CHP’DE YÜZLEŞME YAŞANIYOR
CHP’nin kongreler takvimine göre başlayan delege seçimleri, elle tutulan ve gözle görülen bir yüzleşme yaşatıyor.
Delege seçimlerinde farklı renkteki blok listeler, parti içi rekabeti ortaya koyuyor olsa da Orta Muğla Merkez Siyaseti ile Taşra Siyaseti ilişkisinde net bir yüzleşmeyi işaret ediyor.
Orta Muğla Merkez Siyaseti 2014 yerel seçimlerinden bu yana belki de ilk kez bu kadar net bir biçimde karşılık görüyor.
Bu süreçte; uzunca bir süredir Merkez Siyasetin etki alanında bulunan Taşra Siyaseti, 2019 seçimleri öncesinde ruhunu tamamen teslim etmemek adına direniyor ve siyaset piramidinin ikinci basamağını oluşturan delege seçimlerine asıldıkça asılıyor.
Bu durumu normal karşılamak gerekiyor.
Sürecin en çarpıcı rekabeti de Marmaris’te yaşanıyor.
Taşra Siyasetini korumak isteyenlerle, Orta Muğla Merkez Siyasetinin bir parçası olmak isteyenler, blok listelerle adeta birbiriyle çarpışıyor.
Bu nedenle CHP örgütlerinde kıran kırana bir seçim yaşanıyor.
Bu durumda bir adım geri gitmek gerekiyor.
Tüm bu yaşananlar aslında bir yüzleşmeyi işaret ediyor.
Şu saatte; isimler, taraflar-taraftarlar, beton-blok listeler üzerinde duracak değiliz.
Yaşanan süreci ‘kazananlar ve kaybedenler’ ötesinde değerlendirmek ve aslında ne olduğuna bakmak gerekiyor.
İşe bir yüzleşme yaşandığını kabul ederek başlamak gerekiyor.
Bize göre CHP’nin Taşra Siyaseti, Orta Muğla Merkez Siyasetinin gerekçeli mazeretini bir kenara koyarak ‘Kollektif Sorumluluk’ konusunda tarihi bir hatırlatma yapıyor.
Kollektif Sorumluluk vurgusuyla Taşra Siyaseti; ‘Sen sorumluysan, bende sorumluyum’ demeye getiriyor.
Elbette siyasette mücadele bitmiyor.
Ancak siyasetin; hataları, eksiklikleri görerek, özeleştirisini yaparak yoluna devam etmesi gerekiyor. Bu süreçte (delege seçimlerinde) CHP Taşra Siyasetinin demokrasiyi işler hale getirme çabasını siyasi suç kategorisinde değerlendirmek yerine CHP’yi var eden temel değerlerden birisi olarak görmek gerekiyor.
Milletvekili ya da belediye başkanı adayları; CHP Merkez Yürütme Kurulunun, Parti Meclisinin süzgecinden geçerken, delegenin üye süzgecinden geçmesinden korkulmaması gerekiyor.
Kollektif Sorumluluk bunu gerektiyor.
Siyasi iktidarın otoriterleşmesi, demokrasi kurumlarının tahrip edilmesinin karşısında CHP’nin, demokrasi, hukuk devleti, bağımsız yargı, tarafsız hakim, bağımsız medya ve özgürlük gibi evrensel değer ve söylemleri ortaya koyduğunu unutmamak gerekiyor.
Bize göre delege seçimleri, blok liste rekabetinin ötesinde akılları başa getirecek bir yüzleşme yaşatıyor.
Yüzleşmeden ders çıkarmak, siyasetin sosyal bir olay olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.