CHP’DE TÜZÜK YERİNE İKİ BİLDİRGE
Ülkenin gündemi olağanüstü şartlar nedeniyle değişiyor, siyaset yaprak gibi bir o yana bir bu yana sallanıyor olsa da rutin siyasetin kendi içine yönelik takvimi işlemeye devam ediyor.
Biliyorsunuz CHP, Temmuz ayı içerisinde tüzük kurultayı yapacaktı.
Kendi iç takvimine göre CHP Temmuz ayında yeni tüzüğüne kavuşacaktı ama olmadı.
60 üyeli parti meclisinin 40’a düşürülmesi, MYK üyelerinin önemli bölümünün genel başkan tarafından atanması yerine parti meclisi tarafından seçilmesi, genel sekreterlik, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı başta olmak üzere üç ya da dört koltuğun seçim kriterinin dışında tutulması, mevcut tüzükte yüzde 10 olarak uygulanan gençlik kotasının yüzde 25 ya da yüzde 33’e, yüzde 33 olarak uygulanan cinsiyet kotasının ise yüzde 40 ya da yüzde 50’ye çıkarılması ve CHP’de en çok tartışma konusu olan adayların ön seçim yöntemi ile belirlenmesi gibi kararlar alınması beklenen tüzük kurultayı ne yazık gerçekleşemedi.
Silbaştan yeniden tüzüğü yazmak için CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın başkanlığında oluşturulan Ayıklama Komisyonu, il örgütlerinden gelen görüşleri değerlendirecek ve bir tüzük taslağı hazırlayacaktı. Hazırlanan taslak yeniden illere gönderilerek örgütlerin değerlendirmesi istenecekti.
Geride bıraktığımız Ocak ayındaki olağan kurultayda tüzüğün 3 maddesini değiştiren CHP, mevcut tüzüğünün birden fazla değişikliğe uğramış ve bütünlüğünü yitirmiş olması, tepkiler ve eleştiriler nedeniyle yeni bir tüzük hedeflemişti.
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başkanlığında hukukçu 6 kişilik Ayıklama Komisyonu bu süreçte görevlerine devam ederek görüş bildirmeleri için taslağı il-ilçe başkanlarına ve sivil toplum kuruluşlarına ulaştırdı mı? bilmiyoruz.
Zira bu konuda şu ana kadar ‘şöyle oldu, böyle oldu’ diyen olmadı.
Bu nedenle CHP örgütleri yeni bir tüzük bekledikleri Temmuz ayından istediğini alamadı.
Temmuz ayı tüzük yerine; darbe getirdi…
Sonuçta CHP’nin kendi iç takvimine göre Temmuz ayı içerisinde yapılması beklenen tüzük kurultayı bir türlü yapılamadı.
Bu nedenle örgütlerin ve tabanının sıfırdan bir tüzük beklentisine de cevap verilemedi.
Zira darbe girişimi bütün takvimleri değiştirdiği gibi CHP takvimini de değiştirdi.
Bu süreçte CHP tüzük kurultayı yapamadı ama Kılıçdaroğlu iki önemli bildirgeyi toplumla paylaştı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hem örgütlerinin hem de toplumun önüne iki bildirge koydu.
İlki Taksim, ikincisi de Yenikapı Bildirgesi.
Kılıçdaroğlu’nun her iki bildirgesinde yer alan, cumhuriyete ve demokrasiye vurgu yapan 12 maddelik manifestosu örgütlerde, tabanda, ötesinde toplumun tüm kesimlerinde kabul gördü.
Doğru zamanda; doğru eylem, doğru söylem beklendiği gibi büyük bir mutabakat getirdi.
Bu genel kabulün arkasından Kılıçdaroğlu 12 maddelik manifestonun, partinin genel politikası ve genel söylemi haline gelmesi için düğmeye bastı.
Dönem itibariyle belki de en az parti tüzüğü kadar önemli bir içeriğe sahip olan manifesto için Kılıçdaroğlu, il başkanlarına, il ve ilçe örgütlerine talimat verdi.
Yenikapı mitinginde sıraladığı 12 maddenin vatandaşlara anlatılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “Kimseyi suçlamadan, eleştirilmeden, her bir maddesi yüzde 100 doğru olan bir manifestoyu vatandaşa kahvede, lokantada, caddede, parkta anlatın” dedi.
Gezi’den bir sonuç çıkaramayan Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden bir sonuç çıkarmasını bildi.
Kılıçdaroğlu, son yapılan il başkanları toplantısında örgütlerine “Nasıl bir gelecek hedeflediğimizi milletimize anlatmalıyız” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu nasıl bir Türkiye hedeflediğini açıkladı.
Ancak tüzük kurultayı bir türlü yapılamadığı için Kılıçdaroğlu, gelecekte nasıl bir CHP hedeflediğini henüz açıklayamadı.