Taksim Gezi Parkı protestolarında CHP’li gençler tarafından çekilen, twitter ve facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan fotoğrafa tepkiler büyüdü.
CHP’li Muğla Belediyesi’ne ait bir su tankeri Atatürk Stadyumu önünde polisin TOMA aracına su takviyesi yaparken çekilen fotoğraf sosyal medyada kıyameti kopardı.
Geçtiğimiz haftanın son gününde konuya ilişkin yine bu köşeden kaleme aldığımız yazıya çok sayıda ileti aldık.
Ancak bu konuda siyasilerden CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Mahir Akgül’ün dışında ne CHP il başkanlığından ne de Muğla Belediyesi’nden bir açıklama yapılmadı.
CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Mahir Akgül, yaptığımız görüşmede söz konusu fotoğrafın İl Gençlik Örgütü  tarafından çekilmediğini ve sanal ortamda paylaştırmadıklarını ifade etti.
***
Anladık ki; yeni göreve atanan Başkan Akgül’ün fotoğraftan haberi yoktu.
Bu konuda bir açıklama yapmasını, yapılan açıklamayı da yayınlayacağımızı kendisine ilettik.
CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Mahir Akgül ve ekibi rahat olsun.
Kimse de Akgül ve ekibine bu konuda bir suçlama getirmesin.
Aygül’ün “fotoğrafı biz çekmedik, biz sızdırmadık” açıklaması, adresi belli siyasi baskıları durdurabilir.
Ancak fotoğraftaki gerçeği değiştirmez.
Ortada bir fotoğraf var ve bu fotoğrafın bir gerçeği var.
Aslında ne kamuoyu ne de biz gazeteciler fotoğrafı kimin çektiği ile ilgilenmiyoruz.
Bizim ilgilendiğimiz fotoğrafta yer alan gerçek.
***
Herkes biliyor ki bu fotoğraf; CHP’li gençler tarafından çekildi.
Yapılan su takviyesinin ardından basınçlı su ile donuna, doncuğuna kadar ıslanan, polisin müdahalesi ile sabahın ilk saatlerinde çil yavrusu gibi ovalara, tarlalara sığınan gençlerin büyük bir kısmı CHP’li…
Gezi Parkı için direnenlerin önünde saygı ile eğildiğini her fırsatta dile getiren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “O gençleri alnından öpmeyeyim de ne yapayım” açıklamasını yaparken, polisin müdahalesi ile ovalara ve tarlalara sığındıktan sonra başlayan sürek avında protestocuların yerlerinin tespit edilmesinde, CHP’li belediyeye ait itfaiye araçlarının işbirliğine CHP’li gençlerin sevinmesi beklenemez.
Kimse; martaval okumasın, kimse hikâye anlatmasın.
CHP’li gençleri, fotoğraf çekip, bunu sosyal paylaşım sitelerinde paylaşma noktasına biz getirmedik.
Bu gün başlayan ve hararetle tartışılan “Kim, ne kadar CHP’li” sorgulamasını da biz başlatmadık.
Kimin, ne kadar CHP’li olduğu ortada…
Biz bu tartışmanın içinde olmayacağız.
Ancak böylesi bir olay ile ilgili görüşlerimizi aktarmaktan da geri durmamız beklenemez.
***
Kılıçdaoğlu’nun bu sürece yönelik çok önemli tarihsel tespitleri var.
Bunlardan en önemlisin yer alan ifadeleri birlikte hatırlayalım. Kılıçdaroğlu açıklamasının bir yerinde “Eylemi CHP yapmadı, böyle düşünmek dar kafalılıktır. Polisin baskısından sonra, o kadar biber gazından sonra ellerinden çöp torbalarıyla meydanı temizlediler. Onları alınlarından öpüyorum. Demokrasi karşıt görüşleri dinlemektir. Türkiye’nin önünde yeni bir pencere açılmıştı, bu gençlik farklı bir gençliktir. İktidar muhalefeti ve STK’ları dinlemeli. Demokrasi de STK’ların gücü artıyor, artmak zorunda. Bir başbakan duygularıyla ülkeyi yönetemez. Akıl ve mantıkla yönetmeli. Öfkeyi öne çıkarırsanız kutuplaşmaya neden olursunuz. Başbakan sorumluluğunun bilincinde olmalı. Dayatma ve inatla ülke yönetilmez. Son olaylar bizi dünyaya rezil etti. Gençler demokrasi ve özgürlük istiyor, bunu vereceksiniz” diye söylemişti.
***
Sivil Toplum Örgütlerini,  muhalefeti, basını, gençleri dinlememek bizim hiç yabancı olmadığımız konular. Duygularıyla yönetmeyi, akıl ve mantığı dışlamayı, öfkeyi, kibiri öne çıkarıp, kutuplaşmaya ve ayrışmaya, neden olmayı biz çok iyi biliriz.
Birileri sayesinde bu konuda biz hayli yol aldık.
Bu noktada kimse kimseye kızmasın.
Bu tür bir anlayışa sahip olmak için illa muhafazakâr demokrat olmak gerekmiyor.
***
Eski Garaj Alanı, Yol Katılım Bedeli, Kanalizasyon Evsel Atık Bağlantısı gibi konularda STK’larla, Meslek Odaları ile yaşanan toplumsal çelişkilerle biz; refiklerimiz CHP’li iller arasında örnek bir il durumundayız.
Kendisine ait hizmet binasına, kimsenin görüşünü almadan ilave yapan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruyan, Korumacılıkta lider bir kentiz.
Doğusuna; Arıtma Tesisi Su Toplama Havzası, batısına; Arıtma Tesisinin kendisini yapan, bir ekoloji mirası olan Karabağlar Yaylası’nı özenle korumaya çalışan, bununla övünen bir yerleşkeyiz.
Şehrin göbeğinde, bir yanına TOKİ, bir yanına da bölgesel sağlık hizmeti verecek Üniversite Hastanesi yapılacak olan Karadağ mevkiine, ilçelerin ve beldelerin çöpünün toplanacağı, (MUKADBİR) Katı Atık Bertaraf Tesisi kuran tek çevreci yaklaşımın ve anlayışın sahibiyiz.
Şehir içerisinde dikilen kırmızı beyaz dubaları ile, esnaf çarşısını girilemez, park edilemez noktasına getiren, esnafa kepenk kapattıran, kentin iç ekonomisini sekteye uğratan, AVM’lerin değirmenine su taşıyan bir anlayışın kentiyiz.
Yöntem ve uygulamaları nedeniyle hakkında açılmış sayısız dava ve yürütmeyi durdurma kararı olan bir yönetim anlayışının “sol ve sosyal demokrat” olduğu iddia edilemez.
Sol, sosyal demokrat gelenekten gelen hiç bir kültürde bunlar yaşanmaz.
Demokrasiyi arayan sol kültür, kimsenin değirmenine su taşımaz…