AKP İl Başkanı Nihat Öztürk, geçtiğimiz hafta içinde yaptığı kahvaltılı basın toplantısında önümüzdeki yerel seçimlerde partisinin hedefini açıklar. Ak Parti’nin Muğla hedefi “yüzde 45”tir. Bakınca dolu gibi görünen, rakam anlamıyla da insanda oy artışı algısı yaratan bu oran algısı yüksek seçmende derin bir düşünceye yarattı. Basın yolu ile yapılan her açıklamanın toplumda, dolayısıyla seçmende algı yaratmak üzere açıklandığı unutuldu.
***
Yine bu köşeden “Milletvekili Ne Söyler” başlığı taşıyan yazıda; bir siyasetçi olarak milletvekillerine bilgi taşıyan teşkilatların verdiği bilgilerin, argümanların doğruluğu ve gerçekliğinin ne kadar önemli olduğunu ele almış, siyasileri uyarmıştık. Siyasilerin önüne yanlış argüman koyan, siyasetçisine yanlış açıklama yaptırır, diye de belirtmiştik. Çünkü; siyasette gaf’ın temelini gerçekliği doğrulanmamış bilgiler ve buna dayalı olarak yapılan açıklamalar oluşturduğunu biliyorduk. “El Yordamı” ile yapılmış, gerçeklikten uzak, kendi seçmenin de hayal kırıklığı yaratan açıklamaların artması ile “İl Başkanı Ne Söyler” başlığı taşıyan bir yazıyı kaleme almanın zamanı geldi.
***
Ak Parti İl Başkanı, basın yolu ile yaptığı açıklamada partisini siyasi puan tablosundaki yerini ve oranını belirlemiş. Bu orana göre Ak Parti’nin siyasi puan tablosundaki hedefi ikinci sırada yer almak!.. İl Başkanı Nihat Öztürk’ün bu hedef için fazla zorlanmayacak. Bu hedef için çok ciddi bütçeli kampanyalar hazırlamasına da gerek yok. Partisi zaten ikinci sırada. Yapılan bu açıklamanın ardından “eşin, dostun” uyarısı ile başarı hedefi belirten bu yüzde 45 oranı için telafi edici açıklamalar yapılsa da, bu orandan ve söylemden herkes anlayacağını zaten anladı.
***
Yüksek Seçim Kurulu bilgilerine göre son yapılan seçimlerde (2011) Muğla’nın siyasi puan tablosu şöyle: CHP yüzde 45.8 – AKP yüzde 32.9. Nihat Öztürk’ün il başkanlığı döneminde AKP zaten ikinci parti ve Öztürk’ün yüzde 45 hedefi, partinin puan tablosundaki yerini değiştirmeyeceği için yeni bir söylem ve yeni bir hedef sayılamaz. Nihat Başkan ve ekibi sanıyoruz “ömrü billah” Muğla’da ikinci parti olacaklarını tescillemek istiyorlar. Ancak bu kadar gafla mevzileri korumak zor görünüyor. Üstelik AKP İl Başkanı Nihat Öztürk’ün “vekil siyaseti”yapmadığı herkesçe de biliniyorken!..
Bilgilerimizi tazeleyelim. 2011 seçimlerinde CHP 240 bin, AKP 172 bin oy almıştı. Arada 68 bin oy farkı vardı. CHP ile arasındaki oy farkını 30 bin gören siyasetçilerden kurulu muazzam bir teşkilatla karşı karşıyayız. Bu teşkilatın basın yolu ile yaptığı açıklamaların sosyal, siyasal ve sayısal oranlarında ve verilerinde çok ciddi sorun var.
İl Başkanı Nihat Öztürk’ün açıklamasında yer alan ve söylendiği anda toplumda yüksek beklentili bir hedef algısı ve inancı oluşturması beklenen yüzde 45 hedefi el yordamı ile hazırlanmış, derinliksiz ve özensiz bir söylemdir. Kimin hazırladığını, böylesi engin ve derya bir gafı kimin dizayn ettiğini bilmek isteriz.
***
Siyaset; bu tür bir açıklamayı tesadüf olarak görmez. Bu açıklama CHP’ye davul-zurna çaldırır, meraklısına göbek attırır. Nihat Öztürk’ün yaptığı bu açıklamanın detaylarını hazırlayan bir ekip olduğu duyumunu aldık. Uyaralım! Böylesine özensiz sloganlar için danışmana gerek yok, böylesi gafları önlemek için ancak bir danışmana ihtiyaç duyulabilir.
Partinin seçim başarısı ve oranları ile ilgili yapılacak her açıklamada gerçekliği tescillenmiş ve güncellenmiş bilgiler liderle buluşturulur. Ancak Nihat Bey’in kent/siyaset ilişkisinde gerçek argümanlarla buluşturulmadığına inanıyoruz. Bu onun suçu değil…
AKP’nin kent/siyaset ilişkilerini dizayn eden “kenti ve kentliyi en iyi ben tanırım, ben sizden daha önce bu kente geldim, bu kentin şifrelerini çözdüm, siz bunları bilmezsiniz, bunlar var ya bunlar” tavırları ile kendisine mevki ve makam sağlayanlar parti içinde belli bir inanç ve güvenilirlik sağlamış olsalar da içinde bulundukları siyasi oluşumu kör ve karanlık bir noktaya doğru götürüyorlar. Onların hasım gördükleri siyaset değil! Onlar kentin sonradan “göçeni” olarak hala kenti ve kentliyi hasım görüyorlar. Onların sorunu ideolojik değil, sosyolojik…
Ticarette başarılı olan, ticari başarıları ile bu partilerinin parlayan yıldızı konumunu sürdürenler ticari tecrübeleri ile siyaseti dizayn edemezler. Siyaseti dizayn etmek için gerekli olan argümanlar tüccar zihniyetlerin veresiye defterinden çıkarılamaz. Tüzük ve programlardan çıkarılır. İdeoloji sahibiyseniz tüzüğünüze, programınıza bakarsınız. Tüzükle, programla işiniz yoksa ve siz görünmeyen, yazılı olmayan kurallarla siyasi oluşumunuzu ve siyaseti şekillendirmeye, dizayn etmeye çalışıyorsanız o başka bir şey’dir. Ona başka bir şey denir. Onu buraya yazamayız.