CHP’NİN YÜKSEK PERDEDEN AÇIKLAMALARI
CHP Genel Merkezi’nin sayılı hukukçularından birisi de Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’dır.
Adalet Komisyonu, Anayasa Komisyonu, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyeliği yanında Aldan, CHP Grup Disiplin Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu.
Bu yanı Muğla seçmeninde hissedilmese de bir hukukçu olarak Aldan, yüksek siyasette ve genel politikalarda etkin olan milletvekilleri arasında yer aldı.
Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamak için il başkanlığında yapılan basın toplantısında Aldan, kent ve ülke gündemine ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
Uyarı niteliğindeki açıklamasında Aldan, turizm sektörünün yaşadığı sıkıntıları dile getirdi.
Bölgede gerekli incelemeler yaptıklarını ifade eden, Fethiye’de inceleme yaptıkları esnada Çalış Plajı’nda 5 kişinin olduğunu belirten Aldan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu zamanda Çalış Plajı’nın insan kaynaması lazım. Bunun amacı nedir? Turizmde çok kötü politikalar izlendi. Burada dış politikanın yansımasını, iç politikadaki aymazlıklarının sonuçlarını görüyoruz. Hükümette bir çözüm önerisi var mı? A türü firmalara bir takım kredi indirimleri, bir takım uçak nakillerinde charter seferlerinde artı promosyonlar. Burada sıradan pansiyon, küçük otel sahiplerine en küçük yararı yok.”
Ömer Süha Aldan’dan asıl açıklama daha sonra geldi.
Aldan, turizm tesislerinin el değiştirmesi için hükümetin yaptıklarının bilinçli bir politika olduğunu öne sürdü.
Aldan’ın iddiasına göre; Ak Parti iktidarı Muğlalı turizmcilerin ellerindeki otel, restaurant gibi turistik işletmelerin el değiştirilmesi için bilinçli bir politika yürüyordu.
İnsanı hayrete düşüren bu iddiayı Aldan şu sözlerle açıkladı:
“Bu bilinçli bir girişimdir. Bunlar Muğlalı turizmcinin elindeki otelleri, restoranları almak istiyorlar. Belli gruplara peşkeş çekecekler. İlerleyen zamanda bölgemizdeki pek çok otel, Rusların eline geçecek. Bunu hiç unutmayın, yazın bir kenara”…
Aldan’ın tavsiyesine uyarak yukarıda yer alan ifadeleri aldık, bir kenara not ettik.
Ancak Aldan’ın not edilecek iddalarının sadece bununla sınırlı olmadığını gördük.
CHP’nin hukukçu milletvekili Aldan, basın toplantısındaki yaylım ateşine şu sözlerle devam etti:
“Turizmde 1 milyon insan ekmek yiyor. Yurdun dört bir yanından gençler ekmek için buraya geliyor. Bu turizm sektörüne katkıda bulunuyorlar. Bu insanların yarısından fazlası işinden olacak. Bunların yaşayacağı tramvayı düşünsenize. Sektörü işleten kişiler, bunları işten çıkartsa ne olacak? Bunların kıdem tazminatları sıkıntı olacak. Her iki taraf için büyük bir sıkıntı olacak. Bu sıkıntılardan kurtulmak için sektör işleten kişi elindeki mal varlığını satacak. Başka yolu yok. Kime satacak? Bunları iktidarın zenginleştirdiği sermaye grubu alacak. Üçüncü boğaz köprüsünü, üçüncü havalimanını yapanlar alacak. Bunu da ceplerinden para çıkmadan, kendi emirlerine tahsis edilmiş devlet bankalarından tahsis edilen kredilerle alacaklar. Çayın taşıyla çayın kuşunu vuracaklar. Yöntem sistem bu. Biz cambaza bakıyoruz. Ancak başka bir Türkiye var, bunun farkına varmalıyız. ”…
İfade etmek isteriz ki Ömer Süha Aldan’ın basın toplatısında yaptığı bu açıklamalarda yer alan iddialar, içerik itibariyle kent sınırlarının ve yerel siyasetin ötesinde, genel siyasete yönelik yüksek perdeden yapılmış açıklamalardır.
İddianın sahibi CHP, muhatabı ise Ak Parti’dir.
Fark edileceği gibi yerelde ve genelde CHP ile Ak Parti arasındaki rekabette yeni bir sürece girilmiştir.
Yerelde büyükşehir belediyesi üzerinden yol alan rekabet, genelde ise Kılıçdaroğlu’na yönelik muhalefet üzerinden yürütülmektedir.
İki parti arasında yürüyen genele dayalı siyasi rekabet, yerele intikal ettirilmiştir.
Bu noktada geçtiğimiz hafta içinde CHP il başkanlığında yapılan basın toplantısında CHP’li milletvekilleri tarafından yapılan açıklama ve iddiaları bu yeni sürecin ilk söylemleri olarak görmek ve kabul etmek gerekir.
Bu süreçte merkezi otorite ile yerel otorite arasındaki rekabette kamuoyunu hayrete düşürecek açıklama, iddia ve uygulamalara hazır olmak gerek.