Birçok sivil toplum kuruluşu, meslek odası ve egemenliğin sahibi halkın büyük bir çoğunluğunun karşı çıktığı ve bu karşı çıkışın birçok demokratik yöntemle dile getirildiği ancak tüm uyarı ve tepkiye rağmen “dediğim dedik, çaldığım düdük” diyenlere halk bir şey anlatamamıştı ancak yüce yargı öyle bir güzel anlattı ki sormayın gitsin.Eski Garaj Alanı ihalesi ile ilgili olarak Muğla 1. İdare Mahkemesine Mimarlar Odası tarafından açılan davada yargı ihaleyi iptal etti. Muğla Mimarlar Odası adına Muğla Barosu Başkanı Avukat Mustafa İlker Gürkan tarafından açılan davada önce yürütmenin durdurulması kararı veren mahkeme şimdi de ihaleyi iptal etti. Mahkeme Başkanı Gürbüz Uçar imzasını taşıyan Muğla 1. İdare Mahkemesi kararında,“Dava dosyasında bulunan imar planlarının incelenmesinden söz konusu taşınmazın imar planında Katlı Otopark ve İşhanı olarak ayrıldığı, bu amaca aykırı şekilde kat karşılığı konut inşaatı da yapılmak üzere uyuşmazlık konusu ihalenin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durumda imar planında ayrılan amaca aykırı yapıldığı sonucuna ulaşılan dava konusu ihale işleminde kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır” denildi.Karar bize bir kez daha:“Türkiye demokrasi ile yönetilmekte olan bir hukuk devletidir. Demokrasilerde, egemenlik kayıtsız şartsız halka aittir ve hukuk devleti ise, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran ve bu düzeni sürdürmekle kendini yükümlü sayan, bütün davranışlarında hukuk kurallarına uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan, devlettir” dedirtti.
Yargı kararıyla; Eski Garaj Alanı’na ilişkin yerel idare tarafından yapılan işlemlere ve bu konudaki uygulamalara bakıldığında bu işlemlerin yapılmasında ve kararların alınmasında, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine uyulmadığı” tespit edildi. Hukuk devleti ilkesi gereği bu konuda en doğru ve geçerli sözü söyleyecek olan yargı, sözünü söyledi. Demokrasilerde, egemenlik kayıtsız şartsız halka aittir. Yasama yetkisi de, yürütme yetkisi de, yargı yetkisi de, halk adına kullanılmaktadır. Dolayısıyla halk adına bu yetkilerin kullanılması neticesinde yapılacak olan işlemlerin ve alınacak olan kararların açıklık ilkesine, demokrasiye ve hukuka uygun olması gerekmektedir.
Bu olay; demokrasilerde, kamuya ait taşınmazlar hakkında verilecek kararların halka sorulmadan, halka rağmen yapılamayacağını bir kez daha gösterdi.
Yargı; halkın tepkisi ile oluşan bilince sahip çıkan Mimarlar Odası tarafından halkın istekleri doğrultusunda açılan davada garaj alanı ihalesini iptal etti. Eski Garaj Alanı ihalesinin hukuksal anlamda da yanlış olduğunu bilemezdik. Bizim bildiğimiz bu yöntemin kent demokrasisi adına yapılan yanlışlığıydı. Yanlış hesap bir kez daha Bağdat’tan döndü. Mahkeme ihaleyi iptal etti. Kentin egemen gücü olarak demokrasi dışı davranışları bir yöntem olarak kullanmaya başlayan yerel iktidara bu süreçte açılan davayı çok önemsiyoruz. Kendisi ile görüştüğümüz çok sayıda mimar “belediyenin arka bahçesi değiliz ve olmayacağız” şeklinde açıklamalar yaptılar. Darısı diğer meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının başına! Sonuç olarak yerel idareye buradan bir ders çıkar mı? bilmiyoruz.Ancak yerel idare bilsin ki; halk artık yerel idarenin elinde bulunan egemen güçle ne yapılacağını bilmek istiyor. Halk artık kendisine rağmen yapılan her şeyi demokrasi kurallarına aykırı olarak görüyor. Bu nedenle yerel idare ve onun yöneticilerinin bu karardan sonra kentle ilgili alacakları önemli kararlarda insan haklarına saygıyı, yasalara ve hukuk kurallarına uygunluğu göz önünde bulundurması gerekir diye düşünüyoruz. Bundan ders çıkarılmalı.“Dediğim dedik, çaldığım düdük” anlayışının, mantığının, diretmesinin artık elle tutulur bir tarafı kalmadı.