Ankara değişiyor. Ankara değişirken, CHP genel merkezi değişirken Muğla aynı kalabilir mi? Ankara için eşitlik ve birey özgürlüğü önem kazanmış ve en önemli argüman olmuşken Muğla örgütü bundan payını alabilir mi? Daha açık soralım. Bu soru en sıradanından en yetkili CHP’liye kadar gitsin. Sorunun cevabını herkes kendi içinde cevaplasın ve ancak kimse kendini kandırmasın. CHP genel merkezi, birey odaklı sosyal demokrasi anlayışına göre “bireyi içinde yaşadığı toplumla bağları olan kamusal bir aktör görürken Muğla örgütü bireyi aidiyet duygusu ile hareket eden bir topluluğun üyesi olarak görmeye devam edebilir mi? Yerel yönetimler kendilerine uygun partili ve kendilerine uygun bir parti yaratma peşindeyken bu yeni kültür nasıl genele yayılacak?
***
Dün; “Çağdaş anlamda sosyal demokrat bir parti olan CHP yeni çağdaş toplum projesini hayata geçirebilmek için işe kendinden başlamak zorunda” tespitinden bir şey anlamayanlar için bugün bu tespitimizi bir kez daha inatla ve ısrarla yineleyelim. Ankara bu işe “kent kadar dinamik bir süreci statik bir anlayışla ısrarla yönetmeye devam eden CHP’li belediyelerden başlamak zorunda”.
***
CHP’nin 34. kurultay ile değiştiği henüz taşradan bakınca görülebilmiş değil. Değişen CHP’de lidere, tek adama mutlak sadakat sistemi sona erdi. CHP otoriter modeli terk etti. Henüz fark edilmiyor olsa da yerel örgütler partinin yeni tercihiyle bir yüzleşme yaşayacak. Ankara bu kanserli davranış şeklinden kurtulurken genel merkez umarız taşradaki otorite sahipleriyle biz seçmenlerini kaderine terk etmez.
***
Bu “sadakat sisteminin” sona erdirilmesi meselesi oldukça ciddi bir konu. Bu önemli bir karar. Bunu Ankara’da yapabilirsiniz! Merak ediyoruz taşra da, Anadolu’da bunu nasıl yapacaksınız? Kendi yerleşkesinde otoritesini sağlamış, bırakın örgüt yöneticilerini mahalle muhtarlarını bile kendi eliyle seçmiş statik yöneticilerin otoriteleri alınmış bir kararla, bir tebligatla terk etmesi beklenebilir mi? Bunu başarmak için, bu anlayışın genelleşebilmesi için CHP genel merkezinin “Güney Ege Otorite Envanterine” ihtiyacı olacak.
***
Ankara değişirken, genel merkez değişirken biz böyle kalamayız. Biz en sıradan sorunlarda bile karar verme, görüş bildirme yetkisi hiçe sayılmışlar kentin sorunları ile ilgili çözümü yerel otoritenin iki dudağının arasından çıkan sözlerde aramaya devam edemeyiz. Ankara Anadolu’ya, seçmenine bakarken seçmenine yurttaş vasfı yüklerken, CHP’nin en şampiyon ili olarak biz siyaset sahnesinin sade ve vasıfsız seyircisi olarak kalamayız.
***
Her iki kişiden birisinin CHP’li olduğu bu toprakların siyasetinde egemenlik ilişkileri eşitlik anlayışı ile sağlanabilir. Statik, kibirli, elit ve imtiyazlı olma hastalığın yakalanmış, aldığı her kararla toplumla çelişmiş, topluma rağmen karar almış ve uygulamış yöneticilerin egemenliğin sona erdirilmesi için gösterilen çabanın içinde, tam göbeğindeyiz. Bireyi aktör gören, bireyi siyasetin aktif öznesi gören katılımcı demokrasi anlayışını sonsuza kadar destekliyoruz.
***
Aranızda “Ankara gerekeni yapacaktır, bu açıklamalara gerek yok” diyenler çıkabilir. Bizde biliyor ve inanıyoruz; Ankara gerekeni mutlak yapacaktır. Değişim ve özgürlük temalı 34. kurultay sonrasında bizlerinde beklentileri değişti. Kongreyi ve sonuçlarını doğru okuduk. Ayrıca bu dönem partinin yürütme organlarında taşrayı yakından tanıyan önemli isimler görevlere geldi. Hepsi birbirinden değerli olan CHP’li siyasetçilerin, yöneticilerin içinde bize; Güney Ege taşrasının Muğla’sına en yakın olanı ise örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Sayın Adnan Keskin’dir. Adnan Keskin, bu toprağın siyasetini ve siyasetçisini iyi bilenlerdendir.
***
Yıllardır yazmak istediğim bir şey var. CHP’nin seçim dönemlerinde etkin kampanyalarında kullandığı “Şimdi CHP Zamanı” sloganının bize, bu kente uygun bir slogan olmadığın söylemek istiyorum. Bu slogan hep CHP’li olmuş, her şeye karşın 40 yıldır CHP’li kalmış bir kent olarak bize denk düşen, derinlikli ve özenli söylem olarak gelmiyor. Bu söylem yurdun bir başka toprağında CHP’yi hiç bir zaman tercih etmemiş seçmene yönelik kullanılabilir. Sanki bir başka partiye oy vermiş, başka siyasi partilere gönlünü kaptırmış, yaptığı tercih nedeniyle pişman olmuş, içi sızlamış seçmeni kendi saflarına davet eden zaman, mekan ve insan ilişkili emir kipi ile davranmayı ön gören “Şimdi CHP Zamanı” sloganı bize, bu kente uygun bir slogan değil. Yerelde ve genelde CHP’yi sandıktan ilk sırada çıkaran, 40 yıldır tercihini hep CHP’den yana kullanmış bir kentin seçmenine ne zaman CHP’li olunacağını bildirmeye gerçekten gerek yok.