelerini süslemeye başlayacak. “Bu açıklamaları yakından takip edeceğimiz bilinsin isteriz”. Bu yakından takibin elbet bir sebebi var ve bunu ilerleyen günlerde okurlarımızla ve kamuoyu ile paylaşacağız.
***
Bu hafta içinde görücüye çıkacak adayların işi zor. Kurultay delegeleri, bunun içindeki kadın oranı, 30 yaşın altında genç yazma zorunluluğu, belediye başkanlarının yazılmama durumu, her ilçeden bir yada iki kişinin yazılma yada yazılmama durumu gibi sorunlar onları bekliyor olacak. Süreci yakından izleyip, kenti yazan bir gazeteci olarak tüm bu süreçte Kılıçdaroğlu ile kendisini; Baykal-Sav ekibinin eski siyaset çizgisini arar durumda bulan “Sol Duyulu” CHP’lilere bakacağız. “Sol Duyulu” CHP’lileri yakından takip edeceğiz. Partinin işgal altında olduğunu düşünen, iddia eden “Sol Duyulu” CHP’liler, parti içinde egemen olması istenen sol düşüncenin, “istenilen iradenin” temsilcisi olarak mücadele edecekler. Ancak karşılarında sürekli “isteyen irade” durumunda olan ve partideki “yöneten irade” konumunu korumak isteyen yerel yönetim ağırlıklı statik yapı olacak. Bu yapı ezberini korumak, alışkanlıklarına devam etmek, her dönemin kazananı ünvanını korumak isteyecek.
***
Sonuçları itibariyle bu kongre; CHP içerisindeki Sol Duyulu’lar için “Günah bizden gitti” diyebilecekleri bir ayrışma kongresine dönüşebilir. Söğütözü, Anadolu Bulvarı, No 12 adresinde yeniden tasarlanan siyasetin “En şampiyon ili” bu tasarımın göbeğinde yer alabilir. Örgütün “yenisini” oluşturmak için kolları sıvayanlar, eski olarak gördükleri CHP’lileri kadrolardan uzaklaştırmanın ötesine, tasfiye’ye geçebilir. Yeni CHP’ciler kentin egemen gücünün, eski olarak nitelendirilen ve tasfiye edilmeye çalışılan sol ideolojinin temelleri üzerine inşa edildiğini unutmamalı. Böyle bir unutkanlığın yaratacağı etkinin sesi Ankara’nın “Söğütözü”nden duyulur. Kongreye kadar yaşanacak tüm süreçteki davranış şekillerini, ilişkilenmeleri, isteyen irade ile istenilen iradenin tüm çelişkilerini ve özellikle de “Sol Duyulu” CHP’lilerin hemen yanında olacağımızı belirtmek isteriz. Sol Duyulu’lar; “Günah bizden gitti” diyene kadar…