CHP’DEN DAHA FAZLASINI BEKLEMEK
CHP’nin kongreler takvimine göre başlayan delege seçimlerine ilişkin kaleme aldığımız yazılardan birisinde; “Delege seçimlerinde farklı renkteki blok listeler, parti içi rekabeti ortaya koyuyor olsa da Orta Muğla Merkez Siyaseti ile Taşra Siyaseti ilişkisinde net bir yüzleşmeyi işaret ediyor. Bize göre CHP’nin Taşra Siyaseti, Orta Muğla Merkez Siyasetinin gerekçeli mazeretini bir kenara koyarak ‘Kollektif Sorumluluk’ konusunda tarihi bir hatırlatma yapıyor. Kollektif Sorumluluk vurgusuyla Taşra Siyaseti; ‘Sen sorumluysan, bende sorumluyum’ demeye getiriyor” tespitinde bulunmuştuk.
Yine aynı yazıda: “Milletvekili ya da belediye başkanı adayları; CHP Merkez Yürütme Kurulunun, Parti Meclisinin süzgecinden geçerken, delegenin üye süzgecinden geçmesinden korkulmaması gerekiyor. Kollektif Sorumluluk bunu gerektiyor” ifadelerini kullanmıştık.
Siyasi iktidarın otoriterleşmesi, demokrasi kurumlarının tahrip edilmesinin karşısında CHP’nin, demokrasi, hukuk devleti, bağımsız yargı, tarafsız hakim, bağımsız medya ve özgürlük gibi evrensel değer ve söylemleri ortaya koymasındaki demokrasi temelli amacın unutulmaması gerektiğini vurgulamıştık.
Delege seçimlerinin; blok liste rekabetinin ötesinde akılları başa getirecek bir yüzleşme yaşattığını ve bu yüzleşmeden ders çıkarmak gerektiğini dile getirmiş, siyasetin sosyalliğine dem vurmuştuk.
Bu tespitlerden kim ne anladı?
Kim ne kadar ders çıkardı?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz;
Sürecin kendi koşulları içerisinde yol almaya devam ettiği.
Görünen o ki; adı demokrasi olan kadını bu süreçte de takan yok.
Peki ne var?
Kollektif olmayan, kollektivizme dayanmayan bireysel sorumluluklar ve hedefler var.
Geçmişin yükü ile geleceği yaratma çabası içerisinde olanlar, eminiz bu sürecin getireceği güvenle büyük kurultaya, ötesinde 2019’a doğru yol alacaklar.
Büyük kurultaya ve ötesine, nasıl-ne şekilde gideceğinin kararını veren CHP, siyaset piramidinin en alt birimi üyelik sisteminden, delege yapısına, oradan da örgüt şekillenmesine kadar tasarımlarını tamamlamak üzere.
Sonuç:
CHP yoluna bugün şekillendirilen örgütsel yapısıyla devam edecek.
Uzatmanın alemi yok.
Nasıl böyle oldu? sorusuna yanıt arayanların merakını gidererek bitirelim.
Bugün CHP’nin diğer siyasi partilelerle arasındaki politika farkını gösterebildiği tek alan; yerel yönetimlerdir.
CHP’nin bir türlü iktidar olamayışı, sosyal politikaların yerel yönetimler üzerinden uygulanmasına neden olmuştur.
Seçmeniyle organik bağı, devlet üzerinden kuramayan CHP, bu bağı zorunlu olarak belediyeler üzerine kurmuştur.
Süreçte, belediyeleri ve belediye başkanlarını örgütsel gücün üzerine çıkaran da işte bu bağ’dır.
Farklı bir örgütlenme modelini aramak yerine, sosyal politikalarını belediyeler ve belediye başkanları üzerinden sağlayan CHP’den bugün itibariyle daha fazlası beklenemez.